Uranyum zenginleştirme hamlesi: İran adımlarını sıklaştırıyor
12 Haziran 2025

ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya tarafından sunulan karar tasarısı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulunda oylandı.

Tasarı Yönetim Kuruluna üye ülkelerin 19’unun “evet” oyuyla kabul edilirken Rusya, Burkina Faso ve Çin “hayır” oyu verdi. Oylamada 11 çekimser oy kullanıldı.

İran’ın nükleer faaliyetlerine yönelik ağır eleştiri ve tepkilerin yer aldığı kararda, Ajans tarafından birçok kez yapılan işbirliği çağrısına karşı Tahran yönetiminin gerekli yaklaşımı sergilemediği ifade edildi.

Kararda, 2019’dan bu yana İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme (NPT) Anlaşması kapsamında kabul ettiği yükümlülükler arasında yer alan “nükleer materyalin, silah veya diğer patlayıcı cihazlara yönlendirilmemesi”nin doğrulanması konusunda Ajansın zorluk yaşadığı, Yönetim Kurulunun çağrılarına rağmen İran’ın Güvence Denetimi Anlaşması kapsamında UAEA ile tam bir işbirliği yapmamasının üzüntü verici olduğu kaydedildi.

Yönetim Kurulunda son paylaşılan rapor doğrultusunda, 2019’dan bu yana İran’ın bu konudaki yaklaşımının açıkça belirtildiği aktarılan kararda, “Birden fazla bildirilmemiş yerde beyan edilmemiş nükleer malzeme ve faaliyetler konusunda Ajansa tam ve zamanında işbirliği sağlama yükümlülüklerini yerine getirmemesi, Ajansın 12.C maddesi kapsamındaki Güvenlik Anlaşması yükümlülüklerine uymadığı anlamına gelmektedir.” ifadesi kullanıldı.

Kararda, Kapsamlı Güvence Denetimi Anlaşması’nın 19. maddesi uyarınca, Ajansın, anlaşma kapsamında koruma altına alınması gereken nükleer malzemenin, nükleer silahlara veya diğer nükleer patlayıcı cihazlara yönlendirilmediğini doğrulayamadığı belirtildi.

UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi’nin, İran’ın nükleer programının tamamen barışçıl olduğuna dair güvence verememesinin yol açtığı kaygıya işaret edilen kararda, konunun uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasından başlıca sorumlu organ olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) yetki alanına girdiğine değinilerek, bu husustaki derin endişe vurgulandı.

Kararda, nükleer malzemenin silah ve benzeri patlayıcı unsurlara yönlendirilmediğinin doğrulanmasını sağlamak için İran’ın yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi ve bekleyen tüm güvenlik sorunlarını netleştirmek amacıyla acilen şu adımları atması gerektiği kaydedildi:

“İran’da iki beyan edilmemiş yerde tespit edilen insan kaynaklı uranyum parçacıklarının varlığına ilişkin teknik olarak inandırıcı açıklamalar sunması, söz konusu nükleer malzemenin veya nükleer bulaşmış ekipmanların mevcut konumlarını Ajansa bildirmesi, UAEA’nın bu amaçla talep ettiği tüm bilgi, belge ve cevapları sağlaması, kurumun gerekli gördüğü yer ve malzemelere erişim sağlaması, ayrıca Ajansın uygun göreceği örneklerin alınmasına izin vermesi.”

İran nükleer faaliyetlerini hızlandıracak adımlar atıyor

ABD’nin İran ile 2015’te imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmesi ve yaptırımları geri getirmesi sonrasındaki süreçte Tahran’ın nükleer faaliyetlerini hızlandırma kararları, İran’ı nükleer silah üretebilecek kapasiteye eriştirdi.

İran her ne kadar nükleer silah üretme niyetinde olmadığını söylese de Batılı ülkelerin endişelerini giderebilmiş değil.

Son olarak UAEA ile arasındaki bir dizi anlaşmazlık, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya öncülüğünde UAEA Yönetim Kurulunda İran aleyhinde karar çıkarılmasına yol açtı.

İran aleyhinde daha önce de kararlar çıkarılmasına rağmen bu kez kararda, İran’a 20 yıl sonra ilk kez “Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) yükümlülüklerini ihlal etme” suçlaması yöneltildi.

Yönetim Kurulunun 35 üyesinden 19’unun onayıyla kabul edilen kararda ayrıca, konunun Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyine sevk edilmesi tehdidi de yer alıyor.

Bu da 2015’teki nükleer anlaşmada yer verilen, “snapback (tetik mekanizması)” olarak adlandırılan ve İran’a anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanına sahip maddeyi işletebilme ihtimalini ortaya koyuyor.

