ABD Hazinesi 3, 10 ve 30 yıllık tahvil ihalelerine çıkıyor. İlk bakışta teknik bir rutin gibi görünse de bu borçlanma hamlesi artan bütçe açıkları, faiz belirsizlikleri ve kredi riskleriyle boğuşan ABD ekonomisi için bir tür güven testi niteliği taşıyor.
Güncel veriler ışığında tahvile olan talep, yatırımcıların hem iç hem de dış politika risklerini nasıl değerlendirdiğini de gösterecek.
Borç yükü tartışmasının gölgesinde
ABD’nin toplam kamu borcu 36 trilyon doları aşarken, piyasalar hala Moody’s’in geçen aylarda verdiği kredi notu uyarılarını sindirmeye çalışıyor. 12 Haziran’da yapılacak tahvil satışları, ABD ekonomisinin uzun vadeli sürdürülebilirliğine olan inancı yeniden ölçümleyecek.
Özellikle 10 ve 30 yıllık tahvillere gösterilecek talep, yatırımcıların orta vadeli risk algısına ışık tutacak.
Faiz yüksek, güvensizlik derin
Fed’in faizleri uzun süre yüksek seviyelerde tutabileceğine dair sinyalleri, ABD Hazinesi için borçlanma maliyetini yukarı çekerken, yatırımcılar daha temkinli davranıyor. Artan borçlanma ihtiyacıyla birlikte gelen bu ihaleler, yatırımcının risk karşısındaki iştahını doğrudan ortaya koyacak.
Tahvil denetçileri olarak bilinen ve mali disiplinsizliğe tepki gösteren yatırımcılar, bu ortamda daha yüksek getiri talep edebilir.
Jeopolitik gerilimler etkili olacak
Son dönemde Çin ve Japonya gibi büyük tahvil alıcılarının alım eğilimleri dalgalı seyrediyor. Jeopolitik gerilimler, özellikle Asya merkezli fonların ABD varlıklarına olan ilgisini sınırlayabiliyor. Bu da ihalede oluşacak faizi doğrudan etkileyebilir.
ABD’nin tahvillerine olan küresel talep, aynı zamanda doların rezerv para statüsü ve ABD’nin küresel ekonomik liderliği açısından da sinyal niteliği taşıyor.
Uzun vadeli tahvil testi
Hazine, Salı günü 58 milyar dolarlık üç yıllık tahvil ihalesiyle başladı. Bunu Çarşamba günü 39 milyar dolarlık 10 yıllık tahvil ve Perşembe günü 22 milyar dolarlık 30 yıllık tahvil ihaleleri izleyecek. Analistler genel olarak bu ihalelerin herhangi bir büyük sorun olmadan gerçekleşmesini bekliyor. Ancak bonolara yönelik talebin düşük olması da tahmin ediliyor.
İhale sonuçları, sadece getiri oranlarını değil, aynı zamanda ABD ekonomisinin görünümüne dair küresel algıyı da ortaya koyacak.
ABD’nin mali itibarı
Uzmanlara göre, 12 Haziran’daki ihaleler yalnızca borçlanma süreci değil; aynı zamanda ABD’nin mali itibarı, siyasi istikrarı ve makroekonomik dengelerine dair sessiz bir referandum olacak. Özellikle 10 yıllık tahvilde zayıf talep gelirse, bu durum ABD’nin sadece bugünkü değil, gelecekteki ekonomik rotasına dair yeni soru işaretleri yaratabilir.