CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sırrı Süreyya Önder’i anma töreni için bulunduğu Atatürk Kültür Merkezi’nden çıkışı sırasında saldırıya uğradı. Saldırganın 2004 yılında Hatay İskenderun’da iki çocuğunu öldürüp müebbet hapis cezası alan ama 2020’de pandemi affıyla şartlı salıverilen Selçuk Tengioğlu olduğu ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı REcep Tayyip Erdoğan dahil bütün siyasi liderler saldırıyı kınadı. Özgür Özel, Sırrı Süreyya Önder’in cenazesinin barışın konuşulduğu bir tören olduğunu söyledi ‘Birileri bunların konuşulmasını istemediği için bugünkü o saldırının gerçekleştirilmesine ön açtılar, yol verdiler’ diye konuştu. CHP’den olayı kınayan Ekrem İmamoğlu dahil pek çok isim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son günlerdeki ‘telef olma’ söylemini hatırlattı.
İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen cenaze töreni çıkışında CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı ile bir şeyler konuşarak arabasına doğru ilerlerken göğsünde Sırrı Süreyya Önder fotoğrafı taşıyan kahverengi deri ceketli bir kişi gelip Özgür Özel’e şiddetli bir tokat vurdu. Tokat Özel’in alnına isabet etti, Özel eliyle alnını tutup yana dönerken çevredekiler saldırgana müdahale etti. Bazı kişilerin saldırganı yerde tekmelediği görüldü.
Saldırgan gözaltına alınıp bir ambulansa kondu. O sırada ambulansın yanına gidip saldırgana ‘Sen kimsin’ diye soran CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, saldırgandan ‘Ben Osmanlı çocuğuyum’ cevabını aldığını anlattı.
İki oğlunu öldürdü, 16 yıl yatıp çıktı
Emniyet kısa sürede saldırganın kimliğini açıkladığında bütün Türkiye şoka girdi. Çünkü 1959 doğumlu, 66 yaşındaki saldırganın adı Selçuk Tengioğlu idi. Tengioğlu, 2004 yılında eşi onu terk edince tabancasını çekmiş ve biri 19 biri 17 yaşında olan iki oğlunu, Barış ve Mutlu’yu öldürmüştü.
Evlat katili Selçuk Tengioğlu bu cinayetlerden ötürü müebbet hapse mahkum edilmiş ama 2020 yılında pandemi sırasında çıkarılan infaz affıyla cezaevinden şartlı olarak tahliye edilmişti.
Çıktıktan sonra da suç işlemiş
Polis, Tengioğlu’nun 2020’de cezaevinden çıktıktan sonra da tehdit ve hırsızlık gibi suçlardam kaydı olduğunu açıkladı ama anlaşılan bu suçların hiçbiri onun şartlı tahliyesini yakmamış, o aramızda elini kolunu sallaya sallaya dolaşmaya devam etmişti.
Türkiye’nin iki oğlunu öldüren bir katili bile 16 yılda serbest bırakan tuhaf ceza infaz sistemiyle 19 Mart’ta CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bir şafak operasyonuyla evinden gözaltına alınmasının ardından siyasal ortamda başgösteren gerginlik birleşince bu saldırı anlam kazandı.
Saldırgan: Yemek kartı vermediler, kızdım
Selçuk Tengioğlu’nun polisteki ilk ifadesinden detaylar da belli oldu. Buna göre Tengioğlu saldırıyı neden yaptığını polise şöyle anlatmış:
“Ben daha önceden yemek kartı için CHP’ye başvurdum ancak partili olmadığım için bana yemek kartı vermediler. Daha sonra CHP’nin gençleri sokağa çağırmasıyla ilgili daha önceden biriktirdiğim sinirimi içinde muhafaza ediyordum. Gördüğüm anda sinirime hakim olamadım, saldırdım.”

Saldırgan göğsünde Sırrı Süreyya Önder fotoğrafı da taşıyordu.
Özgür Özel: Barış konuşulsun istemeyenler önünü açtı
Özgür Özel, saldırının ardından önce İstanbul’da yaşayan kızını ziyaret etti, ona iyi olduğunu bizzat gösterdi, ardından kameraların karşısına geçip bir açıklama yaptı. Özel açıklamasında şöyle dedi:
“Bugün Ceren’i tek kızı olan bir baba olarak gırtlağım düğümlenerek gözyaşlarımı tutamayarak dinledim. Bugün kim konuştuysa barış dedi kardeşlik dedi. Türkiye’de artık annelerin ağlamamasını konuşarak son günlerini geçirmiş. Bugün barışın konuşulması lazım. Bugün demokratik açılımlarla Türkiye’deki tüm hak ihlallerinin son bulması lazım. Tüm tutsak siyasetçilerin dışarıda olması lazım. Bunların konuşulduğu birer gündü. Birileri bunların konuşulmasını istemediği için bugünkü o saldırının gerçekleştirilmesine ön açtılar, yol verdiler.
