Bazı insanlar sessizdir ama varlıkları bir dağın gölgesi gibidir: hep oradadır, güçlüdür, dimdik. Cumhur Doğan, işte o sessizliğin içindeki derinliktir. Hayatın gürültüsüne fazla karışmadan, dikkatle izler, sabırla düşünür, doğru bildiğinden şaşmaz; yerinde ve doğru zamanda müdahale eder.
Akıl, Kalp ve Hafıza Üçgeninde Bir Adam
Mülkiyeli birikimiyle düşünen, basketbol sahalarında strateji öğrenmiş, bankacılık dünyasında zekâsını bilemiş biridir Cumhur. Önemli dosyalara hâkimdir, ketumiyeti ile bilinir. Ser verir, sır vermez.
Ama onu asıl ayrıcalıklı yapan iç sesidir. Aklıyla hareket eder ama kalbiyle yön bulur. Ne duygularını bastırır, ne de onlara teslim olur.
Doğrusu, Cumhur’un insanlara yaklaşımı da kendine hastır. Kısıtlı bir çevrede de olsa yapıcı fikirlerini paylaşır. Karşısındakine saygı gösterir, ama pasif kalmaz. Bir konuda inandıysa, onun için savaşır. İkna etmeye çalışır—kimi zaman sabırla, kimi zaman huysuzluğa varan hararetle.
Ancak bir de kırmızı çizgileri vardır. Kafasına taktığı bazı insanları kolay kolay affetmez. “Ölünün arkasından kötü konuşulmaz” dediğinizde bile, öyle bir susar ki, sizi adeta yumruk yemiş gibi bırakır. Samimiyetsizliğe, yüzeysel nezakete tahammülü yoktur.
Yaşayan Bir Kütüphane
Derin bir tarih bilgisi vardır. Ama bu bilgi tozlu raflardan değil, hayatın içinden gelir. Teoriyi bilir ama pratiğe dökmeden konuşmaz. Onunla bir meseleye dair sıkıldığınızda “Sen buna başka bir açıdan bak” dersiniz, öyle bir çerçeve açar ki zihniniz tazelenir. Cumhur, sıradan olana farklı bakmayı bilen az insandandır.
Doğa, Tarih ve Sofra İnsanı
Cumhur tam anlamıyla bir doğa insanıdır. Denizle bağ kurar, tarihi mekânlarda geçmişle konuşur. En iyi pide nerededir, Karadeniz’de hangi rotaya gidilmelidir, kışın kayak için nereye gidilmeli—hepsini bilir. Ama bu bilgiler yüzeysel değildir; her lokasyonun bir ruhu, bir hikâyesi vardır onun için.
Amasya’yı neden görmelisiniz? Tunceli’de üniversite gençlerine ne anlatılmalı? Bunları anlatırken sadece bilgi değil, yaşam sezgisi sunar size. Rehber değildir; hayat anlatıcısıdır.
Sofrasında Açılır, Ama Boş Konuşmaz
Rakı sofraları onun için bir keyif değil, bir arınma alanıdır. Dili çözülür, ama her kelimesi ölçülüdür. Geçmişle gelecek, hayal kırıklığıyla umut, mesafeyle dostluk o sofralarda yan yana gelir. Cumhur’un bir cümlesi bazen bir kitaba denktir.
“Vatandaş neyse devlet odur” sloganının da isim babasıdır. Kısa ama derin cümlelerin ustasıdır.
Dirençli, Duru, Derin
Cumhur Doğan doğuştan muhaliftir. Biat etmez, sorgular. Sistemin önünde el pençe durmaz; önce vicdanına, sonra aklına danışır. Kolay dost edinmez ama bir kez güvendiyse, o sadakat kolay kolay bozulmaz.
Kimseye ait değildir ama kimseyi de dışlamaz. Arabasına atlayıp uzun yollara çıktığında, geçmiş ve gelecek yan koltuktadır. Gideceği yerden çok, yolculuğun kendisidir onun için anlamlı olan.
Annesine duyduğu sevgi ve saygı ise eşsizdir. Kendi konforunu düşünmeden onun için elinden geleni yapar. Onda annesine duyulan sevgi, vefanın somut hâlidir.
Hatırası, Mirasıdır
Cumhur Doğan, bu sistemin eğip bükemediği adamlardandır. Unvan peşinde koşmaz, parayla şekil değiştirmez. Hayatı boyunca çok para kazanmanın değil, iyi ve doğru bir insan olmanın peşinden gitmiştir.
Geriye bırakacağı şey bir servet değil, bir duruşun hafızası olacaktır.
Ve dünya, belki de en çok böyle adamlara ihtiyaç duyar:
Gürültüsüz ama derin, mesafeli ama samimi, yavaş ama hep ileride olanlara.
Notu da düşeyim…
Bu yazıyı, bir gün ardından methiyeler dizmemek için kaleme aldım.
Sağken duysun, yaşarken bilsin diye.
Bir veda değil bu satırlar—bir dostun gözünden yazılmış, peşin peşin söylenmiş, hak edilmiş bir saygı duruşudur.
Çünkü bazı insanlar, övgüyü mezar taşından önce hak eder.