Başlangıçta Paris’in caz ile flörtü
31 Mayıs 2025

Fransız besteci Darius Milhaud Erik Satie ile yıllarca yakın ilişki içinde çalıştı. Ayrıca Paris’in sanat ve zevk gurusu sayılan Jean Cocteau ile de bağlantıları vardı. Bir gazetenin müzik eleştirmeninin girişimiyle ve Cocteau’nun da desteğiyle Milhaud, Fransis Poulenc, Georges Auric, Arthur Honegger, Louis Durey ve Germaine Tailleferre adlı bestekârlar bir araya gelerek “Les Six” denilen grubu oluşturdu. Bu müzisyen grup, Stravinsky’nin müziğine çok yakın bir anlayışa sahiptiler ve caza sıcak yaklaşımı bilinen Stravinsky ile birlikte Amerikan cazındaki gelişmeleri de çok yakından izliyorlardı.

***

Milhaud zaten yaratıcılığın gündelik bir şey olduğunu ve yaratıcı insanın gündelik yaşamdan beslenmesi gerektiğini savunuyordu. Bu yüzden bestelerini tren vagonlarının, park etmiş arabaların, kafelerin arasında yani gündelik yaşamın içinde yapmayı tercih ediyordu. New Orleans’ın gündelik yaşamının içinden çıkmış olan cazın Milhaud’un ilgisini çekmesi bu yüzden doğaldı. 1923 yılında “La Creation du Monde” adlı baleye yaptığı bestede caz öğelerini kullanarak, Gershwin’in “Rhapsody in Blue” çalışmasından 2 yıl önce caz öğeleri içeren bir konser parçası oluşturma başarısını göstermişti.

***

Milhaud 1923 yılında Amerika’ya gitti. Cazı sosyetenin gözünde daha popüler yapmak için çalmakta olan gruplara rağbet etmedi ve cazı öğrenmeye temelinden başlamaya karar verdi. Bu kararı doğrultusunda Harlem’de dolaşmaya, bir süre sonra Duke Ellington’un da ziyaret edeceği Capitol Place salonuna takılmaya başladı. Harlem’de olağanüstü blues şarkıcısı Bessie Smith’i dinleyip ona hayran kaldı. Muhteşem bir sese ve yoruma sahip olan Bessie Smith’in siyah bir kadın sanatçı olarak ayrı ve uzun bir çalışmayı hak ettiğini söylemeliyim.

***

Daha sonra Milhaud caz öğeleri ile Bach’ın müziğini bir arada kullandığı deneyler de yaptı. Ballets Russes 1916’da Amerika turnesindeyken, New Orleans cazını Amerika’da daha çok tanıtmak için kurulmuş olan, The Creole Band’in de çaldığı Omaha’daki kulüpte Ballets Russes’ın elemanları bu topluluğu dinlediler. Ballets Russes’in şefi Ernest Ansermet bu grubu dinledikten sonra Stravinsky’e bir mektup yazarak, kulüplerde Amerika’da şimdiye kadar duyulmamış inanılmaz bir müziğin çaldığını söyledi. Aynı şef, Jelly Roll Morton’ın parçalarından oluşan bir kaydı da dönüşünde Paris’e götürerek bunları Stravinsky’e dinletti. Zaten caza sempatiyle bakmaya açık olan Stravinsky’nin bu gelişmelerden sonra caza ilgisi daha da arttı.

Stravinsky, sonrasında Amerikan basınına anlattığı gibi caz gruplarından özelikle de The Creole Band’in müziğinden etkilenerek bestelediği “Askerin Hikâyesi”ni bir Rus göçmenin, yani kendisinin caz rüyası olarak tanımladı.

ÇOK OKUNANLAR