RM-707 kodlu uçak ve Kartal İmam Hatiplilerin sabah namazından gelen ‘Hicret’ simyali
12 Nisan 2025

Bundan 48 saat önce… Yani 9 Nisan günü çok ilginç iki olay yaşandı.

Biri rotası değiştirilen bir uçaktı.

Öteki ise “Kartal İmam Hatip” çevresinden gelen ve beni hayretler içinde bırakan bir “Hicret” teklifiydi.

Şimdi sıkı durun size birbirinden bağımsız gibi duran, ama aslında bir yerinden birbirine bağlanan bu iki olayla ilgili bana ulaşan isbtihbaratı aktaracağım.

9 Nisan günü Bakü toplantısına saatler kala

9 Nisan günü Türk ve İsrail üs düzey askeri yetkililerinden oluşan iki heyet, Azerbaycan’ın başkenti Baku’da bir araya gelmişti.

İki ülkenin Suriye üzerindeki gizli çekişmesinin doruğa çıktığı günlerde bu buluşma çok büyük bir sürprizdi.

Hiç şüphesiz bu buluşmanın mimarı Azerbaycan Devlet başkanı İlham Aliyev’di.

Dün bütün medyalarda bu haber verildi.

Ancak bu buluşmanın öncesinde çok ilginç bir olay yaşanmıştı ama nedense, Ankara buna sessiz kalmıştı.

Olay aynı gün İsrail’den kalkan bir uçağın, havada rotasını değiştirme zorunda kalışıydı.

RM-707 kodlu uçak havada rotasını değiştiriyor

Uçağın kod numarası RM-707’di.

İçinde Baku’da Türk heyeti ile teknik görüşmeleri yapacak İsrail askerleri vardı.

İsrail’den Baku’ya en kestirme yol Akdeniz üzerinden Türkiye oradan Baku’ydu.

Ancak İsrail devlet televizyonu KAN kimsenin bilmediği bir olayı açıklıyordu.

Bakü’deki görüşmeye giden İsrail heyetinin bindiği uçak Türk hava sahasının üzerinden geçirilmemişti.

KAN İsrail’in en büyük üçüncü haber ajansı. Cumhurbaşkanı Erdoğan için AA neyse,  Netanyahu için de KAN aynen oydu.

İsrailli muhabir: Asla geçemezsiniz dediler

KAN’ın muhabiri o olayı şöyle anlattı:

“İsrail ile Türkiye arasındaki gerginlik sürüyor. Akşam edindiğimiz bilgilere göre, Azerbaycan’da Türk heyetiyle görüşmeye giden İsrailli yetkilileri taşıyan hava kuvvetlerimize ait bir uçak, rotasını değiştirmek zorunda kaldı. Çünkü Türkler, RM-707 kodlu uçağımızın Türkiye hava sahasından geçmesine izin vermedi. Üstelik uçakta üst düzey isimler olmasına rağmen. Türkler, uçağın hava sahalarından geçmemesi konusunda ısrarcı oldular. Açıkçası bu pek de diplomatik bir yol değil. Bu nedenle uçağımız, Bulgaristan ve Karadeniz üzerinden Ermenistan’ın da hava sahasını kullanmak zorunda kaldı.”

Ancak bu önemli haber nedense Anadolu Ajansı’nda verilmedi

Dün bu yazıyı yazarken araştırdım. İktidarın resmi ajansı AA’da bu haberi göremedim.

Oysa 17 Kasım 2024’de İsrail Cumhurbaşkanı BM toplantısı için Bakü’ye giderken yine izin verilmemişti ve AA bunu geniş bir haber yapmıştı.

O nedenle Türk medya kuruluşları bu haberi İsrail kaynaklarından verdiler.

Ankara nedense bu haberin görülmesini istememişti.

Bu ayrıntıyı bir kenara yazarak öteki ilginç istihbarat bilgilerine geçelim.

Bakü’deki bu toplantı gerçekten çok önemliydi.

Çünkü Esad Rejiminin düşmesi Suriye’de tahminimizin ötesinde bir vakum yaratmış ve bu vakumda Türkiye ile İsrail’in karşı karşıya gelmesi riski çok büyümüştü.

Şimdi bir hafta geriye gidip bir gece ne oldu ona bakalım.

2 Nisan’ı 3 Nisan’a bağlayan gece T4’te ne oldu

O gece İsrail Hava Kuvvetleri Suriye’de 3 ayrı hedefe saldırı yaptı.

Bunlar Şam, Hama ve Humus’tu.

İlk bakışta İsrail’in son zamanlarda Suriye’ye yaptığı saldırılardan biriydi deyip geçilecek bir olaydı.

Ancak vurulan yerlerden birinin adı çok dikkat çekiciydi.

