Orkide, neredeyse tarihin başından beri statü sembolü bir bitki. Aslında vahşi doğada bol miktarda ve çok büyük bir çeşitlilik içinde var.
Ama orkideyi doğada değil de evinizde, saksıda istiyorsanız, yakın zamana kadar bu sadece bazı zengin insanların sahip olduğu bir lükstü. Çünkü orkide yetiştirmek bir hayli zahmetli ve zaman isteyen bir işti. Fiyatları da doğal olarak çok yüksekti.
Peki ne oldu da Türkiye’den dünyanın neredeyse her yerine kadar evlerimizde artık orkideler var? Üstelik bakamadığımızda, çiçekleri döküldüğünde nasıl korkusuzca o saksıyı atıp yenisini alabiliyoruz? Orkide ne oldu da ucuzladı ve her eve girdi?
Amerika’nın ünlü gazetesi The Wall Street Journal’dan Jo Craven McGinty adlı muhabir bu sorunun peşine düşmüş ve bakın neler öğrenmiş:
***
Orkideler çok uzun zamandır birer arzu objesi ama yakın zamana kadar bu bitkiler çok az kişinin karşılayabileceği bir lükstü.
Şimdi, bir zamanlar zenginlik sembolü olan bu bitkiler süpermarketlerde ve büyük mağazalarda düşük fiyatlarla satılıyor.
Peki ama nasıl oldu bu iş? Ne oldu da orkide gibi narin ve zor bulunur bir bitki neredeyse gül veya karanfil gibi her köşe başında bulunur bir bitkiye dönüştü?
Bu sorunun cevabı klonlamada gizli.
Botanikçiler orkideleri tohumdan çoğaltabilir, ancak çiçek açmaları yıllar alır ve hiçbir iki bitki tam olarak birbirine benzemez. Kitle pazarında başarılı olmak için yetiştiriciler aynı kalitede bitkileri (aynı boy, renkler ve etkileyici çiçek dizileri) toplu olarak ve hızlı bir şekilde tedarik etmelidir.
“Klonlama ile 10.000 bitki elde ederseniz, 10.000 bitkinin kalitesi aynı olacaktır” diyor Taipei’deki Ulusal Tayvan Üniversitesi’nde bahçecilik ve peyzaj mimarisi bölüm başkanı ve orkide uzmanı Yao-Chien Alex Chang.
Ayrıca klonlanmış orkideler 12 ila 18 ayda olgunlaşır ve çiçek açar. Oysa tohumdan yetiştirmeye kalksanız en azından 3 yıl çiçek açmasını beklemelisiniz.
Klonlamanın sağladığı avantaj çok açık.

Doğada orkide bol miktarda var ve çok sayıda da çeşidi bulunuyor.
Büyük bir pazar
2023 yılında Amerikalılar saksı orkidelerine 256 milyon dolar harcadı; diğer saksı bitkilerinden daha fazla. 2009 yılında orkideler onları geçene kadar favori olan ve ilginç biçimde Türkçe adı ‘Atatürk çiçeği’ (Poinsettias) olan çiçek aynı dönemde sadece 167 milyon dolarlık satış yaptı.
Saksılarda ölçüldüğünde orkideler 34 milyon adeti aştı.
Dünyanın en büyük orkide yetiştiricilerinden ikisi, California, Salinas’taki Matsui Nursery ve Tayvan Sugar Corp.’un bir yan kuruluşu olan California, Aromas’taki Taisuco America.
Şirketin başkanı ve CEO’su Teresa Matsui’ye göre Matsui Nursery yılda 2,3 milyon orkide satıyor ve satışlarının %14’ünü Anneler Günü satışları oluşturuyor. Şirketin operasyon müdürü ve güvenlik direktörü Richard Muñoz’a göre Taisuco America yılda iki milyona kadar bitki satıyor ve Anneler Günü’ne ayrılan pay %11 ila %15 arasında değişiyor.
Amerika’da Trader Joe’s, Home Depot ve diğer mağazaların raflarını her yıl on milyonlarca orkideyle doldurabilmek, bitkilerin olağanüstü çeşitliliğine rağmen bir asırlık inovasyon gerektirdi.
Şans eseri yapılan bir keşif
30.000 kadar yerli tür ve en az 150.000 insan yapımı melez var. Bunlar Antarktika hariç dünyanın her kıtasında ve çöllerden tropikal yağmur ormanlarına kadar her ortamda bulunuyor. Tür çeşitliliği veya coğrafi aralık açısından başka hiçbir çiçekli bitki orkidelere yaklaşamıyor.
Erken dönem botanikçiler bu bitkileri yetiştirmek için epey mücadele etti. Başlangıçta bitkileri nasıl yeşillendireceklerini anlamıyorlardı.
Vahşi doğada, orkideler tohumlardan filizlenir, ancak bu tohumlar bir sürü zorluk sunar. Dünyadaki tüm bitkilerin en küçüğüdürler ve etli dokusu bir embriyoyu besleyen fasulye veya diğer tohumların aksine, orkide tohumları yavrularını beslemek için yedekte hiçbir şey tutmazlar.
