HalkTV’nin patronuna yakalama kararı
11 Haziran 2025

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı HalkTV’nin patronu Cafer Mahiroğlu hakkında yakalama kararı çıkardı. Mahiroğlu karar sonrası önce sosyal medyadan açıklama yaptı, ardından kendi sahip olduğu Halk TV’ye bağlanarak konuştu, “Yanlışlara itiraz edip, yolsuzluklarla mücadele etmenin bir bedeli var. Ne yapılmak istendiğinin farkındayım” dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada etkin pişmanlıktan yararlanarak tahliye edilen Aziz İhsan Aktaş’ın beyanı ve yapılan araştırma kapsamında Cafer Mahiroğlu hakkında yakalama kararı çıkarıldığını duyurdu.

Mahiroğlu, konuya ilişkin olarak ilk açıklamayı sosyal medya hesabından yaptı.

Mahiroğlu, “Hiç tanımadığım ve hayatımda görmediğim birinin kurgulanmış yalan beyanları ve iftiraları üzerinden suçlanıyorum” dedi.

Mahiroğlu’nun sosyal medyadan yaptığı açıklama şu şekilde:

“Halk TV’yi aldığım günden beri hakkımda atılmadık iftira bırakmadılar. 35 yıldır yurtdışında ikamet ediyorum. Yaptığım işler ortada. Demek ki, halkın televizyonu Halk TV’nin sahibi olmanın, demokrasiyi, hakkı ve hukuku savunmanın, yanlışlara itiraz edip, yolsuzluklarla mücadele etmenin bir bedeli var. Hiç tanımadığım ve hayatımda görmediğim birinin kurgulanmış yalan beyanları ve iftiraları üzerinden suçlanıyorum. Ne yapılmak istendiğinin farkındayım. Hakikat yavaş yürür ama mutlaka bir gün yalanı geçer. İftira sahipleri de yalanlarının altında kalır. Bu ülkede yargının bağımsız ve adil olduğuna hala güvenmek istiyorum.”

HalkTV’ye de çıkıp konuştu

Daha sonra HalkTV’de br programa bağlanıp konuşan Mahiroğlu, Aziz İhsan Aktaş’ı tanımadığını kesin ifadelerle belirterek, “Bir ortamda da bir araya gelmedik. Hani olur ya bir takım insanlarla bir arada olursunuz ve siz orada tanımasanız da ortamda bulunur en azından el sıkışmış olursunuz. Bu arkadaşımızla tanışmıyoruz. Bir yerde görüşsek en azından diyeceğim ki tanışıyoruz. Hayatımda hiç görmediğim bir arkadaş” dedi.

Mahiroğlu, Aktaş’ın ifadesinde ‘olmuş’, ‘etmiş’ gibi beyanlarda bulunduğuna dikkat çekerek, “Bunlar tabi bana, ismime değil, Halk TV olmamış olsa ben bunları yaşamam. Benimle böyle bir şeyin ilişkilendirilmesi söz konusu değil. Bütün benim hesaplarım, Halk TV’nin finansı gayet berrak. Aldığımız günden beri MASAK raporuyla bir çok kez alınmış, bakılmış. Bizim sermayemiz nereden geldiği hem tarafından hem de bütün bilmesi gerekenler tarafından biliniyor” diye konuştu.

Mahiroğlu, açıklamasının devamında şunları dile getirdi:

“Yani benim bir ihalede eğer müdahil olmuşsam nerede olmuşum? Ben ihalenin ne olduğunu da bilmiyorum. Murat Ongun’u 20 yıldan beridir tanırım. Ama bunların hiçbirini tanımıyorum, ne söyleyeceğimi de bilmiyorum. Ben adalete güveniyorum, mutlaka çıkacaktır doğrusu ortaya. Bir takım insanları görüyorum, gazete görünümlü troller görevini yapıyor. Yok işte deliller varmış, kayyum atanacakmış gibi şeyler söylüyorlar. Yani bunlara itimat etmek ne diyeyim ki… Sadece bu kadar insanı biz nasıl yetiştirdik diyorum.

Ben kesinlikle kendisini tanımıyorum. Zaten ifadesini okuduğum da kendisi de tanımadığını ima ediyor. Belli ki zoraki şekilde oraya girmiş durumdayım. Ama hangi kasıtla, ne amaçla, neden böyle bir şey söyledi bilmiyorum. Ama doğruların er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu var. Bu Halk TV’ye karşı olan bir hamle. Halk TV’nin susturulmasına karşı olan bir hamle.

