Bedri Baykam’ın Picasso klasiğine post-modern yorumu Paris’te sergileniyor
25 Nisan 2025

Pablo Picasso’nun ‘Les Demoiselles d’Avignon’ (Avignon’lu Kızlar) tablosu resim tarihinin gidişatına yeni bir yön veren, kübizmi başlatan , bir çok yönden devrimci bir eserdir.

Anladığım kadarıyla Bedri Baykam sanat hayatının önemli bir bölümde bu eserle bir zihinsel diyalog içinde olmuş. hem bu resimden bir çok yönden etkilenmiş hem de bu etki onun yeni eserler yaratmasında da tetikleyici olmuş.

Sanat yaşamının bu aşamasında Bedri Baykam Picasso’nun şaheseri ile süregiden diyaloğuna yeni bir anlam katmaya girişmiş ve eseri bence post-modern duyarlılıkla yeniden yorumlamış.

***

bu girişimin eserlerini ‘Las Demoilles Revisitees’ adını verdiği sergide 2 mayıs ile 4 haziran arasında Paris’te Galerie S/Beaubourg’da sergileyecek.

***

Paris gibi Picasso’nun ikonlaştırıldığı bir şehirde bu onu yeniden youmlayan eserleri sergilemek hem kendi başına bir başarı hem de cesur bir adım.

***

ben resim sanatının tarihini ekollerini bilirim ama bir eseri teknik açıdan değelendirecek bilgi ve yeterliliğim yok.

bu yüzden şahsen çok güzel bulduğum Bedri Baykam’ın bu yeni  eserilerinin teknik analizini işin uzmanı insanlardan bekleyeceğim.

ben bugün bu başarıyı kutladıktan sonra kendime göre bedri Baykam’ı sanat tarihin içinde konumlandırmakla yetineceğim.

Bu aslında onun bu sergideki eselerini biraz daha iyi anlamak için gereken  bir çaba da.

***

Bedri Baykam’ın sanatını çağdaş sanat kavramı altında anlamaya çalışanlar var bunu çağdaş kavramının muğlaklığı nedeniyle pek de anlamlı bulamıyorum.

Çağdaş benim için bugüne dair, yeni yapılan anlamına geliyor. Bu bir sanatçıya doğru yorum getirebilmek için yeterli malzemeyi  sunan bir yaklaşım değil.

***

Çağdaş sanatı kavramını bugünü ve en yeni olanı anlatmak için kullananlar rahatlıkla bunun yerine modern sanat deyimini de düşünebilirler.

Çağdaş bugünü (Michel Foucault’un l’actuel’ini) anlattığından olsa gerek modern de bununla eş anlamlı olarak düşünülmektedir.

Oysa modernin düşünülmesi çağdaş sanat kavramının ne kadar da içinin boş  ve evet yanlış olduğunu göstermektedir bence.

Avenia Lesper’in ‘Çağdaş Sanatın Sahtekarlığı’ eserindeki saldırısının bu kadar başarılı olabilmesi aslında çağdaş sanat kavramının kendi iç boşluğundan da kaynaklanıyor bana göre.

***

her ne kadar Picasso’nun eseri modern sanata yeni bir tanım getirse de o modern sanatı başlatan çalışma değildir.

modern sanat Empresyonizm ile Fransa’da başlamış. ikinci dünya savaşından sonra New York durağına da uğradıktan sonra onun dönemi fiilen 1960’lar ortasında bitmiştir.

Pop sanat ara geçişinden sonra olan bitenleri anlayabilmek için geç modernizm veya çağdaş gibi kavramlar yetmez. Bunun için bize post modern gibi bazı net tanımlar getirebileceğimiz bir kavram gerekiyor.

bence bedri Baykam çok iyi bir post-modern sanatçı. Bu son sergisi de onun modern resimin bir şaheserine bir post modern yorumudur.

***

Modernizm bir büyük geleneği (mimesis’i) reddederek yükselişe geçmişti. Buna karşı postmodernizm çoklu okuma ve alternatif yaşam dili olarak düşünülebilir. Post modernizm hiçbir şeyi reddetmez, her şeyden bir şeyler alınması taraftarıdır.

post modernler gelenekleri hata moderni bile reddetmedikleri için, eğer ortada bir soruna çözüm varsa, bunun geçmişte kalmış olanların şurasından burasından , geçmişteki fikirlerden hareketlerden yapılacak bir en iyi seçkisinde bulunabileceğini düşünür.

Bu yüzden belki de ‘kolaj’ bir post modernin elindeki en güçlü sanat silahı olabilir.

***

Tipik postmodern tarzda bir net olmama ve belirsizlik durumu vardır hatta postmodern belirsizlik Kant ve Hegel’de kullanılan ‘yücelik’(sublime) kavramıyla eşdeğerdir.

Modernistler ciddi ve serüvenciydiler. post modernistler ise oyunculardır. Detayların, sanatsal kaygısızlığın ve ayrıksı duran kinizmin ustalarıdır. Mutlak doğrulara ve kolay çözüm üreten her şeye karşı güvensizlerdir.

Nietzsche ideal dünyayı, ortak doğayı reddetmişti, doğruları yalnızca belirli zaman ve yerlerdeki ihtiyaçları karşılayan inançlar olarak görüyordu. Bu postmodern şüpheciliğe uygun bir felsefi yaklaşımdı. Nietzsche ‘aklın canı cehenneme’ diyerek ahlakı yeni bir bakışla okumaya davet çıkarmıştı. bu post modernin tavrına uygun bir yaklaşımdı. Picasso’nun Sanat ve gerçekle ilişkisi hakkında varmış olduğu tespitlerin çoğunun Nietzsche’de de bulunduğu uzmanlarca söyleniyor.

***

Bütün bunları bilirsek Bedri Baykam gibi sanatçıların ne yaptığını anlamaya biraz daha yaklaşabiliriz diye düşünüyorum.

o usta bir post modern sanatçı olarak geçmişi reddetmediği gibi geçmişin meşhur eserine sevgiyle yaklaşıp onu yeniden yorumladı ve sadece adı bile  Barselona’daki genelevleri çağrıştıran eseri ele alırken bu çalışmasında diğer atıf noktası olarak 60 yıl önce Paris’te bulunan efsanevi Madame Claude’un randevu evini de aldığından tam bir post modern anlayışla bir şekilde ahlakı yeni bir bakışla okumaya da davet çıkarıyor.

Paris’i konuşturacağına emin olduğum bu sergiyi heyecanla bekliyorum.

ÇOK OKUNANLAR