İran ise mekanizmanın işletilmesi halinde ise NPT’yi gözden geçirmek dahil çeşitli adımlar atabileceğini birçok kez yineledi.

İran “güvenli bir yerde” yeni bir zenginleştirme tesisi açacak

UAEA Yönetim Kurulunda alınan kararın hemen ardından İran Dışişleri Bakanlığı ve Atom Enerjisi Kurumu, yaptıkları ortak açıklamayla, alınan kararı kınadı.

ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya öncülüğünde alınan kararın, teknik ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve UAEA Yönetim Kurulunun “siyasi amaçlara dayalı bir araç olarak” kullanıldığı ifade edildi.

Karara tepki olarak ise Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami’nin talimatıyla güvenli bir yerde yeni bir zenginleştirme merkezinin açılacağı belirtildi.

Bununla birlikte Fordo’daki uranyum zenginleştirme tesisinde eski nesil santrifüjlerin uranyumu daha hızlı zenginleştirecek altıncı nesil santrifüjlerle değiştirileceği bilgisi verildi.

Karara karşılık ayrıca UAEA ile işbirliğinin gözden geçirileceği vurgulanırken atılacak diğer adımların da daha sonra duyurulacağı aktarıldı.

Konuya ilişkin açıklama yapan İran Atom Enerjisi Kurumu Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Behruz Kemalvendi, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin ciddi oranda hızlanacağını söyledi.

Nükleer anlaşma İran’a 3,67 oranında uranyum zenginleştirme izni veriyordu

İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015’te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma, Tahran’a yüzde 3,67 oranında uranyum zenginleştirme faaliyetini sürdürme izni veriyor.

Buna karşılık ABD’nin 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilmesinden bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini durduran İran, ilk olarak Natanz’da 17 Nisan 2020’de yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirdiğini duyurmuştu.

Tahran’ın uranyumu yüzde 20 ve yüzde 60 saflıkla zenginleştirmesi Batılı ülkelerde endişelere neden oluyor çünkü, uranyumun yüzde 20 ve üzerinde zenginleştirilmesi nükleer bomba elde etmeye imkan sağlayacak yüzde 90 saflıkta parçalanabilir uranyuma ulaşmak için önemli bir aşama olarak kabul ediliyor.

İran’ın istemesi halinde çok kısa sürede nükleer bomba üretme kapasitesine erişeceği belirtiliyor.

İran ile UAEA arasındaki anlaşmazlık

İran’da UAEA’ya bildirilmemiş 3 yerde nükleer bulguların tespit edilmesi ve söz konusu nükleer bulgulara ilişkin Tahran yönetimine yöneltilen soruların istenilen düzeyde yanıtlanmaması taraflar arasında gerginliğe neden olmuştu.

Ajans, Tahran’ın bu 3 yere ilişkin yaptığı açıklamayı teknik olarak inandırıcı bulmadığını bildirdi. UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi, 31 Mayıs’ta yayımlanan İran’a dair raporla ilgili, şu ifadeleri kullandı:

“İran, çözüme kavuşturulmamış güvenlik meselelerinin çözümü hususunda Ajansa yardımcı olmadığı sürece Ajans, İran’ın nükleer programının yalnızca barışçıl amaçlarla yürütüldüğüne dair güvence veremeyecektir.”

UAEA kararı İran-ABD ile müzakere süreci ve İsrail’in tehditleri sürerken geldi

Karar, ABD ile İran’ın, yaptırımların hafifletilmesi karşılığında İran’ın nükleer programının sınırlandırılması konusunda anlaşma sağlamak amacıyla Umman’ın arabuluculuğunda bir dizi görüşme gerçekleştirmesinin ardından geldi.

Bununla birlikte bölgede saldırganlığını sürdüren İsrail de İran’ın nükleer tesislerine saldırı tehditlerine devam ediyor.

İran ile ABD arasındaki müzakere süreci, taraflar görüşmelere 15 Haziran’da Umman’da devam edeceğini açıklasa da Washington’un İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini tamamen durdurma ısrarı nedeniyle zora girdi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın “İran ile anlaşmaya varılacağından daha az emin olduğunu” söylemesi de dikkatleri çekti.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) İran’a saldırı tehditleri ve buna karşılık İran Savunma Bakanı Aziz Nasırzade’nin muhtemel bir saldırıda bölgedeki Amerikan üslerini hedef alacakları yönündeki tehdidi, süreci diplomasi yerine yeniden askeri tehditlere taşıdı.

ÇOK OKUNANLAR