Onun dışında ben başka bir şey düşünemiyorum. Çok net söylemek istiyor insan ama sonuçta benim ülkem burası, benim ülkemin hukuku. Bir yerde geliyor boğazımızda düğümleniyor, söyleyemiyoruz ama el insaf… En azından bir şey olsun. Bir hikaye kuruyorsanız da hikayenin bir temeli olsun. Burada bir temel de yok. Müdahale diyor. Velev ki müdahale olsun. Öyle bir şey yok da velev ki öyle olsun. Buradan bu yorumlar nasıl çıkıyor, nasıl buralara dönüşüyor. Herhalde Halk TV gerçekten görevini iyi yapıyor diyeyim.

Halk TV’nin patronu ülkenin çıkarlarına bağlı olan bir insan, adaletsizliğe, hukuksuzluğa hiç bir şekilde taviz vermeyen birisi. Halk TV’de çalışan arkadaşlar da öyle. Biz ne görüyorsak onu söylüyoruz.

Halk TV’nin patronajına yaptırmaları mümkün değil. Dediğim gibi, bu bana yönelik bir şey değil. Çünkü ben 35 yıldır bu ülkede ticaret yapıyorum. Bütün ülkede yapıyorum. Ben 35 yıldır hiçbir işe karışmadım, bugün mü karıştım? Bu, benim üzerimden Halk TV’ye yapılan bir durum.

Ama ben her zaman şunu söylüyorum, hukuk… Sonuçta ne söylerseniz söyleyin, belgelerle konuşur. Sonuçta bu belgeler eninde sonunda ortaya çıkar. Kanıtlayabildiğiniz sürece hukuk işler. Kanıtlayamadığınız sürece, trollerin, bir takım yalan makinelerinin söylediklerinden ileriye gitmez.

Şimdi öyle dinliyorum ki… Korkunç şeyler ya. Kendilerini bu ülkenin gazetecisi olarak tanımlayan insanların yaptığı yorumlar… Yorumlar korkunç. Evet. Aynı insanların bundan 7-8 sene önce söyledikleri de aynı şeydi. Bugün de aynı şeyi söylüyorlar.

Halk TV sahibinin hiçbir şaibesi yok. Var ise, bu ülkenin MASAK’ı da var, Alkollüsü de var, hukuku da var. Koyarsınız ortaya ya. Bir tane yalancının, ne olduğu belirsiz, hiç hayatımda görmediğim bir insan, ‘İhaleye fesat karıştırdı’ diyor. Ya hangi ihale olduğunu da bilmiyorum. Yani hangi ihaleye ne karıştırmışım? Fesat derken neyi kastediyor? Yani ben bir ihale mi almışım? Ne yapmışım? Almışsam, şirketim nerede? Para nerede? Yani nasıl olmuş bu işler? Hiçbirine kimse bakmadan adım bir şekilde karıştırılıyor.

İzlenme oranlarımız görünüyor, biliniyor. Çünkü reytingler her sabah gerekli yerlere gidiyor. Bunun tabii ki etkisi var. Ama bunun bir de şöyle düşünülmesi lazım, bu ülkenin yüzde 80 televizyon izleyicisi Halk TV’yi izliyor. Bunu ben söylemiyorum, reytingler söylüyor.

Böyle izlenen bir kanalın aslında bu muameleye layık olmaması lazım. Bu ülkenin dinamizmi… Bu ülkenin sorunlarını dile getiriyor. Demek ki doğru iş yapıyoruz ki biz izleniyoruz bu kadar insan tarafından.

Bunu bir kez daha söylemek istiyorum, Halk TV’nin finansı şeffaf. İsteyen herkes, ki zaten bunlar bilinmesi gereken makamlar tarafından biliniyordur, bu ülkenin bir idaresi var. Türkiye Cumhuriyeti öyle basit bir cumhuriyet değil. Kimin ne yaptığı, ne ettiği, nerede adım attığı hepsi bilinir. Halk TV’nin 7 yıldır burada nasıl yapıldığı, nasıl şeffaf bir şekilde finansın idare edildiği bilinmiyor mu? Yani 6 yıl hiçbir şey yoktu, 6. yılda mı oldu?

O söyleyen gazeteci arkadaşlara söylüyorum:, ‘İşte buranın finansı sağlanıyormuş…’ Buranın finansı, Cafer Mahiroğlu tarafından sağlanıyor. Kuruşu kuruşuna. Cafer Mahiroğlu’nun ne parasında haram, ne de lafında yalan var. Bunların hepsi açık bir şekilde göz önünde.

Yani bunların neden yapıldığını biliyoruz. Ben bu konuda artık çok fazla bir şey söylemiyorum ama en azından bu ülkenin ekmeğini yiyen, bu ülkede kendilerini gazeteci olarak tanımlayan çok arkadaşa da şunu söylüyorum, el insaf ya. Dediğim gibi, iftiranın da yakışanı olmalı. Bu nedir ya? Bu aceleniz ne kardeşim? Bu korkunuz ne?”

 

ÇOK OKUNANLAR