Galiba oluyor. Bakın, bütün yaptıklarından sonra bir de Amerikan Merkez Bankası’nın bağımsızlığına son verecek adımlar atmaya kalkışırsa, dünyamız 2008’deki büyük finansal krizi aratır bir krize girebilir.
Bunun sebebini zaten haftalardır görüyoruz: Doların değer kaybı Trump iktidara geldiğinden beri yüzde 10’a dayanmış durumda.
Amerikan para biriminin bu hızlı değer kaybı geçici bir durum mu, kalıcı bir durum mu? Dolar uzun süre bu değer kaybında duracak hatta kaybettiği değerini geri kazanamayacaksa, dünyanın tamamına bu değer kaybını yaşatacak demektir.
Bu korku ve endişe, bireylerden şirketlere ve hatta Merkez Bankalarına kadar hakim olduğunda, şu an zaten var olan dolardan ve Amerikan varlıklarından kaçış eğilimi daha da hızlanabilir.
Bakın Amerikan Hazine bonolarının değeri düşmeye, faizleri artmaya devam ediyor. New York borsası düşmeye devam ediyor. Normalde bu ikisi bir arada olmaz. Borsa düşerse oradan çıkan para Hazine bonosuna kaçardı. Ama bugün öyle değil. Borsadan da, Hazine bonosundan da aynı anda para kaçıyor.
Nereye gidiyor peki? Birazı altına gidiyor, o yüzden altın fiyatı yükseliyor.
Peki kalanı? Kalan para evine dönüyor.
Dün haber vardı, Japonya’daki bankalar son bir hafta için 20 milyar dolarlık Amerikan Hazine bonosu satıp Yen’e dönmüşler. Çin bankaları AB ülkelerinin Hazine bonolarını almaya başladı.
Amerika’ya daha çok sermaye çekmek için yola çıkan Trump tam tersi sonuca neden oldu, Amerika’dan ciddi bir sermaye çıkışı var.
Yarın Amerika’da emlak piyasasında büyük değer kayıpları yaşanması ihtimali belirdi; yabancılar artık Amerika’da gayrımenkul almamaya başladı, fiyatlar düşüyor.
Çok tehlikeli bir gidiş var. Bakalım nereye varacağız…