Özgür Özel TÜRKONFED’i ziyaret etti: Siyaset huzur versin, biz gerisini hallederiz
09 Mayıs 2025

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iş dünyasının siyasetten huzur ve istikrar beklediğini belirterek “Siyaset teşvik etsin, köstek olmasın” dedi.

Özgür Özel, TÜRKONFED ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, siyaset kurumunun iş dünyasına destek olması gerekirken köstek olduğunu belirterek, “Siyaset huzur versin, biz gerisini hallederiz” dedi. Özel, kredi daralması ve siyasi belirsizlikler nedeniyle üretim, ihracat ve istihdam sağlayan şirketlerin iflas noktasına sürüklendiğini vurguladı.

Tutuksuz yargılamanın istisna değil kural olması gerektiğini vurgulayan Özel, siyasi operasyonlarla ekonominin ve yargının tedirgin edildiğini ifade etti.

Özel, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’e yönelik davayı “onur belgesi” olarak nitelendirerek, siyaseten mücadele edemeyenlerin yargıyı devreye soktuğunu söyledi. Özel, Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek isteyenlerin, Çelik’e karşı da daha önce istifa ettirilen belediye başkanının yerine Akın Gürlek’i devreye soktuğunu iddia etti: “Bu Özgür’le baş edemiyoruz, artık sen saldır diyorlar.”

Özel’in açıklamasından öne çıkan satır başları şu şekilde:

“Bugün, 26 bölgesel ve 5 tematik olmak üzere toplam 31 konfederasyondan oluşan, 100 bin şirketin temsil edildiği ve daha önceki ziyaretlerimizde de ifade ettiğimiz gibi Türkiye ekonomisini taşıyan, sırtlayan çok önemli bir kurumu daha ziyaret etmiş bulunuyoruz.

19 Mart darbe süreci, Türkiye’ye, kaşıkla toplananın kepçeyle saçıldığı, tane tane kazanılanların çuvalla çarçur edildiği bir süreci yaşatıyor. Üstelik bu, kalkınma için, istihdam için, destek için gerekli olan ve bu ihtiyaçlar karşılanamazken harcanan 60 milyar dolarlık rezervle yapıldı. Tüm bu tablo, hukuki görüntülü ama siyasi bir operasyonun sonucudur.

Hiç bedel ödememesi gereken, bu ülkeyi sırtında taşıyan KOBİ’ler; kredilerin daraltılmasıyla, büyümeye, istihdama, döviz kazancına ihtiyaçları olmasına rağmen daralmaya, küçülmeye, konkordatoya ve iflasa sürüklenmektedir.

Türkiye’nin çıkışı, hukukun üstünlüğündedir; çıkışı, siyasetin, girişimcilere, iş insanlarına huzurlu bir çalışma ortamı sağlamasındadır. Siyasetin görevi, sanayiye, girişimcilere destek vermektir. Ama bugün iş dünyasının siyasete çağrısı şudur: “Siyaset köstek olmasın, huzur versin, gerisini biz hallederiz.”

Türkiye böyle bir tabloyu hak etmiyor. Yatırımcılar, iş insanları çalışamaz, üretemez, borcunu ödeyemez hale gelmişse, bu durumdan etkilenen emekçiler, aileleri ve çocukları da bunu hak etmiyor.

Çıkış, demokrasi ve hukukun üstünlüğündedir. Siyasi rekabet adı altında her sabah operasyonlarla yaratılan tedirginlik, çözüm değildir.

Buradan, hala ülkeyi yöneten ve ilk seçime kadar da yönetecek olan iktidara çağrıda bulunuyorum: Artık bu kaotik gündemden çıkın, iş dünyasına köstek olmayın.

Bugün Türkiye’nin siyasette de ama en çok iş dünyasında ihtiyacı olan şey, huzur ve normalleşmedir.

Kimse yargılamadan muaf değildir. Ancak tutuksuz yargılamanın kural olduğu bir yargı düzeni oluşturulmalıdır. Şeffaf bir yargılama, televizyon kanallarından yayınlanabilir. Bu, kamuoyu güveni açısından önemlidir.

Ayrıca sadece diplomayla değil, tapu ve hazine bonosu gibi resmi belgelerin bile değer kaybettirildiği bir ortamda, diploma iptali tartışmasının en kısa sürede sonuca kavuşturulması gerekir. Devletin verdiği evrakın geçerli olduğu bir düzen sağlanmalıdır.

Bazı belediyelere yönelik incelemeler siyasi saiklerle yapılmakta. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden dosya istenirken tarih aralığı verilmemesi, ardından sadece 2019’dan sonrasını istemek siyasi niyeti ortaya koymaktadır. Yolsuzluk 2018’de yapıldıysa neden ilgilenilmiyor? Çünkü bugünkü hedef 2019’da göreve gelen yönetimdir. Bu, bir hukuk operasyonu değil, algı yönetimidir.

Galatasaray Üniversitesi’nin bir profesörü, geleceğin Cumhurbaşkanı’yla aynı sınıfta olduğu için suçlandı. Bu durum, akademiyi siyasallaştıran, öğrenciyi cezalandıran bir anlayıştır.

Fatih Sultan Mehmet, bu üniversitenin bugün bu durumda olacağını bilseydi, gemileri Haliç’ten yürütmeden önce bir daha düşünürdü. Ama Allah ondan razı olsun, bu güzel kenti bize kazandırdı. Biz de bu kenti, bu üniversiteyi, onun vizyonuna uygun yöneticilere emanet edeceğiz.

Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına engel olmak için yapılanlar, onun ne kadar önemli bir siyasetçi olduğunu gösteriyor. Özgür Çelik, seçildiği günden bu yana İstanbul’da siyaset üretmekte başarılı oldu ve karşısına siyasi rakip çıkaramayanlar, belediye başkanlarını istifa ettirerek onunla baş etmeye çalışıyor. Bu nedenle kendisine açılan dava, bir onur belgesidir. Tüm yol arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz.

Ekrem İmamoğlu ne kadar önemli bir siyasetçi ki, onun Cumhurbaşkanlığı adaylığına engel olmak için bu kadar şey yapılıyor. Özgür Çelik’e ne mutlu, bana da ne mutlu. İstanbul İl Başkanlığı’nı kime emanet ettiğimiz ortada. Ne mutlu ki Özgür Çelik’in seçildiği günden beri yaptığı il başkanlığıyla siyaseten mücadele edemeyenler, belediye başkanı istifa ettirip Özgür Çelik’e eş değer birini karşısına çıkarmayı beceremeyenler yine Akın’a sarıldılar. Akın, bu Özgür’le baş edemiyoruz, artık sen saldır diyorlar. Bu dava, Özgür Çelik için bir onur belgesidir. Bütün arkadaşlarımız için de öyledir. Biz de kendileriyle gurur duyuyoruz.”

 

 

 

ÇOK OKUNANLAR