Gizli kimliğini koruyarak politika ile harmanladığı sanatını toplumsal bir mesaj vermek istediği noktalara uygulayan Rigor Mortis mahlaslı sokak sanatçısı yaptığı çalışmaları “Elimizde zerresi kalmayan hak, hukuk ve adalet temaları üzerine odaklanıyorum. Şu an bu konular halkın günbegün ezildiği ekonomik şartlardan bile elzem. Hapishaneler, saray rejiminin tek emriyle siyasi tutsaklarla, gazetecilerle, genç arkadaşlarımızla dolduruluyor” diye anlattı. Yaptığı çalışmaların birçoğunun üstünün kapatıldığını söyleyen Mortis “Sokak sanatı ve grafitinin doğasında geçicilik vardır; bu disiplini tercih edenler bu ön kabul ile iş üretir. Ancak iş politik çalışmalar olunca bazen 1-2 gün ya da birkaç saat anca hayatta kalabiliyorlar” diye konuştu.
Kimliğini gizleyen ve “Türkiye’nin Banksy’si” olarak tanımlanan sokak sanatçısı Rigor Mortis son yaptığı çalışmalarda politika ile sanatı birleştirerek “hak arayışlarına” ayna tuttuğunu ifade etti. Gezi Parkı’ndaki “Can Atalay,” Çağlayan Adliyesi’ndeki “Adalet kantarını tutan Erdoğan,” “Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 30. yılı” çalışması gibi çalışmalarıyla bilinen Mortis sanatını politik mesajı önceliklendirerek ortaya koyduğunu belirtiyor.
Sokak sanatçısı Mortis çalışmalarını neye göre belirlediği ve çalışmaların nereye uygulayacağını nasıl seçtiği gibi konular hakkında T24’e şöyle konuştu:
“Gördüklerinde mesajı hızlıca alabilecekleri çarpıcı işler olmasına odaklanıyorum”
Son dönemlerde yaptığı çalışmaların çıkış noktasının halkın gündemi olduğunu söyleyen Mortis şu ifadeleri kullandı:
“Elimizde zerresi kalmayan hak, hukuk ve adalet temaları üzerine odaklanıyorum. Şu an bu konular halkın günbegün ezildiği ekonomik şartlardan bile elzem. Hapishaneler, saray rejiminin tek emriyle siyasi tutsaklarla, gazetecilerle, genç arkadaşlarımızla dolduruluyor. Önceliğimiz özgürlüğümüz.
Elde etmeye çalıştığımız şeyler bu denli temel haklar olduğu için genelde insanların gördüklerinde mesajı hızlıca alabilecekleri çarpıcı işler olmasına odaklanıyorum çünkü bu seride politika sanattan bir adım önde. Bazı çalışmaların interaktif olması ve etkileşimde bulunması başka bir dikkat çekici unsur.
Diğer yandan atölye sanatçılarını sokağa, sokak sanatçılarını ise biraz politik alana çekmek yani cesaret ve teşvik gibi amaç da güdülmekte ki sokaklar şenlensin ve direniş alanına renk katabilelim.”
“Konumlar, yapılan işle bağ kurabilecekleri şekilde seçiliyor”
Çalışmalarının konumlarını neye göre seçtiğini anlatan Mortis şöyle konuştu:
“Çalışmaların konumları, yapılan işle bağ kurabilecekleri şekilde seçiliyor. Gezi Direnişi tutsağı Can Atalay, Gezi Parkı’na resmedildi. 1 Mayıs çalışması Kazancı Yokuşu’na, adalet ve hukuk konuları Çağlayan Adliyesi’ne, Kartal Adliyesi’ne ve İstanbul Barosu’na, seçimler üzerine yapılan iş ise seçim kurulu duvarına çalışıldı. Yine Gezi Direnişi yıldönümünde elbette Gezi Parkı içinde iş yapmaktan başka seçenek olamazdı.”
“İş politik çalışmalar olunca bazen 1-2 gün ya da birkaç saat hayatta kalabiliyor”
Çalışmalarının bir süre sonra üzerinin kapatılması veya karalanması hakkında Mortis şöyle konuştu:
“Sokak sanatı ve grafitinin doğasında geçicilik vardır; bu ön kabul ile iş üretir bu disiplini tercih edenler. Ancak iş politik çalışmalar olunca bazen 1-2 gün ya da birkaç saat hayatta kalabiliyorlar yalnızca. Yine de gözden kaçan ve bir yıldır yerinde duran işler de olabiliyor. Örneğin Gezi Parkı işi.”
“Kent öğeleri ile organik doku-organlar arasında tezatlıklar üzerinden ilişkiler kuruyorum”
“Rigor Mortis” mahlasının ardındaki anlamı açıklayan Mortis şu ifadeleri kullandı:
“Rigor Mortis bedenin öldükten sonra sertleşmesi durumuna verilen latince isim; kelime anlamı ‘ölüm katılığı’ Sokak için ürettiğim doğrudan politik mesaj içermeyen çalışmalarım, kent öğeleri ile organik doku-organlar arasında tezatlıklar üzerinden ilişkiler kurmakta. “Nature Morte” olarak adlandırdığım bu çalışmalarla Rigor Mortis ismi bir bağlamda buluşuyor.”