New York Botanik Bahçesi’ndeki orkidelerin kıdemli küratörü Marc Hachadourian “Toz gibidirler” diyor.
Botanikçiler bir orkide embriyosunun nasıl beslendiğini merak etti.
Geçen yüzyılın başlarında bir Fransız botanikçi mantarların orkidelere ve tohumlarına ihtiyaç duydukları besinleri sağladığını keşfetti ve yirmi yıl sonra Cornell Üniversitesi’ndeki bir botanikçi mantarı besin açısından zengin bir jelle değiştirerek laboratuvarda tohumları çimlendirmenin bir yolunu buldu.
Önemli olsa da bu ilerlemeler orkideyi her yerde bulmaya yetmedi.

Orkide klonlama ve yetiştirme Türkiye’de de yapılıyor. Yukarıda Yalova’dan bir üretici.
Şeker şirketinden orkide şirketine
Bu durum 1980’lerde Tayvan Sugar Corp. veya TSC’nin bitkinin popülerleşmesinde önemli bir rol oynamasıyla değişmeye başladı.
Adındaki gibi aslında bir şeker şirketi olan devlete ait TSC yeni bir para kazanma yöntemi aramaya başladı. Orkidelere karar kıldı ve klonlama olarak da bilinen bir çoğaltma yöntemi olan doku kültürü tekniklerine büyük yatırımlar yaptı.
Günümüzde pazarlarda ve büyük mağazalarda yaygın olarak bulunan “güve” orkidesi olan Phalaenopsis, TSC’nin tarım işletmeciliği bölümünün ana odak noktası haline geldi.
“Birkaç kişi phalaenopsis’in doku kültüründe nasıl yetiştirileceğini gösterdi, ancak çok fazla bitki elde edemediler” diyor o zamanlar Tarım Bakanlığı’nda çalışan ve kolay yetiştirilebilen bir minyatür olan Toyland orkidesini geliştirmekle tanınan bitki genetikçisi Rob Griesbach. “Tayvan’da çok sayıda bitki üretebilecek bir süreç keşfettiler. Yüzlerce bitki yerine yüz binlerce bitki elde edebildiler.”
Nasıl klonlanıyor?
Ticari olarak yetiştirilen phalaenopsis’ler genellikle bir bitkinin sapından uykuda olan bir tomurcuğun bulunduğu yerden parçalar kesilerek klonlanır.
Bir sapın birden fazla düğümü olabilir ve her biri ebeveyniyle genetik olarak aynı olan çiçekli bir bitkiye dönüştürülebilir.
National Taiwan University’den Chang, “Bu tek bitkiyi üçe çıkarabilirsiniz,” diyor. “Bundan sonra, belki iki ay sonra, bunu tekrar yaparsınız. Üç bitkiniz dokuza sahip olur. Sonra tekrar yaparsanız, 27 tane elde edersiniz.”
Pazara nasıl sunacaksınız?
Teorik olarak, tek bir muhteşem orkideden bir milyon klon türeyebilir. Ancak her klon neslinde mutasyonların olasılığı daha da arttığı için çoğu yetiştirici tek bir ebeveynden bu kadar çok bitki üretmemeyi tercih ediyor.
Yüksek kaliteli bitkileri hızlı ve toplu olarak güvenilir bir şekilde üretmeyi öğrenmek büyük bir ilerlemeydi, ancak bunları pazara sunmak da aynı derecede önemliydi.
Günümüzde ABD’de satılan saksı orkidelerinin çoğu yurtdışında çoğaltılıyor ve en büyük sayı Tayvan’dan geliyor.
Zorluk nakliye
Klonlama, yetiştiricilerin aynı boyuttaki bitkileri tek tip paketleme kutularına maksimum sayıda paketlemesine olanak tanıyarak bunun için de bir avantaj sağlıyor; bu da maliyet tasarrufu sağlayan bir verimlilik.
Taisuco’dan Muñoz “Daha önceki çeşitler çoğunlukla tohum üreten bitkilerdi” dedi. “Boyut ve renk olarak çok benzersiz olsalar da bunları taşımak oldukça zordu.”
Olgunluklarına bağlı olarak altmış ila 100 saksı klonu, bir havalandırmalı karton kutuya sığar ve 520 ila 600 kutu, varış noktası Kaliforniya ise yaklaşık 18 gün sürecek bir yolculuk için 40 fitlik, iklim kontrollü bir nakliye konteynerine yüklenebilir.
ABD şirketleri bitkiler pazara hazır olana kadar yetiştirmeye devam ediyor.
Sadece dört ila altı ay içinde phalaenopsis orkideleri ülke çapındaki perakende pazarlarına tam çiçek açmış halde ulaşabilir.
“Gerçek olamayacak kadar iyi” dedi Griesbach. “Onları 10 doların altında fiyata satın alıyorum ve üç ay dayanacaklar.”