Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i teröre hedef gösterdiği iddiasıyla yargılanmasına başlandı. İmamoğlu, savunmasını yaparken elini sertçe kürsüye vurarak “Beni terörle yan yana getirecek kişinin alnını karışlarım. Ben bu memleketin vatan evladıyım. Bana bakan Türk Bayrağını görür, bana bakan Mustafa Kemal Atatürk’ü görür. Terörle beni yan yana getiren haddini bilecek. Beni terörle ilişkilendirmek isteyenleri şiddetle kınıyorum” dedi.
Yargılama, dışarıda bir miting kalabalığı birikeceği endişesiyle bundan iki gün önce Çağlayan Adliyesi’nden Silivri Cezaevine alındı. Duruşma nedeniyle Silivri’de de çok ciddi güvenlik önlemleri vardı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına çok sayıda CHP milletvekili ve belediye başkanları da katıldı.
10:20’de başlayan duruşma, yaklaşık bir buçuk saat sürdü. Avukatların, duruşmanın Silivri’ye alınmasının doğal hâkim ilkesini, yargılamanın aleniyetini ve nihayetinde adil yargılanma hakkını ihlal ettiği yönündeki itirazları reddedildi. Mahkeme Akın Gürlek’in avukatının dosyaya katılma talebinde bulunmasının ardından, talebi “tehdit ve hakaret” suçlamalarından kabul etti. Gürlek’in ‘Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme’ suçlamasından zarar görmediği gerekçesiyle, bu suç yönünden katılma talebinin reddine karar verildi.
“İstanbul’u üç kez kazandığım için tutukluyum”
Ardından Ekrem İmamoğlu’nun savunmasına geçildi. İmamoğlu, savunmasına, “Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ülkemiz adına sağlıklı kararlar verilmesini umuyorum. Açıkçası bugün buradayım ve ben niçin buradayım diye de insani olarak kendime soruyorum ve bunun cevabını bulmakta zorlanıyorum” sözleriyle başladı.
İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bugün burada bulunurken ben de yıllar öncesinde bu kampüs içerisinde Ergenekon kumpas davasını takip etmiştim. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır iradesine karşı kazandığım için bugün tutukluyum. Ben üç kez İstanbul seçimlerini kazandığım için buradayım. On beş buçuk milyon insanın iradesiyle bir sonraki seçimde Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlendiğim için buradayım. Şehri yönetirken yalana, kanala, talana karşı çıktığım için burdayım.
16 milyon insanın, İstanbul’un belediye başkanıyım. Üzülerek ifade edeyim ki bir panelde konuşmamda başlayan bu sürecin altında yatan duygumun beni Silivri’ye taşıması kaygılarımın ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. O gün panelde duygularımı dile getirdim. Söylediklerimin neresi tehdit neresi hakaret? İsteseniz de istemesenizde sevsenizde sevmeseniz de ben sizin evlatlarınızı seviyorum. Her işin zorluğunun farkındayız. Biz helalleşerek yola çıktık. Ben bu konuşmayı yaptık sonra ne oldu hakimim. Yerime oturdum. Bir kaç dakika geçti. Yetkililerden birisi telefonundan bana soruşturma başlatıldığını gösterdi. Soruşturmayı başlatan savcı bu konuşmayı canlı dinlemesine imkan olmadığına göre nasıl dinledi. Whatsapp’tan gönderilen bir ekran görüntüsünde bir web sitesinden alıntı yapılarak böyle bir haber var hemen soruşturma başlatın talimatı mı verildi? Beni terörle yan yana getirecek kişinin alnını karışlarım ben bu memleketin vatan evladıyım bana bakan Türk Bayrağını görür bana bakan Mustafa Kemal Atatürk’ü görür, terörle beni yan yana getiren haddini bilecek. Beni terörle ilişkilendirmek isteyenleri şiddetle kınıyorum.
Protestolarda tutuklananların serbest bırakılmasını istedi
Benim evladım saydığım, tutukladığınız öğrencileri bırakın, yazıktır, günahtır. Haksızlığa kim uğradıysa yanında beni bulacak. Beni korkutamazsınız. Benim içim acıyor, içim.
Vatandaşların vergisiyle yayın yapan TRT, beni itibarsızlaştırmak için yalan ve iftiralarla haber yapmak yerine bu duruşmayı yayınlasın.”
Duruşma, 16 Haziran Pazartesi gününe ertelendi.
Ne olmuştu?
İmamoğlu, 20 Ocak’ta “Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması” isimli panelde yaptığı konuşmada CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın’ın ifadeye götürülmesine tepki göstererek, “Benim gencecik kardeşim, arkadaşım, Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın’ı ifade için çağırıyorsun, sözüm ona. Yedi, sekiz polisle evine baskın yapıyorsun. Neymiş? Bizim gözümüzü korkutmakmış. Amacın senin milletin gözünü korkutmak. Bak Başsavcı sana söylüyorum. Biz var ya senin evlatlarının bile -sana hiçbir faydamız olmaz senin zihnin çürümüş de- senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Bunu unutma. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına birileri dayanmasın. Senin evlatlarını sabahın köründe evinden kimse almasın…” demişti.
7 yıl 4 aya kadar hapsi isteniyor
İmamoğlu’nun bu sözleriyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesini hedef aldığı iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında İBB Başkanı 31 Ocak’ta ifade vermişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu hakkında, Başsavcı Akın Gürlek’le ilgili sözleri nedeniyle, “tehdit”, “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlarından 7 yıl 4 ay aya kadar hapis ve siyasi yasak istemli iddianame düzenlendi.
Bu iddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilince hazırlanan iddianamede, Başsavcı Akın Gürlek ”mağdur” olarak yer aldı.