Burası “T4” Havalanıydı.

Bu havalanının adı son zamanlarda sık sık duyuluyordu.

Çünkü Türkiye’nin tam burada bir üs kurma hazırlığı içinde olduğu yazılıyordu.

İsrail’in resmi X sayfasında yayınlanan Türkçe bir haber

Daha 3 Nisan sabahından itibaren ilginç şeyler olmaya başladı.

İlk ilginç gelişme şuydu:

Uçakların saldırısı İsrail’in devletinin resmi “X” sitesinden Türkçe anonsla duyurulmuştu.

Arkasından da üç İsrailli bakanın demeçleri geldi.

Hepsi aynı şeyi söylüyordu:

“Bu Türkiye’ye bir mesajdır…”

İkinci mesaj iki gün sonra Beyaz Saray’dan geliyor

Neydi mesaj?

“Türkiye İsrail’in Şam hattını aşarak Kuzeye doğru ilerlemesine karşı. İsrail de Türkiye’nin, kendi güvenlik sınırını aşıp Güney’e doğru ilerlemesine karşı.”

O mesaj iki gün sonra Washington’dan daha etkili biçimde geldi.

Netanyahu bunu ABD’nin yeni Başkanı Trump’a da iletmişti.

İlk sağduyulu ses Hakan Fidan’dan geliyor

İşte tam bu noktada Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sağduyulu açıklaması geldi:

“Biz Suriye’de İsrail’le karşı karşıya gelmek istemiyoruz.”

Ancak bunun anlamı tam neydi?

“Bizim orada üs yapma niyetimiz yok mu…”

Yoksa;

“Bizim orada üs kurmamıza karşı çıkmayın, tam aksine oradan İsrail’e saldırı yapılmasına izin vermeyiz mi…”

İşte bu noktada artık güven verici bir mekanizmaya ihtiyaç vardı ve Baku sürprizi geldi.

Ortadoğu politikasında bir ilk: Fidan ve Kalın geri çekiliyor, asker öne çıkıyor

Türkiye’nin Ortadoğu politikasında bir ilk meydana geldi.

Bugüne kadar bütün ilişkileri Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın sürdürüyordu.

İlk defa onlar geri çekildi ve devreye direk askerler girdi.

Çünkü çatışacak onlardı, çatışma tehlikesini de ancak onlar önleyebilirdi.

Türkiye Aliyev’e teşekkür borçlu

Bunu da Türkiye Gazze konusunda İsrail’e en ağır suçlamaları yaptığı, İsrail’e karşı uluslararası hareketin başını çektiği günlerde bile İsrail’le ilişkilerini bozmayan, hatta onu destekleyen Aliyev başarabilirdi ve başardı.

Böyle çok kritik bir anda Türkiye ona bir teşekkür borçlu.

Ancak Suriye’de çatışma tehlikesi bu kadar büyükken Ankara nedense İsrail’le bu görüşmeye pek sıcak görünmek istemiyor.

Hiç kuşkusuz bunun nedeni, Gazze Savaşı sırasında yürütülen militanca politika.

Kamuoyunu bu kadar ayağa kaldırdıktan sonra şimdi aniden görüşmeye başlamayı izah etmek kolay olmayacaktı.

Bakü’deki ilk turun sonucunu da İsrail resmi kaynaklarından öğrendik

Peki ilk round görüşmenin sonucu ne oldu?

Ankara’dan bu konuda bir açıklama gelmedi.

Yine İsrail medyasından öğrendik.

İlk görüşmede pek sonuç alınamamış.

Ama iyi haber şu.

Görüşmelere devam denmiş.

Azerbaycan askeri 9 Mayısta Moskova’da resmi geçit yapacak

Bana göre son bir yıldır Ortadoğu’da en akıllı siyaseti yürüten ülke Azerbaycan.

Size küçük bir istihbarat daha.

Azerbaycan askerleri,  9 Mayıs’da Moskova’da yapılacak geçit törenine katılacak.

Bu, “Büyük Vatanseverlik Savaşı” denilen zaferin 80’inci yıldönümü.

Yani Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanya’sını yendiği savaşın 80’inci yıl kutlamaları.

Demek ki Azerbaycan’ın Rusya tarihinin bu bölümüne hala bağlılığı var.

Unutmayalım o zafer aynı zamanda Holokost kamplarından kurtulan Yahudilerin de kurtuluş günüdür.

Bakü toplantısı günü Yeni Şafak’ta yayınlanan çok ilginç hicret yazısı

Şimdi gelelim, asıl önemli “İşarete…”

Türkiye’nin Gazze politikası ne olacak?

