Cannes 2025: Hafif ve çok Fransız bir açılış filmi
15 Mayıs 2025

Cannes Film Festivali Amelie Bonnin’in yönettiği Fransız filmi ‘Bir Gün Gitmek / Partir un Jour’la açıldı. Açılış töreni ve açılış filmi Fransa’nın 90 yerleşim yerinde 382 sinemada canlı olarak yayınlandı. Bu hamle festivali tüm ülkeye yaymak ve daha çok ilgi çekmek açısından akıllıca atılmış bir adım olabilir, ancak açılış filminin seçiminin bazı sıkıntılar yarattığı kesin. Hiçbir yapımcı filminin ticari şansının böylece körlenmesini istemez. Ayrıca Fransız izleyicilere yönelik bu girişim mutlaka bir Fransız filminin gösterilmesini zorunlu kılmış olmalı.

‘Bir Gün Gitmek’ sadece bir Fransız filmi değil, aynı zamanda ‘çok Fransız’ bir film. Üstelik sabun köpüğü ya da kuş tüyü kadar hafif. İçinde her şey var. Biraz aşk, biraz komedi, biraz yemek ve şarap, aile ilişkileri, biraz 1960’ların müzikallerine benzerlik… Fransızlar bayılır.

Filmin öyküsü çok sıradan. Cecile televizyonda Top Şef yemek programında boy gösteren ünlü bir şef. Kendi gurme lokantasının açılış hazırlıklarını yaparken babasının kalp krizi geçirdiğini öğreniyor ve doğduğu kasabaya geri dönüyor. Anne-baba da lokanta işletmecisi. Kasabada gençlik aşkı ile karşılaşınca eski anılar tekrar canlanıyor… Daha ne olsun?

Aslında Netflix’de aynı konuyu işleyen birkaç film var, ancak bu şimdi konumuz dışı.

Trump’ın gölgesi festivalin üzerine düştü

Yaklaşık bir ay önce Fransız sinema kuruluşları bir açıklama yaparak ABD film şirketlerinin Avrupa’da gişeden elde ettikleri paranın bir bölümünü Avrupa yapımlarının gerçekleşmesi için yatırmasını, bir anlamda ortak yapımcı olmasını istedi. ABD’li şirketler bu öneriye şiddetle karşı çıktı.

Sen misin bu açıklamayı yapan? Cannes Film Festivali’nin başlamasına bir hafta kala ABD Başkanı Donald Trump herkesi şaşırtan bir açıklama yapıp Amerika dışında çekilen ve ithal edilen filmlere yüzde 100 vergi uygulanacağını söyledi. Henüz ayrıntıları belli olmayan bu karar özellikle Avrupa ülkelerinde tepkiyle karşılandı. ABD filmlerinin çekimlerine ev sahipliği yapan İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Bulgaristan gibi ülkeler bu karardan ciddi olarak etkilenecek.

Trump’ın Hollywood Özel Büyükelçileri olarak atadığı üç sinemacıdan biri olan Mel Gibson (diğerleri Sylvester Stallone ve Jon Voight) İsa’yı anlatan yeni filmini eylül ayında İtalya’da Cinecitta Stüdyolarında çekmeyi planlıyormuş. Bakalım şimdi ne olacak?

‘Harry Potter’, ‘Yüzüklerin Efendisi’, ‘Schindler’in Listesi’, ‘Gladyatör’ ve ‘Görevimiz Tehlike’ gibi ABD yapımlarının çeşitli nedenlerle ABD dışında çekildiği biliniyor. Amerikan şirketleri 1950 yılından bu yana Avrupa’nın mekanlarını ve teknik ekiplerini çok sık olarak kullanıyor. Genel kanı bu kararın bir deprem etkisi yaratarak hem ABD hem de Avrupa film endüstrisinde büyük zarara yol açacağı yönünde.

2023 yılında film ihracatından 22,6 milyar Dolar kar eden Amerikan şirketlerinin Avrupa pazarında önemli bir yeri var. Avrupa’da izleyicilerin %60’ı ABD filmlerini tercih ediyor.

Trump gelen tepkiler üzerine lafı çevirip Amerikan film endüstrisine zarar vermeyi asla düşünmediğini, bunun sadece bir öneri olduğunu söylese de, Cannes film pazarında satışların olumsuz etkileneceğine kesin gözüyle bakılıyor.

‘Ben ne diyeceğimi bilemiyorum’

Festivalin yönetmeni Thierry Fremaux 12 Mayıs günü düzenlenen basın toplantısında Trump’ın vergi çıkışıyla ilgili olarak yorum yapmaktan kaçınarak kibarca “Amerikan Başkanı’nın huyu böyle, sık sık fikir değiştiriyor. Önce bir şey söylüyor sonra ona bir ekleme yapıyor.  Arkasından tam tersini savunuyor. Ben de ne diyeceğimi bilemiyorum” dedi. Sonra da ABD’nin büyük bir sinema ülkesi olduğunu ekledi.

Bu arada yüzden fazla film ve TV kuruluşu Avrupa Birliği’ne başvurarak bağımsız sinema endüstrisinin desteklenmesini istedi. Avrupa Parlamentosu Kültür Komisyonu başkanı da Avrupa Birliği’nin ABD’nin kültürel milliyetçiliğine karşı önlem alması gerektiğini belirtti.   

20 yıl önce sabah akşam dünyanın büyük bir köye dönüşeceği, gümrük duvarlarının kalkacağı masalını dinliyorduk. Bakalım daha neler göreceğiz?

100 yıl sonra Charlie Chaplin: ‘Altına Hücum’

İki gün önce festivalin açılış töreninden önce yapılan ilk gösteriminde Charlie Chaplin’in 1925 yapımı ‘Altına Hücum’ filmi izleyiciye sunuldu. Yeni teknolojiler ve dünyanın farklı ülkelerindeki film arşivleri ve sinemateklerden elde edilen görüntüler kullanılarak 4K restorasyonu yapılanAltına Hücum’, aynı zamanda bu yılki Cannes Classics Bölümü’nün açılış filmi.

Macera, aşk ve komediyi harmanlayan ‘Altına Hücum’, Charlie Chaplin’in en tanınan ve sevilen filmi olmanın yanı sıra sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Chaplin bir sessiz film olan ‘Altına Hücum’u 1942’de ses efektleri, müziği ve anlatıcısı olan ‘konuşan bir versiyon’ ile tekrar gösterime sokmuş ve iki dalda Oscar’a aday gösterilmişti.

‘Altın’a Hücum’ ilk gösterim tarihi olan 26 Haziran 1925’ten tam 100 yıl sonra, 26 Haziran 2025’te 250 kopya ile (Türkiye dahil) 70 ülkede gösterime girecek. Film için özel bir afiş tasarımı yapıldığını da belirtelim. Sinemanın Tarantino ile başladığını düşünenlerin mutlaka izlemesi gerek.

Cannes 2025: Festival yine yıldızların buluşma noktasıCannes 2025: Festival yine yıldızların buluşma noktası

ÇOK OKUNANLAR