Biliyorsunuz ABD başkanı Donald Trump konuşmalarında ne yapıp edip konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı övmeye getiriyor.
Birey ve ulus olarak bir ABD başkanının Türkiye Cumhurbaşkanını övmesinden gayet tabii ki gurur ve mutluluk duyabiliriz ama ben ABD’yi de tanıdığım için bu tür övgülerin altında mutlaka hinlik, bir devlet planı olduğundan şüphe ederim.
iki liderin yakında görüşecekleri söylendiğinden ben bu şüphelerimi tekrardan yazayım dedim bugün.
***
Bu Erdoğan’a övgü fırtınasını Trump devamlı yaşatıyor. bunlar ilk olduğunda ‘’Trump’ın ‘Türkiye Suriye’yi aldı’ lafı bizim için güvenlik tehdididir’’ başlıklı 10 ocak 2025 tarihli bir yazı yazmıştım. o yazıda şu uyarıları yapma ihtiyacı duymuştum:
‘’Trump neden durup dururken Türkiye ve cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında bu kadar güzel laflar etti, bunu gerçekten anlamamız gerekiyor.
bir devlet başkanı başka bir devlet başkanı hakkında birden güzel laflar ederse ben zaten otomatikman şüpheye düşerim.
Eğer bu güzel konuşan Amerika’nın devlet başkanıysa şüphem iki misli artar. çünkü devletin ilgili birimlerince yazılmış o metnin aynı anda birçok farklı anlam taşıdığını bilirim.
Üstüne üstlük konuşan bir de Donald Trump ise onun daha önce malignant narcism (kötü huylu narsizm) teşhisi konmuş, kendinden başka kimseyi sevemeyen bir megaloman olduğunu bildiğimden güzel laflarının asıl anlamını anlamaya daha da önem veririm.”
***
Konuştuğum bütün kaynaklar ve ben Trump’ın bu laflarının Amerika ve İsrail’in ortak tehlikeli stratejisi bağlamında söylendiğini düşünüyorduk o dönemde.
Amerika Suriye’de şimdi ve gelecekteki her gelişmenin sorumlusu olarak Türkiye’nin görülmesini istiyor.
peki Amerika neden istiyor bunu?
çünkü ileride Suriye toprağından İsrail’e kötü niyetli bir girişim, örneğin bir terörist saldırı olursa bu Türkiye’nin sorumluluğundaymış gibi gösterilecek ve İsrail ile Türkiye’nin savaşa kadar gidebilecek şekilde karşı karşıya gelmesi ortamı doğacak.
Trump bunu neden istiyor olabilir?
Belki biliyorsunuz, burada ve daha önce birçok farklı yayında Amerika’da neredeyse 30 yıldır bölgemize yönelik bir evanjelist tehdit oluşmaya başladığını yazıp uyarmıştım.
ABD derin devleti içinde neoconlar ile evanjelistler arasında uzun süredir sürmekte olan güç savaşını sonunda Trump’ın ikinci defa başkan seçilmesiyle evanjelistler kazanmış görünüyor.
Başkan Trump’ın etrafını sarmış olan bu insanlar inançları doğrultusunda bölgemizde Türkiye ile İsrail arasında savaş çıkmasını istiyor ve bunu teşvik de ediyorlar. Çünkü bu savaşın daha sonra hem İsrail’in büyük zaferiyle sonuçlanacak, hem de İsa’nın mesih olarak dünyaya dönmesini sağlayacak Armageddon’u (kıyamet savaşı) getireceğine inanıyorlar.
İşte ben bu yüzden korkuyorum. ABD’nin çok tehlikeli bir oyun içine girdiğini ve israil’le birlikte çılgınlıklar yapabileceğini görüyorum. Suriye toprağında İsrail’le karşı karşıya gelmemiz ihtimali benim için bu nedenle korku kaynağı, çünkü işin içinde evanjelist çılgınlığı olduğunu da biliyorum.
***
şimdi Trump Suriye ileride ne yaparsa yapsın bundan bizim sorumlu olacağımız imasında düzeyi yükselti ve ‘Türkiye bunu çok istiyordu ve sonunda Suriye’yi de aldı’ dedi. Trump ‘Türkiye iki bin yıldır farklı isimlerle, oluşumlarla ve şekillerle o ülkenin peşinde. Oraya giren insanların Türkiye’den olduğunu söyleyebilirim. Başkan Erdoğan arkadaşımdır. Beğendiğim, saygı duyduğum ve bana da saygı duyduğunu düşündüğüm biri. Ben kendisinden rica ettikten sonra birtakım insanların peşine düşmemeyi kabul etti. Kimden bahsettiğimi biliyorsunuz, Kürtler. Bu ne kadar sürecek bilmiyorum, çünkü onlar doğal olarak düşmanlar, birbirlerinden nefret ediyorlar. O bunu şimdilik yapmadı, başlamıştı, ama ona ‘Lütfen bunu yapmayın’ dedim. O da yapmadı. Eğer Suriye’de olanlara bakarsanız, Rusya zayıflamıştı, İran da zayıflamıştı, ama o (Tayyip Erdoğan) zeki bir adam’ dedi.
***
bu arada Israil’de devlet toplumu Türkiye’nin tehdit olduğuna inandırmak için operasyonlar yapıp duruyordu. ocak-şubat aylarında düzenlenen bir toplantıya İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve dışişleri bakanlığından birçok kıdemli diplomat katıldı. Toplantıda Türkiye’nin İsrail’e tehdit durumu ele alındı, Türkiye’nin bölgede artan nüfuzuna vurgu yapılmıştı.
daha önce İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya stratejik meselelerle ilgili rapor sunan Nagel Komitesinin Türkiye ile savaşa hazır olunması gerektiğine dair bir rapor yayımladığı duyuruldu. Jerusalem Post gibi yayınlarda türkiye-suriye tehdidinin Iran’dan bile tehlikeli olduğu yalanı yayılmaya çalışılıyordu.
***
Girişte dediğim gibi kısa süre içinde Erdoğan ile Trump’ın görüşmesi ihtimali olduğu söylendiğinden belki akılların bir yerinde tutulur diye ben bunları tekrar hatırlatmak istedim.
(evanjelist savaş tehdidiyle ilgili kapsamlı çalışmam olan “Trump ve Zamanın Sonu’’ kitabım çok yakında piyasada olacak).