Amerikan dış politika ve güvenlik siyaseti yönetiminde en önemli makamlardan biri olan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevi, Başkan Donald Trump’ın göreve başlamasından sadece 100 gün sonra el değiştiriyor. Bu görevi yürüten Mike Waltz gerek karıştığı Signal skandalı ve gerekse başkanla arasındaki ideolojik görüş ayrılıkları nedeniyle bu görevinden alındı, yerine de Dışişleri Bakanı Marco Rubio getirildi. Rubio böylece 1970’lerde Nixon ve Ford başkanlıklarında bu iki görevi aynı anda yürüten Henry Kissinger’dan sonra aynı anda hem Dışişleri Bakanı hem Ulusal Güvenlik Danışmanı görevini yürütecek ikinci isim oldu.
Mike Waltz’un gidişi Amerikan yönetiminde uzun süredir konuşuluyordu. Waltz bazı konularda başkanla görüş ayrılığı yaşıyordu, bu konuların başında Rusya’ya nasıl davranmak gerektiği geliyordu. Waltz, Rusya’ya çok daha sert davranılması gerektiğini düşünüyordu.
Ama Waltz’ın gidişini esas belirleyen olay, ABD’nin Yemen’e düzenleyeceği askeri operasyon öncesinde operasyonla ilgili konuları konuşmak için resmi ve güvenli Amerikan devlet kanallarının dışında Signal adlı mesajlaşma uygulaması üzerinden bir mesaj grubu kurması oldu. Bu grubun varlığı, yine bizzat Waltz tarafından gruba bir gazetecinin yanlışlıkla dahil edilmesi ve o gazetecinin bütün mesajları okuduğunu yayınlaması sonrası ortaya çıktı.
Başkan Trump Waltz’un “Yanlış bir şey yapmadığını” kamuoyu önünde savunsa da bu Amerikan ulusal güvenlik sisteminde ciddi bir güvenlik açığı yaratmak anlamına geliyordu ve yapılan yasal olarak da suçtu. Nitekim Kongre bu konuyu araştırıyor.
Şimdi Trump, Waltz’la birlikte onun yardımcısı Alex Nelson Wong’u da görevden aldı ama Waltz, daha önce biraz tuhaf biçimde adaylığı geri çekilen Elise Stefanik’in yerine ABD’nin BM Büyükelçisi olarak atandı. Senato’dan onay alırsa bu görevine başlayacak. ABD yönetim sisteminde BM Büyükelçiliği de bakan seviyesinde bir iş olarak görülüyor; yani Waltz bir ölçüde tenzili rütbeye uğramış olsa bile yine de önemli bir göreve gidiyor.
Waltz’dan boşalan Ulusal Güvenlik Danışmanlığı’na Dışişleri Bakanı Marco rubio’nun atanması ise şaşırtıcı. Rubio böylece aynı anda iki önemli görevi birden yapacak. Ama aslında abu Rubio’nun dördüncü işi olacak. Çünkü Dışişleri bakanı aynı anda zaten US Aid’in ve Amerikan Ulusal Arşivleri’nin de yöneticisi pozisyonunda. The New York Times gazetesi bu konudaki haberine “Rubio her şeyin bakanı” başlığını atmış.
Trump, ilk başkanlık döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı konusunda ciddi sıkıntılar yaşamış, sık sık bu göreve atadığı insanları kovmak veya onların istifası sonrası yerlerine yenisini bulmakla uğraşmak zorunda kalmıştı.
