İstanbul’daki deprem fırtınası tedirginlik yarattı. Meclis başkanından İletişim başkanlığına peş peşe açıklamalar yapıldı, okullar tatil edildi, metro kapatıldı. Deprem korkusuyla Gezi Parkı dahil birçok yerde çadırlar kuruldu.
1999 depreminden sonra da Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Ahmet Mete Işıkara çıkan paniği günlerce yatıştıramamıştı. Prof. Ahmet Mete Işıkara o günlerde ‘Deprem Dede” olarak anılıyordu. Duyulan güvenden ötürü çeşitli dergiler tarafından “en yakışıklı erkek” seçilmişti.
İstanbul, Silivri açıklarında en büyüğü 6,2 olmak üzere art arda çok sayıda deprem oldu. Depremin ardından vatandaşlar kendilerini parklara, sokaklara ve deprem toplanma alanlarına attı. Şehrin farklı noktalarında toplanma alanlarının az olması nedeniyle insanların yol kenarlarında oturmak zorunda kaldığı görüldü.
Parklara çadırlar kuruldu
Depremin ardından Taksim ve civarında oturanlar evcil hayvanlarını da alarak Gezi Parkı’nda koştu. Parkta çadır kuran vatandaşların olduğu görüldü. Taksim çevresindeki toplanma bölgesi olan Gezi Parkı’na gelen bir vatandaş, “İyi ki burayı yıktırmamışız da Gezi Parkı’na çıkabildik, yoksa gelecek yerimiz de olmayacakmış” ifadeleriyle toplanma alanlarının sayısının az olmasına tepki gösterdi. Şehrin farklı noktalarında insanların sığınacak yer bulamadığını söyleyen bir kişi de “Şişli Belediyesi’nin karşısında bir inşaat alanı var. Orası deprem toplanma alanı aslında ama şu an oraya bina dikildiği için insanlar şantiyenin etrafında toplanmışlar” diye konuştu.
Parkların korunmasının deprem gibi afetlerde sığınma alanı olarak kullanılabilmesi açısından önemli olduğunu hakkında T24’e konuşan vatandaşlar şöyle dedi:
“Evlerimiz sağlam değil, işyerlerimiz sağlam değil. Can güvencemiz yok. En ufak bir deprem sonrasında bile sığınabilecek bir yer bulamıyoruz. Şehrin deprem alanı, deprem sığınma alanlarına, boş alanların hepsine bina diktiler. En ufak bir sarsıntıda sığınabileceğimiz yer aramamıza rağmen bulamıyoruz. Bu yüzden de bugün şu anda Gezi Parkı’na attık kendimizi. Yıllar önce buraya da bir beton bina takmaya çalıştılar ama engel olundu. Engel olunmasa bu gibi depremlerde bizim şu anda burada da sığınabileceğimiz bir yer kalmamış olacaktı.”
Evden çıkıp Gezi Parkı’na doluştular
Vatandaşlar durumu şöyle anlattı: “Seneler önce bina yapılmasın diye savunduğumuz Gezi Parkı’na geldik. Ben Cihangir’de oturuyorum. Deprem anında sığınabileceğimiz bir yer bile yoktu. O yüzden mecburen Gezi Parkı’na geldim. İş yerindeydim. Oradaki hiç kimsenin deprem bilinci yoktu. Anında bir panik ortamı oluştu. Hiç kimse ne yapacağını bilemedi. Kendimizi dışarı attık. Dışarı attığımız gibi de sığınacak boş bir alan aradık. Ancak İstanbul’un en büyük problemlerinden biri deprem olmasına rağmen herhangi sığınabileceğimiz bir alan bulamadık. O yüzden de seneler önce bina yapılmasın diye savunduğumuz Gezi Parkı’na geldik.”
Evcil hayvanlarını alarak geldiler
“Deprem olunca kedimi kutusuna koydum, Gezi Park’ına çıktım. İyi ki burayı yıktırmamışız da Gezi Parkı’na çıkabildik, yoksa gelecek yerimiz de olmayacakmış. Şişli tarafında millet yolda duruyordu, sokakların arasında, sığınacakları bir yer yok. Özellikle Şişli Belediyesi’nin karşısında bir inşaat alanı var. Orası deprem toplanma alanı aslında ama şu an oraya bina dikildiği için insanlar şantiyenin etrafında toplanmışlar. Burada da çevrede yalnızca burası var. Maçka Demokrasi Parkı falan da var tabii çevrede anca insanların ilk refleks olarak indiği yer Gezi Parkı oluyor. Sadece kendi sokağına çıkmışlar. Sokaklar da dar, bina yıkılsa altında kalırsın. Böyle park olması avantaj yani, insanlar ne güzel geliyor. Bu tip durumlarda depremlerde stres oluyorlar. Stresli alanda beklesen daha gergin olursun. En azından böyle bir parka gelip, psikolojilerini daha sağlam tutabiliyorlar.”
Metro asansörleri kapatıldı
İstanbul’da Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından Metro İstanbul, hatlarda yapılan ilk kontrollerde herhangi bir hasara rastlanmadığını açıkladı. Tedbir amacıyla teleferik sistemleri ile istasyonlardaki asansörlerin geçici olarak kapatıldığı ifade edildi.
Çevre illerden de hissedilen depremin ardından artçı sarsıntılar da yaşanırken Metro İstanbul’dan kamuoyunu bilgilendiren bir açıklama meydana geldi.
