Türk modern resim sanatının en önemli ressamlarından Ömer Uluç, 1960’lardan 2010’daki vefatına kadar uzanan süreçteki üretimlerinden kapsamlı bir seçkiyi bir araya getiren adlı sergisiyle İstanbul Modern’de.
Kâğıt üzerine desen ve çizimden tuval üzerine akriliğe, kolajdan heykele uzanan geniş bir yelpazeye sahip seçkide, Uluç’un kauçuk, keçe, alüminyum, akrilik levha, PVC ve polyester gibi malzemelerle ürettiği yapıtlar da bulunuyor.
Küratörlüğünü Öykü Özsoy Sağnak ve Nilay Dursun’un yaptığı sergi, sanatçının insanlık, evren ve varoluş arasındaki karmaşık ilişkiye dair düşüncelerini aktaran yapıtlarını sunuyor. Sanatçının geleneksel sınırları aşan yaklaşımını yansıtarak, izleyiciyi zaman ve mekân ötesi bir deneyime davet eden sergide, Uluç’un 300’ün üzerindeki çalışması ziyaretçilerle buluşuyor.
Farklı ülkelerde yaşayan Ömer Uluç’un karşılaştığı kültürlerden ilhamla ürettiği yapıtlar, sanatçının entelektüel birikimini ve araştırmacı kişiliğini sanatla nasıl bütünleştirdiğini gözler önüne seriyor. Uluç’un deniz ve deniz araçlarına duyduğu hayranlığa yer veren sergi, bir yandan da sanatçının tuvalden dışarı taşan üç boyutlu dünyasını farklı yerleşimlerle ele alıyor. Ömer Uluç’un genetik bilimindeki gelişmelerin izlerini takip ederek insanlık ve varoluşu sorgulayan çalışmaları ise sergi seçkisine dahil olan son dönem desen ve dijital kompozisyonları aracılığıyla sunuluyor.
Tematik bir keşif
Ömer Uluç’un ‘Ufuk Çizgisinden Öteye’ sergisi, sanatçının yaşamı boyunca görsel sanatlar dışında edebiyat, müzik, sinema ve düşünce tarihi gibi farklı disiplinlere olan ilgisiyle beslediği sonsuz merak duygusunu ve kâşif ruhunu yansıtıyor. Sergi kurgusu, sanatçının sıklıkla ele aldığı kavramların yanı sıra yıllar içinde yeniden resmettiği figürlere ya da irdelediği konulara işaret ediyor. Bu kapsamda, Ömer Uluç’un evreninde birbiri içinde var olabilen ve birbirlerine dönüşen insanlar, hayvanlar ve doğaüstü yaratıklar, sınırların geçişken olduğu sergi temalarıyla da öne çıkıyor.
İlk müze sergisi
İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, Ömer Uluç’un ülkemizdeki ilk müze sergisine ev sahipliği yapıldığını söyledi. Eczacıbaşı, “’Ufuk Çizgisinden Öteye’, sanatçının hem en kapsamlı hem de Türkiye’deki ilk müze sergisi olma özelliğini taşıyor. 1987 yılında görev aldığım 1. Uluslararası İstanbul Çağdaş Sanat Sergileri sırasında, Ayasofya Hamamı’ndaki çalışmalarıyla yakından tanıdığım Ömer Uluç’un sanatındaki derinlik, küresel anlatım gücü ve yenilikçi ruh beni her zaman çok etkilemiştir. Aramızdan ayrılışının 15. yılında, bu özel sergiyi hayata geçirebilmenin mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
Sergisi 12 Aralık 2025’e kadar İstanbul Modern’de görülebilir.
Özel bir alan: Multimedya Odası
Ömer Uluç’un sanatını yalnızca yapıtları aracılığıyla değil, entelektüel dünyasıyla de keşfetme imkânı sunan Multimedya Odası, sanatçının yaratıcı sürecine dair önemli ipuçları barındırıyor. Bu alanda, Ömer Uluç’un çizim defterleri, sergi katalogları, davetiyeleri, geçmiş sergilerden görseller ve belgeseller gibi arşiv malzemeleri yer alıyor. Farklı coğrafya ve dönemlere ait bu malzemeler, Uluç’un ilham kaynaklarını ve üretim pratiğini gözler önüne seriyor.
Modern zaman seyyahı
1931 doğumlu Ömer Uluç, 1953’te Robert Kolej’den mezun olduktan sonra ABD’de mühendislik ve resim eğitimi aldı. 1951’de Nuri İyem öncülüğünde kurulan grubunda yer alan sanatçı, 1965’te Paris ve Londra’da, 1972–1973’te ABD ve Meksika’da, 1974–1977 yılları arasında Nijerya’da ve 1982’ten 2010’daki vefatına kadar ise Paris ve İstanbul arasında yaşamını sürdürdü. Farklı coğrafyalarda yaşaması ve seyahatlerinin de etkisiyle, keskin bir ironi ve mizah anlayışıyla insanlar, hayvanlar ve doğadışı varlıklardan oluşan bir canlılar evreni yaratan Uluç, modern sanatın keşif ve araştırma ruhunu sürekli taze tutan sanatçılardan oldu.