Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması ve erken seçim talebiyle başlatılan “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin beşincisi Van’da yapıldı.
Mitingde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel birçok konuya değinirken Van valisinin de mitingi katılmak isteyenleri tehdit ettiğini söyledi.
Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:
-Bugün güneşin şehrindeyiz. Bugün saklanan feryatları, gizlenen umutları taşın altından çıkarmaya, bugün bu meydanda bir miting yapmaya değil, barışın ve adaletin sesini duyurmaya, barışın ve adaletin umudunu haykırmaya, bu meydanda baskılara, zulme, kayyuma, halkın iradesini tanımayanlara, darbecilere, cuntacılara karşı eylem yapmaya geldik Van’a! Eylem yapmaya!
-Artık artık o eski siyaset dönemleri bitmiştir. Kaleler bitmiştir. Orası benim kalem, burası benim tapulu malım dönemi bitmiştir.
-Buraya Konya’nın selamını getirdim. Buraya Mersin’in selamını getirdim. Yozgat’ın, Samsun’un selamını getirdim.
-Buradan selam almaya, selamınızı ta İzmir’e götürmeye geldim. Selam olsun Van’a! Selam olsun Konya’ya…
-Konya’nın selamı Van’da, Van’ın selamı İzmir’de çınladıkça barışın karşıtları, dostluğun karşıtları, bu memleketteki Türkü Kürde kırdırmak isteyen, Alevi’yi Sünni’ye düşman gösterenlerin bütün oyunları bozulacak.
“CHP’NİN KALELERİ VAN’A FEDA OLSUN”
-Bir olacağız, hep birlikte başaracağız. Konya’ya, Konya’ya gidince, kimi diyor ki: “Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi, AKP’nin kalesine gitti.” Kale male yok. Ne AKP’nin kalesi var artık ne CHP’nin kalesi.
-Artık tüm Türkiye, tüm şehirler, bu milletin, bu halkın, kardeşliğin kalesi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kaleleri Van’a feda olsun! Size feda olsun! Biz demokrasiye inanmış bir gelenekten geliyoruz.
-Öyle ki Van’da oyumuzun arttığı da oldu, çok düştüğü de oldu. 1957’de %57 oyu da gördük, 2015’te %1,5’u da gördük. Millet karar verdi, beş vekilin beşini de aldık. Millet karar verdi, hiç milletvekili çıkaramadık.
-Millet karar verdi 1963’te, %70 oyla belediyeyi kazandık. Millet karar verdi, Van’da belediyesiz kaldık.
-Ama hiçbir zaman hatayı Van’a, hatayı Vanlılara yüklemedik. Kusuru kendimizde bildik. “Kendimizi doğru anlatamadık” dedik.
-Doğru söylemedik” dedik. “Yeterince çalışmadık” dedik. İşte şimdi artık Cumhuriyet Halk Partisi’nin sadece bir parti olarak değil, Türkiye İttifakı diye söylediği, yani sosyal demokratlarla muhafazakar demokratları, muhafazakar demokratlarla milliyetçi demokratları, liberal demokratları, sosyalist demokratları ve Türk’ün demokratıyla Kürt’ün demokratını birlikte kucaklayan Türkiye İttifakı’yla geldik.
-Bu ittifak, bu ittifak, bu ittifak aslında sandığı savunan ittifaktır. Bu ittifak ya otokrasi ya demokrasi diyen ittifaktır. Bu ittifak önce demokrasiyi kurtaralım, ondan sonra aramızda yarışırız diyen ittifaktır.
-Bu ittifak tek adam anlayışına karşı halkın, halkların, milletin sesini duyan, duyuran ve eninde sonunda kazanacak olan ittifaktır. Demokrasi budur. Demokrasi kazananın yönettiği, kaybedenin sırasını beklediği rejimdir.
-Ama maalesef geçmişte demokrasiden istifade edenler, hatta “Ya biz demokrasi istemiyorduk.” diyenlere, “Bir trendir. Bir trendir. İşimize gelince bineriz, işimize gelince ineriz” diyenler maalesef bugün sandığı, geldiği sandığı inkar etmekte, işlevsiz kılmaktadır. Bunun ilk örneği de, son örneği de Van’dadır.
Van bu konuda dertlidir. 19- 2019 yılında BDP’den Sayın Bekir Kaya %53 oyla belediyeyi kazanmış ama ardından Van’ın iradesine kayyum atanmıştır. Ardından 2019 yılında HDP’li başkan,, birlikte sizlerin oylarıyla verdiğiniz %53 oyla, her iki kişiden birinin rızasıyla seçilmiş, göreve gelmiş ama yerine kayyum atanmıştır.
