Ayasofya’nın yeraltı katları ziyarete açılacak
08 Haziran 2025

İmparator Jüstinyen’in emriyle 532-537 yıllarında inşa edilen Ayasofya’nın altındaki dehlizler ve tünellerde hummalı bir çalışma yürütülüyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalarla, yıllardır moloz ve toprak yığınları altında kalan dehliz ve tüneller gün yüzüne çıkarılıyor. Bilinmeyen yeni geçitlere ulaşılan bu yeraltı dünyası yakında ziyaretçilere de kapılarını açmaya hazırlanıyor.

Ayasofya Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Fırat Diker bu gizemli dünyayı Hürriyet’ten Uygar Taylan’a anlattı: “Proje, mimarlık tarihi ve arkeoloji açısından büyük katkı sağlayacak.”

Çalışmalara 2020’de taptıkları 3 boyutlu altyapı belgeleme işleminin ardından Kültür Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle geçen yılbaşı başladıklarını söyleyen Diker “Çalışma tamamlandığında, mimarlık tarihi ve arkeoloji açısından büyük katkı sağlayacak bu proje, İstanbul’un görünmeyen güzelliklerini görünür kılacak” dedi.

Ziyarete açılışın çok uzamayacağını söyleyen Diker, “Yeraltı yapılarının birbirleriyle olan ilişkileri ortaya çıktıkça yeni mekânlar keşfediyoruz. Her alan ziyarete uygun değil, ancak içine girilebilecek, erişimi mümkün büyük yeraltı bölümleri ziyarete açılabilecek” diye ekledi.

Diker yapılarla ilgili şu bilgileri paylaştı:

“En büyük yeraltı yapılarından biri, 18 ve 19’uncu yüzyıllarda yok olan revaklı avlunun bodrum katı. Eğimli arazi yapısı nedeniyle bu alan bodrum olarak kullanılmış. Bugün en kolay erişilebilen kısımlar, artık var olmayan bu avlunun altındaki yapılar. Ayrıca kuzeydoğu cephesinde, Ayasofya’dan daha eskiye tarihlenen bir yeraltı mezarı var. Hem mimarisi hem de çift renkli mermer döşemeleriyle çok özel. Bu alanlara ek olarak, bodrum katıyla mezarı birbirine bağlayan ve Ayasofya’nın altını ve çevresini saran karmaşık tüneller ağı mevcut.

Çoğunlukla su hatları için değerlendirilmiş. Yani terakota (pişmiş toprak) su yolları var dehlizin içinde. Büyük bir kısmının içinde ancak sürünerek ilerlenebiliyor.

Ziyarete uygun alanlar, Ayasofya’nın avlusunun altındaki geniş mekânlar ve bunlarla bağlantılı koridorlar olabilir. Çalışmalar ilerledikçe bu alanlar daha net ortaya çıkıyor. Ayrıca, 4’üncü yüzyıla tarihlenen mezar yapısı da gezilebilecek alanlardan biri olacak.

Erişime imkân tanıyan yeraltı yapılarında, belli bir kota çerçevesinde, sınırlı sayıda ziyaretçi erişimi mümkün olabilir. Bakanlık gerekli düzenlemeyi yapacaktır. Randevulu sistemle, kalabalık oluşmadan girip çıkmak mümkün olacak.”

 

 

ÇOK OKUNANLAR