Amerika Birleşik Devletleri’nin dinle ilişkisi hep çok çarpıcı bir örnek olarak anlatılır.
Bu ülkeyi kuran ilk göçmenlerin önemli bir bölümü Avrupa’daki dini baskılardan kaçan dinsel azınlıklardı. Örneğin İngiltere’deki Anglikan Kilisesi ve Birleşik Krallık hükümeti katoliklere, protestan dahi olsalar Quaker mezhebi gibi mezheplere baskı uyguluyordu.
Bu sebeple İrlanda ve İskoçya’dan katolikler, İngiltere’den ise Quaker’ler yoğun biçimde Amerika’ya göç ettiler.
Amerika bu bakımdan dinsel özgürlükler üzerine kurulu bir yerdi, dünyanın başka ülkelerinde barınamayan veya zorluk çeken dini gruplar burada kendileri gibi olmayı başardılar.
Ama aynı Amerika, bizim Türkiye’de “laiklik ilkesi” dediğimiz ilkeyi açıkm açık Anayasasına yazan tarihteki ilk ülke oldu. Amerikan Anayasası’nın meşhur ek birinci maddesi aynı anda düşünceyi ifade özgürlüğüne neredeyse sınırsız bir özgürlük getirirken Amerikan devletine ve parlamentosuna da din kaynaklı kurallar koymayı yasaklar.
Ama anlaşılan Amerikan Başkanı Donald Trump ülkesindeki dini özgürlüklerin yeterince fazla olmadığını düşünüyor. Dün ilginç ve ülkesi açısından tartışmalı bir girişimi daha başlattı, bir başkanlık kararnamesiyle “Dini Özgürlükler Komisyonu” adını verdiği yeni bir devlet kurumu yarattı.
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’ın bahçesinde düzenlenen etkinlikte, Hristiyan, Yahudi ve Müslüman din adamlarının da katıldığı imza töreninde konuştu.
Amerikan dini değerlerinin toplumsal yapı içinde en önemli yere sahip olduğunu dile getiren Trump, kendisinin dini yeniden Beyaz Saray’a getirdiğini söyledi.
Trump, “Beyaz Saray’da daha önce böyle bir şey hiç yapılmadı. Başka hiçbir başkan buna izin vermedi. Kilise ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gerektiğini söylüyorlar. Ancak ayrılık olsun ya da olmasın, siz şu anda Beyaz Saray’da olmanız gereken yerdesiniz. Biz ülkemize dini geri getiriyoruz ve bu önemli bir mesele” diye konuştu.
Donald Trump, başkanlık kararnamesiyle kurulacak dini özgürlükler komisyonu ile ABD’deki tüm dinlerin özgürce yaşanabilmesi, ancak bununla beraber özellikle antisemitizmle mücadele edilmesi yolunda önemli bir adım attıklarını ifade etti.
ABD Başkanı’nın konuşmasının ardından kürsüye gelen bir Hristiyan, bir Yahudi ve bir Müslüman din adamı, dua etti.
Trump’ın “İmam Habeş” ismiyle kürsüye davet ettiği Amerikalı Müslüman din adamı, “ulusal ve küresel barışı” içeren bir dua etti.
Daha sonra hazırlanan masada başkanlık kararnamesine imza atan Trump, dini özgürlükler komisyonunun Amerika için önemli bir adım olduğunu söyledi.