-2024 seçimlerinde, daha bir yıl önce Vanlılar bu iki kayyuma, yani devletin “Seçsen de yönettirmem. Benim adayımı seçeceksin. Benim adayımı seçmezsen Van’ı size yönettirmeyeceğim” diyen inada karşı kendi iradelerini asla sakatlamamış.
“VALİLİĞİNİ BİL! OTUR OTURDUĞUN YERDE”
-İnada karşı kendi iradelerini asla sakatlamamışlar. Oyu bırakın bu baskılardan sinmek, geri adım atmak, arttırarak %56’yla Sayın Abdullah Zeydan’ı ve Neslihan Şedal’ı Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığı’na seçmişlerdir.
-Ancak ancak bu milleti tanımaz, Kürde düşman, Kürt’ün iradesine düşman irade yine üçüncü kez Van Büyükşehir’e kayyum atamış, kendi adayını seçmeyenlere atadığı valiyi kayyum olarak dayatmıştır.
-Güvenlik, valinin valiliğine sözüm yok. Emniyet tedbirlerine sözüm yok. Ancak valinin siyasetine sözüm var.
-Bir atanmış ve şu anda ayrıca Van’ın iradesine kayyum atanmış kişi bu meydana gelinmemesi için, gelinirse şöyle olur, böyle olur diye ricalar, örtülü tehditler, kulak çekmeler, mesaj vermeler… Vali efendi, valiliğini bil! Otur oturduğun yerde otur!
‘SELAM OLSUN SELAHATTİN BAŞKANA’
-Biz meydanlarda, sadece Ekrem Başkan’ı CHP’lilerin özgürlüklerini değil hangi siyasi görüşten olursa olsun tüm siyasi tutsakların özgür bırakılmasını talep ediyoruz. Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğünü de savunuyoruz. Van Demirtaş’ı ayrı sever. Selam olsun Selahattin Başkan’a…
-Ancak sadece Selahattin Başkan değil tutuklu belediye başkanlarının, Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ’ın da özgürlüğünü savunuyoruz.
-Saraçhane’ye çıktığımızda DEM’li gençler de Zaferli gençler de oradaydılar. Ama yukarıda biri vardı. İkisinin de başkanını o almıştı. İkisi de kaybediyor hep o kazanıyordu. Bu oyunu bozmak için şöyle haykırdık. Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz.
-Buradan AK Partili gençlere de sesleniyorum. Bu demokrasi meydanında AK Parti’ye de MHP’ye de ihtiyaç var. Demokrasiye ihtiyaç var. Biz darbeye karşıyız. Biz demokratik siyasetin arkasındayız.
“BİZ TERÖRSÜZ TÜRKİYE’Yİ DESTEKLİYORUZ”
-Adını koyamadıkları süreç. Biz hiç Kürt meselesini inkar edenlerden olmadık. Biz tarihin doğru yerinde durduk ve savunduk. Terörün bitmesi için samimi, pazarlık olmayan her adımı destekledik.
-Biz ‘Terörsüz Türkiye’yi destekliyoruz. Silahların bırakılmasını bir an önce bekliyoruz. Kürtlerin eşit olacağı en başında kayyum işleminin son bulmasını ve siyasi tutukluların salınmasını savunuyoruz.
İMAMOĞLU’NUN MESAJI OKUNDU
Mitingde CHP Van İl Başkanı Seracettin Bedirhanoğlu Ekrem İmamoğlu’nun mesajını okudu.
İmamoğlu’nun mesajı şöyle:
“Türkiye’yi umuda kavuşturma yolunda bir durak olarak gördüğüm Silivri Cezaevi’nden, hepinize en içten selamlarımı gönderiyorum.
-Gönlüm, bugün buluştuğunuz meydanda sizlerle birlikte olmayı isterdi. Türkiye’ye hukuku çok gören, halkın iradesini hiçe sayanlar, buna engel oldular. Hükümleri şimdilik buna yetse de milletimizin yüreğindeki, dualarındaki yerimizi azaltmaya güçleri yetmez…
-Meydanı dolduran genci yaşlısı, kadını erkeği, Van’ın asil evlatları; cesaretiniz, umudunuz ve kararlılığınız için size teşekkür ediyorum. Hep birlikte bize yaşatılan bu karanlık günlerden kurtulacağız, buna yürekten inanıyorum. Adaletin, eşitliğin, özgürlüğün sesi, bugün Van denizinin kıyısından yükseliyor. Bu sesi kısmaya çalışanlar, bu iradeyi bastırmaya çalışanlar bilsin ki; başaramayacaklar.