Bir süredir hem tehditler alıyoruz istihbarı değerlendirmeler yapılıyor. Konya’da yaşananlar falan… Hepsi ayrı ayrı. Buradan bir tek şey rica edeceğim, Sırrı Süreyya’nın, bir barış güvercininin aramızdan uçup gidişinin gündeminin önüne bu saldırganın yaptığı için geçmemesi lazım.
Bu partinin genel başkanlarına suikast girişimleri oldu. Burada bir sürü kirli bilgi uçuşuyor. Sayın cumhurbaşkanından bakanlardan siyasi partilerin genel başkanlarını arayıp bu saldırıyı kınıyor herkes. Ben de bu saldırıyı siyaset kurumuna yapılmış bir saldırı olarak görüyorum. Arkasından ne çıkarsa çıksın sivil siyaseti savunmak, şiddeti dışlamak konuşmak ve birlikte çalışmak mecburiyetindeyim. Kutuplaşmanın keskinleşmenin kimseye bir faydası yok. Hiç kimseye bir kırgınlığım küskünlüğüm yok. Bu vakitten sonra saldırılar bizi yıldırılacak olsak biz ölümü göze alıp cumhuriyeti kuran partinin genel başkanlığına talip olmazdık.
Birileri böyle şeyler yapacaksa huzuru kaçıracak, bir provokasyon yapacak, suçu birinin sırtına yıkacak bir şey yapacaksa zaten böyle birini bulup yaparlar. Yani onu biliyoruz. Mutlaka bir azmettireni vardır.
Mesele bugün DEM Parti’nin milletvekilinin Türkiye barışa kavuşsun diye, Kürt sorunu çözülsün diye, terör sorunu bitsin diye ve Türkiye’de anneler ağlamasın diye ömrü boyunca emek sarf etmiş birinin cenazesinde bu olduğuna göre buradan, bu süreçten rahatsız olanlar, bu süreçten, bu suçu birinin üstüne yıkmak isteyenler veya bize bir mesaj vermek isteyenler bir şeyler yapmıştır. O araştırılır, çıkar, bulunur.
Biz bir bütün olarak güçlü durmak durumundayız. Yoksa biz buradan bir husumet üretmek o zaman işte o yumruğu atmaya çalışana, ona o yumruğu attırmaya çalışana, prim vermiş olursunuz. O yüzden böyle bakıyorum. Onun dışında şimdi ben artık bundan sonra telef meselesi üzerine benim şahsım söyleyecek bir şey yok. Sayın Cumhurbaşkanı’nın açtığı telefon o açıda bir değer taşıyor sonuçta. Ben geçmiş olsun telefonunu kale alıp o telef sözünün de geri alındığını düşünüyorum.
Böyle bir günde buradan siyasi tartışma yaratmak benim işim değil. Atılan yumruk siyasette şiddeti savunanları mahcup eder. Siyasette söze önem verenleri, siyasetin normalinin siyasetçilerin birbirini araması, tokalaşması, cenazeye, taziyeye, iyi güne, bayrama birlikte katılması gerektiğini savunan bizi haklı çıkaran bir süreçtir. Buradan sonra bunu ümit ediyorum yeni bir milat olur. Türkiye’de siyasetin sözle yapılmasını, seçilmişlerin görevlerinin başında olmasını, suçlanıyorlarsa tutuksuz yargılanmalarına vesile olacak birtakım adımların atılmasına katkı sağlarsa, böyle bir iklime katkı sağlarsa memnun oluruz. Sağlamazsa ne yapacağız? Geri adım atacak halimiz yok. Mücadeleye devam edeceğiz.”
Saldırının ardından kınama yağmuru
Özgür Özel’e saldırıldığı haberinin duyulmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Özel’i bizzat arayarak geçmiş olsun dedi, saldırıyı kınadı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç gibi isimler de kınama açıklamaları yaptı. Benzer şekilde Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik ve başka bakanlar da saldırıyı kınadı. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş kınama açıklaması yapan bir başka isimdi.
İmamoğlu: Telef konuşulan ülkede böyle alçaklara gün doğar
Halen Silivri cezaevinde tutuklu olarak hapis yatmakta olan İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel’e yapılan saldırı sonrası açıklama yaptı. İmamoğlu şöyle dedi:
“Genel Başkanımız Sn.Özgür Özel’e yapılan menfur saldırıyı kınıyorum. Saldırganın ve tüm bağlantılarının ivedi bir biçimde ortaya çıkarılmasını talep ediyorum. Ülkeyi idare edenlerin şuursuz bir biçimde “telef etmeyi” konuştuğu yerde, böyle kendini bilmez alçaklara, provokatörlere gün doğar. Geçmiş olsun Sn. Genel Başkanım!”
Mahmut Tanal: Biz bu filmi gördük
CHP milletvekili Mahmut Tanal da saldırı sonrası konuştu. Tanal şöyle dedi: