Elektronlar Eşit Olabilir, Ama Güç Eşit Değil – Yenilikçi Karpowership Çözümü
25 Nisan 2025

Elektrik, modern yaşamımızın görünmeyen gücü, dünya genelinde ne eşit şekilde erişilebilir ne de eşit fiyatlandırılıyor.

Aynı elektronlar, farklı kıtalarda okullarda dersleri aydınlatırken, hastanelerde can kurtarmakta, akıllı telefonları şarj ederken sanayi tesislerimizi çalıştırmakta ve tarımı mümkün hale getirmekte.

Ancak bu elektronların fiyatı, ülkeden ülkeye, hatta bölgeden bölgeye büyük dalgalanmalar göstermektedir. Bazı ülkelerde neredeyse bedavaya satılırken, diğerlerinde ise son derece pahalı.

3.883 elektrik tarifesi üzerinden Cable.co.uk tarafından yapılan bir analiz, bu büyük eşitsizliği gözler önüne seriyor.

Solomon Adaları’nda kilovat saat başına 0,692 dolar talep edilirken, Libya’da bu fiyat 0,007 dolara kadar düşüyor. Bu rakamlar, yalnızca ekonomik ilginçlikler değil; aynı zamanda jeopolitik kırılma hatlarının, altyapı zafiyetlerinin ve stratejik hataların birer göstergesi.

Coğrafyanın Gücü

Elektrik fiyatları, ülkelerin coğrafi ve ekonomik yapısındaki eşitsizlikleri yansıtan bir ayna gibi. Küçük ada ekonomileri, örneğin Vanuatu veya St. Helena, izole olmuş ve kırılgan elektrik şebekelerini beslemek için ithal yakıtlara dayanmak zorunda—bu da onları pahalı bir bağımlılığa itiyor.

Diğer yandan, zengin doğal kaynaklara sahip ancak siyasi açıdan karmaşık olan Angola ve Sudan gibi ülkeler, son derece düşük fiyatlar sunuyorlar. Ancak bu fiyatlar, büyük ölçüde devlet sübvansiyonlarıyla ayakta durabiliyor. Bir ekonomik kriz veya iç karışıklıkla birlikte sona erebilir.

Gelişmiş ülkeler de bu baskılardan muaf değil. Almanya, kilovat saat başına yaklaşık 0,447 dolar öderken, bunun başlıca sebeplerinden biri yüksek vergi ve çevresel maliyetler. İngiltere, aynı şekilde çevresel vergiler ve altyapı modernizasyonu ile 0,377 dolarlık bir fiyatla karşı karşıya. Buna karşılık, kaya gazi ve rekabetçi enerji piyasalarıyla desteklenen Amerika Birleşik Devletleri, ortalama 0,173 dolar ile daha uygun fiyatlar sunuyor tüketicilerine. Çin ise, devletin yönlendirmesiyle daha istikrarlı bir fiyatlandırma yaparak 0,084 dolar seviyesine kadar inebilmekte.

Ve Türkiye… Jeopolitik ve enerji geçiş noktası olan Türkiye’nin elektrik fiyatı, iki farklı pazarı birleştiren bir örnek. Sübvanse edilen haneler kilovat saat başına yaklaşık 0,044 dolar öderken, işletmeler 0,119 dolar gibi yüksek fiyatlarla karşılaşmaktadır.

Bu durum, ekonomik dengeler ile çevresel sorumluluk ve karbonsuzlaşma arasındaki hassas dengeyi zorlaştırmaktadır. Azerbaycan ve Suudi Arabistan gibi ülkeler ise hidrokarbon zenginlikleri sayesinde düşük fiyatlar sunarken, bu fiyatlar fosil yakıtlara olan yüksek bağımlılığı gizlemekte.

Karpowership: Yüzen Bir Çözüm

Yeni bir dünya enerji düzeninin eşiğindeyiz, güçlü ve küresel rekabet gücü yüksek şirketlerle hem ülke içinde enerji güvenliğini sağlamak hem de dış dünyaya açılmak, küresel sorunlara çözüm üretmek zorundayız. Karpowership, Türk menşeli küresel bir enerji devi olarak, acil ve geçiş dönemi enerji çözümleri sağlama konusunda devrim yaratıyor dünyanın dört bir tarafında.

