Anlaşılmaz yazayım da bilimselmiş gibi gözüksün
08 Mayıs 2025

Anlaşılması zor metinler hakkındaki düşüncelerimi, hezeyanlarımı bir süredir yazıyorum.

Bu yazılarda sıkça adını verdiğim anlaşılması zorluğu açıdan nerdeyse efsanevi olan Jacques Lacan’dı.

İlk önce adını ‘Seksin Kısa Tarihi’ koymayı düşündüğüm ama bunu böyle yaptığımda yani  ‘Seks’ kelimesini bu kadar nsanın gözüne soktuğumda  o başlıkla kitabın tanıtımın yapılmasının neredeyse imkansız olacağı ve televizyon kanallarının seks kelimesine bile müsamaha etmeyeceklerini anladıktan sonra adını şimdilik, belki de geçici olarak  ‘Kütüphanemdeki Haz -Cinseliğin Kısa ve Öz Tarihi’ koymayı planladığım bir yoğun çalışma içinde olduğumdan benim için Lacan okumak bir tercih değil, kaçınılmazdı.

***

Bunun olduğuna çok da memnunum çünkü bir zorunluluk olmasaydı ben kendi kararımla Lacan’ı keşfetmeye girişecek durumum yoktu. Zorunluluğun olduğu çok da iyi oldu. bu büyük beynin düşüncelerini öğrenmeye başladığım için kendimi çok da şanslı hissediyorum…

***

okumaya çalıştığım metinlerin zorluğu ve kolay anlaşılmaz olmalarından dolayı şikayet ederken benim aklımda aslında öncelikle Lacan yoktu.

Onun zor anlaşılır olmasını belki inanmayacaksınız ama anlıyor ve kabul ediyorum. çünkü o psikanalizde ve onun felsefesinde Freud’u yeniden yorumlarken tamamen yeni bir sistemi sıfırdan kuruyordu.

Lacan bunu bir dizi seminer vererek yani önümüzde konuşarak yapmak zorundaydı. Yani kamusal alanda sesli düşünüyordu. ve bazen oluşturmaya çalıştığı kavramlar başta oluşmuyor ve ancak bir  süreç içinde kıvamına geliyorlardı. dolayısıyla onu sadece bir noktadan sabit bakarak anlamak belki  de mümkün değildi. 

Düşünme sürecini takip edip, beyninin geçtiği aşamaları kavrayıp kavramını öyle öğrenmeliydik. 

Lacan işte bence başlıca bu nedenle zordu ve öyle de olmak zorundaydı.

***

Dolayısıyla benim kızdığım aslında Lacan  değil ondan  sonra gelip orijinal beynin ne ediğini anlatmaya soyunan insanlar.  Onların işi  yeni bir sistem  yaratmak değil  sadece var olanı doğru  anlamak ve bunu bizlere açıklamak olmalıydı. yapmaları gereken buydu bana göre orijinal beynin düşüncelerini bizlere daha anlaşılabilir ve basitleştirerek anlatmak olmalıydı işleri. 

ama bunu yapmak göründüğünden çok daha zor olmalı. çünkü bu iş başka bir yetenek, ve yazarlık gücü gerektiriyor.

Bunu başaramayanların bir bölümde belki bu yetenek var olabilir ama onlar da büyük ihtimalle en azından Lacan kadar zor yazarlarsa  ancak o zaman bilimselmiş gibi  kabul edileceklerini, ciddiye alınacaklarını düşündüklerinden olsa gerek var olabilecek  yeteneklerini bir türlü sergilemiyorlar.

***

“Between the Body and the Flesh: Performing Sadomasochism” başlıklı kitabının 13’üncü sayfasında yazar  Lynda  Hart  “Teoriden zevk alıyorum.Teorik dil benim için bir fetiş. Beni tahrik ediyor” diyerek benim demek istediğimi, bu bilimsel görünmek isteyenlerin durumunu tek cümleyle dürüst biçimde özetlemiş.

***

benim fetişlerimden bir tanesi ise zor anlaşılır metinleri olabildiğince basitleştirip rahat bir dille anlatmak. Kitabımda bunu yapabilirsem bir rüyam gerçekleşmiş olacak.

ÇOK OKUNANLAR