Türkiye’nin dört bir yanında, halkın iradesine kumpas kuranlar, aynı karanlık aklın temsilcileridir. Adil rekabetten kaçan, koltuklarını korumanın ihtirasıyla yanıp tutuşan ve her türlü hukuksuzluğu gözlerini kırpmadan yapanlar, Van’da, İstanbul’da ve Türkiye’nin her yerinde, baskıyla milleti esir almaya çalışıyor. Van’a ne yaptıklarını biliyoruz. Seçimi kazanamayınca, nasıl AK Parti adayını başkan yapmaya çalıştıklarını, neden Van’a kayyım atadıklarını, Van’ı nasıl bir OHAL düzeniyle yönettiklerini biliyoruz. Az kaldı; zincirler kırılacak, millet iradesini çiğneyenler gidecek ve bizim de dallarımız yeşerecektir. Bir tebessümü bu aziz millete çok görenler gittiğinde, Van’ın da yüzü gülecektir.
İstanbul’un kaderi de Van’ın kaderi de birdir. Bize; İstanbul’a, Van’a, Türkiye’ye her türlü kumpası kuranların ilk hangimize saldırdığını biliyorsunuz. Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer, kaybetme korkusundan eli ayağına dolanan bu darbecilerin hukuksuz kumpasları yüzünden cezaevindedir. Van’ın evladı, bu ülke için yıllarca akademide çalışmış, evlatlarımıza eğitim vermiş, Türkiye’nin demokratikleşmesi, Esenyurt’un ve Van’ın gelişmesi için çalışmış olan başkanımız Sayın Ahmet Özer’in özgürlüğüne kavuşmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu garabet düzeni, hepimizin ortak mücadelesiyle sona erecek. Barışa, umuda, Türkiye’nin güzel geleceğine birlikte yürüyeceğiz. Van’ın meydanlarında yükselen bu ses, İstanbul’un meydanlarında, Anadolu’nun her köşesinde yankılanıyor. Milletin sesi, hiçbir baskıyı ve engellemeyi dinlemeden yükseliyor.
-Sevgili kardeşlerim; bizim bu millete hizmet etmek, onun sesine ses olmak, çocuklarımıza, gençlerimize umutlu bir gelecek sunmak için çıktığımız yolu, diplomamı iptal ederek, cezaevine koyarak durdurmaya çalışıyorlar.
-Ama bilmedikleri bir şey var: Biz yola ikbal derdiyle değil, bu ülkeye, bu millete olan bağlılığımız ve sorumluluk duygumuzla çıktık. Hak yemeyen, hakkını yedirmeyenler olarak, milletin hakkını da kimseye yedirmemek için çıktık.
-Cezaevi, mücadele azmimizi kırmak bir yana, adil ve müreffeh Türkiye’yi var etme yolundaki kararlılığımızı arttırmıştır. Zindanda bulunduğum süreci, Türkiye’nin geleceği için çalışmakla değerlendiriyorum.
Ülkemizi hak ettiğine kavuşturma yolunda, Van için büyük planlarımız vardır. Biz Van’ı, bir sınır kenti olarak görmüyoruz.
-Aksine, bulunduğu coğrafyada bir ufuk kenti olarak görüyoruz. Van sadece doğunun incisi değil, geleceğin merkezidir.
-İnşallah millet iradesi kararını verip, bizlere emaneti devrettiğinde, Van Türkiye’nin uluslararası ticaret merkezlerinden biri olacaktır. Van, ülkemiz için düşündüğümüz ticaret yolları ve sanayi entegrasyonu modelinin baş şehirlerinden bir tanesidir.
-Geçmişin ve geleceğin ticaret yollarının üzerinde bulunan Van, sanayiyle de buluşunca, Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden biri haline gelecektir. Gençlerimiz için Van’da istihdam oluşacak, Van’ın Türkiye’ye kattığı ekonomik değer, Van’a hizmet için kullanılacaktır. Türkiye, büyük bir ülkedir; Van, büyük bir şehirdir.
-Biz, Van’ın hak ettiği payı, ilgiyi ve hizmeti almasını sağlayacak, Vanlıların yüzünü güldüreceğiz.
-Sizlere, iradenize sahip çıktığınız, bu onurlu mücadelede dimdik durduğunuz için tekrar yürekten teşekkür ediyorum. Hiç mahsun olmayın, umudu diri tutun, haklı bir mücadelenin sonunda ferah günlere kavuşacağız. Hep birlikte, özgür ve adil bir Türkiye’yi inşa edeceğiz.
O güne dek hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Ekrem İmamoğlu.”