Dün yani Baku buluşmasından 24 saat sonra Antalya Forumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını dinleyenler şunu düşünebilir:

Çünkü Erdoğa İsrail’e yine “ Terör devleti” diye girişiyordu.

Acaba Erdoğan Dışişleri ve Genelkurmay’ın Baku buluşmasını torpillemek mi istiyor?

Şimdi sıkı durun.

Kimse üzerinde durmadı, ama Bakü’de o görüşmenin yapıldığı 9 Nisan günü Türkiye’de çok ilginç bir yazı yayınlandı.

Herhangi bir görüş yazısı diye bakıp geçebilirdim.

Ama yazı, iktidarın en büyük destekçilerinden biri olan Yeni Şafak Gazetesi’nde yayınlandı.

Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip çevresinden önemli bir yazar

Yazan da Taha Kılınç.

Ünlü “Kartal İmam Hatip ekibinden.”

Yani Bilal Erdoğan’ın çevresinden.

Ortadoğu üzerine çok sayıda kitabı var.

Anlayacağınız herhangi biri değil.

Sabah namazından sonra istişarede konuşulanlar

Yazı şöyle başlıyor:

(*) “Geçtiğimiz cumartesi günü (5 Nisan), sabah namazından hemen sonra, hepsi de İslâm coğrafyasıyla sıkı münasebet içinde bulunan kıymetli insanlarla bir istişare halkasındaydık. Temel müzakere konumuz, Gazze’nin bugün geldiği durumdu. Herkes kendi durduğu yerden baktığı için, meseleye farklı açılımlar getirdi. Zihinlerde konuyu çok yönlü olarak netleştirmek adına, işaret edilen temel noktaları -bir diyalog akışı içinde- aktarmak istiyorum.”

Artık Gazze’deki insanları başka bir yere taşımalıyız

(*) “Gazze’deki insanları başka bir coğrafyaya taşımayı artık konuşmamız gerekiyor. İslâm dünyasının gözleri önünde bir halk yok ediliyor. Toprak mı önemlidir, yoksa insan mı? Elbette insan daha önemlidir. Madem bu insanların öldürülmesine Müslümanlar engel olamıyor, bari kapılar açılsın. Bunun gündeme taşınması lazım.”

Araplar kabul etmiyor, öyleyse bize hicret etsinler

(*) “Yaşanan süreçte temel problemlerden biri, Arap dünyasının tavrı. Filistin’e komşu ülkeler, Filistinlileri kesinlikle topraklarına kabul etmek istemiyor. Gazze’yi boşaltsak mesela, Filistinliler nereye gidebilecekler?

Türkiye, Endonezya, Balkan ülkeleri, Cezayir… Akla gelen birçok alternatif var. Gazzeliler buralarda “hicret” mantığıyla hayatlarına devam ederler.”

48 saat geçti, kimseden tık yok. Bu sessizliğin anlamı ne?

Çok ilginç bir yazı.

Aradan 48 saatten fazla bir zaman geçti.

Baktım ne Ankara’dan ne de iktidara yakın meydanan tek kelime eden yok…

Bu sükutun anlamı nedir?

Yazıyı ciddiye mi almadılar…

Yoksa Türkiye’ye yeni bir “Hicret”in ön hazırlıkları mı yapılıyor?

Yani Suriye ve Afganlardan sonra Türkiye’nin kapıları en azından 1 milyon Filistinli’ye de açılıyor mu…

Beyaz Saray ikilisine çok güzel bir haber değil mi

Bakü’de askeri görüşmelerin yapıldığı gün, İsrail’e de bu kadar güzel bir haber tesadüf olabilir mi?

Olabilir ama kabul edelim ki, Beyaz Saray’da iki sandalye üzerinde Türkiye’ye ve Erdoğan’a o güzel mesajları ileten ikiliye de çok güzel bir haber bu.

İsrail’e Hamassız, Filistinlisiz bir Gazze ikram etmek nasıl bir fikir?

Netanyahu ne der bu hediyeye…

Ya orada lüks tatil köyü kurmak isteyen “ Dostumuz Trump?”

Evet aynı gün arda arda meydana gelen olaylarla ilgili açık istihbarat bilgileri şimdilik bunlar.

Türkiye’nin iki ayrı İsrail politikası mı var?

Aynı gün Dışişleri Bakanıyla Cumhurbaşkanının yaptığı konuşmalara bakarsanız, sanırsınız ki Türkiye’nin birbirine zıt iki İsrail politikası var.

Burası Ortadoğu.

Gerektiğinde dün söylenenler yarın masaya getirmek üzere buzdolabına konur.

Dün dündür bugün bugün coğrafyasıdır bu topraklar.

Eminim devamı da gelecektir bu zigzagların, slalomların.

ÇOK OKUNANLAR