Umarım önceki gün Trump’ın Fort Bragg adlı askeri üste sahneye koydurduğu, bir an önce tam bir faşist olma arzu ve çabasının sergilendiği basit mi basit gösteriyi izlemişsinizdir.
çevresinde sergiletttikleri ile, konuşması ve tavrıyla, Trump sadece sıradan basit bir faşist. ama faşistliği saf halinde temsil ettiğinden o aynı zamanda bir Ur-faşist.
***
Umberto Eco 22 haziran 1995 tarihinde New York Review of Books dergisinde yazdığı ‘Ur-fascism’ başlıklı yazısında bu sistemin ana özeliklerini tanımlamıştı. ben daha sonra buna ek olarak Eco’nun “Eternal Fascism: 14 Ways of Looking at a Blackshirt” başlıklı yazısını da okudum.
***
Lafı fazla evirip çevirmeye gerek yok. Trump’ın ülkesinde ve dünyada kurdurtmaya çalıştığı sistem Umberto Eco’nun kavramı olan Ur-faşizm’in tanımladığı katıksız, saf faşizmdir.
Eco’nun ve daha sonra onu analiz edenlerin yazılarından çıkardığım bu saf katıksız ur-faşizm sisteminin başlıca özelliklerini başlıca 14 maddede toplayabiliriz:
1. Gelenek tutkusu: Make America Great Again (MAGA) sloganıyla arzulanan ABD’nin geçmişte büyük olduğu düşünülen geleneğine dönme arzusu budur.
2. Modernizmin reddi. Aydınlanma, Akıl Çağı, modern ahlaksızlığın başlangıcı olarak görülür. Bu bağlamda, Ur-Faşizm irrasyonalizm olarak tanımlanabilir.
3. Eylem için eylem ekolü. “Eylem kendiliğinden güzel olduğu için herhangi bir derin düşünmenin öncesinde veya bu düşünme olmaksızın gerçekleştirilmelidir. Zira, düşünmek bir çeşit hadım etmedir.”
4. Uzlaşmazlık ihanettir. “Eleştirel ruh ayrım yapar ve ayırt etmek modernlik alametidir. Trump gibi ur-faşistler herkesin onlara tartışmasız itaat etmesini ister.”
5. Farklılık korkusu. “Faşist hareketler ya da henüz başlangıç seviyesindeki faşist hareketler öncelikle davetsiz misafirlere karşıdır. Bu sebeple Ur-Faşizm tanım olarak ırkçıdır. Trump’ın göçmen fobisi budur.”
6. Toplumsal hüsrandan medet ummak. “Tarihsel faşizmin en ayırt edici özelliklerinden biri, hüsrana uğramış orta sınıftan medet ummaktı. Bu orta sınıf ekonomik krizlerden veya siyasi aşağılamalardan muzdaripti ve daha alt sosyal grupların baskısı tarafından korkutulmuşlardı.” Trump bunu daima kullanıyor.
7. Entrika takıntısı. “Yandaşlar kuşatılmış hissetmeli. Entrika sorununu çözmenin en kolay yolu zenofobidir.” Bunun uç örneğini Trump’ta siz de görmüş olmalısınız.
8. Düşman hem güçlü hem de zayıftır. “Sürekli değişen bir retorik odağı sayesinde düşmanlar aynı anda hem aşırı kuvvetli hem de aşırı zayıftır.” Trump’ın bir ülkeyi ve liderini övdükten sonra onunla daima kavgaya tutuşması da budur aslında.
9. Barışçıl politika düşmanla işbirliği yapar. “Ur-Faşizm’de yaşam için mücadele yoktur, bilakis mücadele için yaşanır.”
10. Zayıfı aşağılama. “Elitizm herhangi bir tepkisel ideolojinin tipik bir özelliğidir.” Kendisi dışında hemen herkes aşağılayan Trump bu profile tam oturuyor.
11. Herkes kahraman olmak üzere eğitilir. “Ur-Faşizm’de kahramanlık bir ilkedir. Bu kahramanlık kültü ölüm kültü ile sıkı sıkıya ilişkilidir.” Biliyorsunuz kendine göre Trump da bir kahraman.
12. Maçoluk ve silahlanma. “Maçoluk kadını hor görmek anlamına gelir, bununla birlikte, bekaretten homoseksüelliğe kadar standart olmayan cinsel tercihlere karşı tahammülsüzlük ve kınama demektir.” Yemin eder etmez neredeyse cinsel bir savaş açmış olan Trump’ı hatırlayın.
13. Seçici popülizm. Zamanımızda bir televizyon ya da internet popülizminin olacağı açıktı zaten. “Seçilmiş bir grup vatandaşın duygusal tepkileri tüm İnsanların Sesi olarak sunulabilecek ve kabul edilebilecektir.”
14. Ur-Faşizm aldatıcı bir dil ile konuşur. “Tüm Nazi veya Faşist okul kitapları karmaşık ve eleştirel muhakeme araçlarını sınırlamak için, zayıflatılmış kelimeler ve basit sözcük dizilimleri kullanır.” Trump’ın uzun konuşmalarında bile bunu görebilirsiniz.
***
Anlayacağınız bugün güçlü görünebilir ama Trump sadece sıradan basit bir faşist. ama sadece faşistliği saf halinde temsil ettiğinden o Ur-faşist.
***
şimdi sorulması gereken soru şu: acaba yüzyıllar öncesinde bugün bile dünyanın en özgürlükçü anayasasını oraya çıkabilmiş ve daha sonra buna uygun bir düzen oluşturmaya girişmiş ve vatandaşlarının neredeyse sınırsız özgürlük taleplerine saygı duymuş bir toplumun deli oldukları belli olan bir grup insan tarafından 21’inci yüzyılın bugünlerinde bunca tarihin sonunda faşist toplum olmasına bu kadar kolay göz mü yumulacak? ABD’de bu çılgın gidişata dur diyecek kimseler yok mu artık?