İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri bir arada İran’a karşı çok yıkıcı ve sonuç alıp almayacağı belli olmayan bir nükleer müzakere biçimi başlattı.
ABD ile İran bir süredir, İran’ın nükleer silah edinme çabalarını engellemek için müzakere halindeydi. Amerikan tarafı, İran’ın uranyum zenginleştirme programından tamamen vazgeçmesini istiyor, İran ise bunu kabul etmiyordu ve müzakere tıkanmıştı. Şimdi bazıları bu müzakerelerin İsrail’in saldırısına bahane yaratmak için tıkandığını söylemeye başladı.
Tam o noktada İsrail devreye girdi ve dün sabaha karşı İran’a 200 savaş uçağı ve sayısı bilinmeyen dronların katıldığı, bu arada İran içine sızdırılmış diğer silahların kullanıldığı şok edici bir saldırı başlattı.
İsrail savaş uçakları 100’den fazla hedefi vurdu. İsrail dronları İran’ın hava savunma sistemini büyük ölçüde yok etti. Bu arada başta Tahran olmak üzere bazı şehirlere sızan İsrail ajanları ve silahları bir dizi İranlı askeri komutan ve nükleer fizikçiyi evlerinde bombalı, füzeli ve kamikaze dronlu saldırılarla öldürdü.

The New York Times gazetesi İran’da vurulan yerleri böyle saptadı.
İran bu saldırıla karşılık vermek istedi, önce bir dizi kamikaze dron İsrail’e yollandı ama 200 kadar olduğu söylenen buj dronlardan hiçbiri İsrail’e ulaşmadı. Dün akşam saatlerinde İran çok sayıda füze ile saldırdı. Bu füzelerin bir bölümü İsrail hava savunmasını aştı ve Tel Aviv dahil pek çok yere isabet etti. Nasıl bir zarar yarattığı bu sabah saatlerinde henüz çok iyi bilinmiyordu.
Bu arada İsrail de aslında İran’a saldırılarını kesintisiz sürdürdü, dün gündüz yapılan bir dalganın ardından gece saatlerinde yeni bir dalga saldırı oldu.
İsrail, saldırırken İran’ın nükleer kapasitesini yok etmek istediğini söylüyor ancak ilginç biçimde bu kapasiteye doğrudan saldırmıyor. Örneğin İran’ın Natanz kentindeki uranyum zenginleştirme birimine saldırı oldu ama saldırı ana binaya değil bu tesise elektrik temin eden tesislere yönelikti, bunlar yok edildi.
Yine İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stoklarının İsfahan’da olduğu biliniyor ama bu tesisler de vurulmadı.
İsrail’in neden doğrudan uranyum stoklarına saldırmadığı bilinmiyor ama bu konuda çeşitli spekülasyonlar var. Bu spekülasyonların başlıcası, buradan doğacak bir radyoaktif sızıntıdan çekinilmesi.
Bugün The New York Times gazetesinin de dikkat çektiği gibi saldırılara rağmen İran’ın nükleer programı şimdilik çok az hasar almış durumda.

The Wall Street Journal’a göre İran’ın nükleer tesisleri ve hangisi vuruldu
Bu saldırılardan önceden haberi olduğunu dün The Wall Street Journal gazetesine söyleyen, The New York Times gazetesine göre ise ‘Saldırıların müzakerelere yardımcı olacağını’ düşünüp izin veren ABD Başkanı Donald Trump daha ilk andan itibaren İran’ı müzakere masasına geri çağırdı ve anlaşmayı imzalamasını istedi, ‘İmzalamazsanız çok daha kötüsü geliyor’ diyerek İsrail’in savaş planlamasını bildiğini de ima etti.
Bu arada İsrail medyasına sızan haberlere göre hükümet toplamda 14 günlük bir saldırı planladı, yani dün daha ilk gündü.

Natanz’daki nükleer tesiste ana bina vurulmadı.
Dikkat çeken bir durum, İran’ın artık hemen hemen hiç hava savunmasına sahip olmaması. 200 İsrail uçağı onca ülkeyi ve binlerce kilometreyi geçip İran’ı vurdu ama İran’ın bu uçakların gelişinden haberi bile olmadı. Tek bir uçak bile düşüremedi.
İran’ın hava savunmasından yoksun olması, bundan sonraki bütün saldırılara da açık olduğu, İsrail’in canının istediği bütün hedefleri vurabilir halde olduğunu gösteriyor.
Bu durum İran’da rejimi yeniden masaya oturmak, hatta bir anlaşmayı imzalamak zorunda bırakabilir.