Yüzen elektrik santralleri olarak bilinen powership’ler, denize demirleyip, 30 gün içinde 100 ila 1000 MW arasında enerji üretmeye olanak tanıyor. Eşi benzeri yok. Karpowership, dünyanın yeğâne ve en büyük elektrik santralleri gemi filosuna sahip. Bu, geleneksel altyapının ulaşamayacağı bir başarı. Powership’ler yalnızca gelişmekte olan ülkeler için değil, OECD üyesi birçok ülke de bu çözümleri hızlı ve güvenilir enerji yedeği olarak değerlendirmekte.

Doğal gazla çalışabilen powership’ler, gaz arzı olmayan ya da boru hattı altyapısı bulunmayan ülkeler için LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) çözümü de sunmakta. Bu çözüm, en izole ya da altyapı zorlukları yaşayan ülkeler için bile temiz ve uygun fiyatlı enerji sağlayabiliyor.

Karpowership, Gana’dan Gambiya’ya, Endonezya’dan Brezilya’ya kadar 20’den fazla ülkede faaliyet gösteriyor ve sürekli olarak coğrafi kaplama alanlarını genişletiyor. Aynı zamanda enerji diplomasi haritasını da yeniden şekillendiriyor. Etkisi yalnızca enerji ile sınırlı değil; bu, güven, diplomasi ve insanlara güç sağlama meselesi aynı zamanda. Ukrayna, Suriye ve Gazze gibi bölgeler de çatışma sonrası yeniden yapılanma için bu tür enerji çözümlerine ihtiyaç duyacağı kesin.

Yeni Bir Enerji Çözümü Çağı

21. yüzyılın enerji denklemi, yalnızca fosil yakıtlarla çözülemez; bu artık net şekilde ortada. Yenilenebilir enerji kaynakları, depolama çözümleri ve düzenleyici sistemler ilerlemedikçe, rüzgar ve güneş enerjisi de yetersiz kalacaktır.

Neyse ki bu alandaki çözüm seçenekleri artmaktadır:

-Zor sektörler için yeşil hidrojen ve sentetik yakıtlar
-ABD ve Çin’in öncülük ettiği gigawatt ölçeğinde batarya depolama çözümleri
-Küçük Modüler Nükleer Reaktörler (SMR), daha güvenli ve merkeziyetsiz enerji sağlama vaadi
-Mikro ağlar, felaketlere karşı dirençli ve ağdan bağımsız bölgeler için çözüm

Ancak tüm bu yenilikler tek başına yeterli değil. Bu yenilikleri uygulayabilmek için politika netliği, sınır ötesi işbirliği ve finansman modelleri gerekmektedir. Yatırımcı güvenini iklim güvenliği ve enerji adaleti ile uyumlu hale getirecek çözümler geliştirilmeli.

Gücün Gerçek Bedeli

Elektrik, sadece teknik bir mesele değil, aynı zamanda stratejik bir alan. Kilovat saat başına ödediğiniz bedel, yalnızca elektrik hatlarıyla ilgili değil; bu, nerede yaşadığınız, kimin yönettiği, ağınızı hangi kaynakların beslediği ve ülkenizin uzun vadeli düşünme kapasitesiyle de ilgili. En pahalı enerji olmayan enerji.

Bu yüzden küresel ölçekte göz kamaştırıcı bir performans gösteren Karpowership sadece bir iş değil, aynı zamanda zorda kalınca neler yapılabileceğinin etkileyici bir göstergesi niteliğinde. Henüz tam olarak dönüşmemiş bir enerji geçiş sürecinin en önemli bir araçlarından birisi. Evet, elektronlar, bir bakıma eşit olabilir; ancak bu elektriğe erişim (ki en az 1 milyar insan dünyada bundan mahrum hala) asla eşit olmayacak önümüzdeki dönemde.

Yeni bir dünya enerji düzeninin eşiğindeyiz, küresel rekabet gücü yüksek şirketlerle hem ülke içinde enerji güvenliğini sağlamak hem de dış dünyaya açılmak, küresel sorunlara çözüm üretmek zorundayız.

ÇOK OKUNANLAR