Yapılan açıklamada, viyadükler, köprüler ve benzeri yapılar ile istasyonlardaki teknik alanların uzman ekipler tarafından detaylı bir şekilde incelendiği ve olumsuz bir durumla karşılaşılmadığı ifade edildi. Önlem olarak, teleferik sistemleri ile istasyonlardaki asansörlerin geçici süreyle kapatıldığı ve kontrollerin ardından aşamalı olarak yeniden devreye sokulacağı duyuruldu.
İletişim başkanlığı: Pencerelerden uzak durun
İletişim Başkanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada da deprem anında kesinlikle panik yapılmaması gerektiği bildirildi.
Telefonların acil durum ve yangınları bildirmek dışında kullanılmaması gerektiği belirtilen açıklamada, şu uyarılara yer verildi:
“Sabitlenmemiş dolap, raf, pencere vb. eşyalardan uzak durulmalıdır. Varsa sağlam sandalyelerle desteklenmiş masa altına veya dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına çömelerek hayat üçgeni oluşturulmalıdır. Baş iki el arasına alınarak veya bir koruyucu yastık, kitap gibi malzeme ile korunmalıdır. Sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda beklenmelidir. Güvenli bir yer bulup, diz üstü ‘çök’, başını ve enseni koruyacak şekilde ‘kapan’, düşmemek için sabit bir yere ‘tutun’, merdivenlere ya da çıkışlara doğru koşulmamalıdır.”
“Balkonlardan ya da pencerelerden aşağıya atlanmamalıdır”
Açıklamada, balkona çıkılmaması gerektiği vurgulanarak, şu ifadeler kullanıldı:
“Balkonlardan ya da pencerelerden aşağıya atlanmamalıdır. Kesinlikle asansör kullanılmamalıdır. Kibrit, çakmak yakılmamalı, elektrik düğmelerine dokunulmamalıdır. Tekerlekli sandalyede isek tekerlekler kilitlenerek baş ve boyun korumaya alınmalıdır. Mutfak, imalathane, laboratuvar gibi iş aletlerinin bulunduğu yerlerde ocak, fırın ve bu gibi cihazlar kapatılmalı, dökülebilecek malzeme ve maddelerden uzaklaşılmalıdır. Sarsıntı geçtikten sonra elektrik, gaz ve su vanaları kapatılmalı, soba ve ısıtıcılar söndürülmelidir. Diğer güvenlik önlemleri alınarak gerekli olan eşya ve malzemeler alınarak bina daha önce tespit edilen yoldan derhal terk edilip toplanma bölgesine gidilmelidir.”
Okulda, sınıfta ya da büroda sağlam sıra, masa altlarında veya yanında, koridorsa ise duvarın yanına hayat üçgeni oluşturacak şekilde “çök-kapan-tutun” hareketiyle baş ve boyun bölgesinin korunması gerektiği aktarılan açıklamada, pencerelerden ve camdan yapılmış eşyalardan uzak durulması istendi.
Açıklamada, sosyal medyada oluşabilecek dezenformasyon içerikli paylaşımlara itibar edilmemesi ve doğru bilgi için resmi kaynakların takip edilmesi gerektiği de kaydedildi.
“Cadde ve sokakları acil yardım araçları için boş bırakın”
Deprem sonrasında vatandaşların önce kendi emniyetinden emin olması, sonra çevrede yardım edebilecek kimsenin olup olmadığını kontrol etmesi gerektiği belirtildi.
Depremlerden sonra çıkan yangınların oldukça sık görülen ikincil afetler olduğu anımsatılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Bu nedenle eğer gaz kokusu alırsanız, gaz vanasını kapatın. Camları ve kapıları açın. Hemen binayı terk edin. Dökülen tehlikeli maddeleri temizleyin. Yerinden oynayan telefon ahizelerini telefonun üstüne koyun. Acil durum çantanızı yanınıza alın, mahalle buluşma noktanıza doğru harekete geçin. Radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarıyla size yapılacak uyarıları dinleyin. Cadde ve sokakları acil yardım araçları için boş bırakın.”
Her büyük depremden sonra mutlaka artçı depremlerin olacağı dile getirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Artçı depremler zaman içerisinde seyrekleşir ve büyüklükleri azalır. Artçı depremler hasarlı binalarda zarara yol açabilir. Bu nedenle sarsıntılar tamamen bitene kadar hasarlı binalara girilmemelidir. Artçı depremler sırasında da ana depremde yapılması gerekenler yapılmalıdır. Haberleşmelerinizi kısa mesaj servisi (SMS) ve internet tabanlı mesajlaşma yazılımları üzerinden yapınız. Hayati durumlar dışında telefon görüşmesi yapmaktan kaçının.”
Kurtulmuş: Büyük deprem kapıda
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş TBMM’nin açılışının 105. yılı ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla özel gündemle toplanan Genel Kurul’a gelişinde gazetecilerin, İstanbul’da meydana gelen depremlerle ilgili sorularını yanıtladı.
Depremden etkilenen vatandaşlara “geçmiş olsun” dileğinde bulunan Kurtulmuş “İstanbul ve çevresinde çok kuvvetli hissedilmiş bir depremle karşı karşıyayız” ifadesini kullandı.
Herhangi bir ölü ya da yaralı haberinin gelmediğini dile getiren Kurtulmuş “Ümit ederiz ki bu büyük olan depremin etkileri olmadan bunu atlatırız; milletçe bir büyük tehlikeyi daha geride bırakmış oluruz ama öyle görünüyor ki, zaten beklenen İstanbul depremi her an kapıdadır. Milletimizin, bütün kurum ve kuruluşlarımızın hazırlıklı olması ve olası İstanbul depremini de mümkün olan en az zayiatla atlatmamız lazım” değerlendirmesinde bulundu.