Ünlü İngiliz müzisyen Sting’in henüz Police grubundayken yazdığı şarkılardan biri, “Aldığın her nefeste/ yaptığın her harekette/ bozduğun her bağda/ attığın her adımda/ seni izliyor olacağım” diye başlar.
Şarkı, ilk piyasaya çıktığı 1983 yılından beri meşhur olmaya ve dinlenmeye devam ediyor. Bu evet bir aşk şarkısı ve ama aynı zamanda takıntılı, hatta belki hastalıklı bir aşkın şarkısı.
Tabii şarkı yazıldığında bir fanteziydi ama bugün 42 yıl sonra belki de sahiden aldığımız her nefesin takip edilebildiği bir dünyaya varmış olabiliriz.
Bizimle ilgili biricik olan bazı şeyler var. DNA’mızı saymıyoruz bile ama pratik hayatta uygulaması olan parmak izi ve gözlerimizdeki retinaın çizgileri hep kişiye özgü şeyler.
Nitekim parmak izimizi veya retina izimizi kimlik yerine kullandığımız durumlar da var. Bazen de devletler bizi bu biyometrik izlerimizden hareketle saptıyor, kimliğimizi buluyor.
Şimdi bunlara bir yenisi eklenmiş olabilir: Nefes izimiz.
Geçen hafta Cell/Current Biology dergisinde yayınlanan bir araştırma makalesi tam olarak bunu söylüyor: Burnumuzdan nefes aldığımızda kendimize özgü bir izimiz var ve aynen parmak izi veya retina gibi buna bakarak da kimlik saptanabilir.
Araştırma 100 kişi üzerinde yapılmış. Denekler 24 saat boyunca bazı alıcıları üzerlerinde taşımışlar. Araştırma, onları tanımayı yüzde 90 oranında başarmış.
Araştırmayı yapanların başında daha iki gün önce İran füzelerinin hedefi olan İsrail’deki Weizmann Enstitüsünden Dr. Noam Sobel geliyor. Sobel ve araştırmada ona yardımcı olan doktora öğrencisi Timma Soroka, burnumuzdan nefes alma biçimimizin bir örüntüsü olduğunu bulmuşlar. İlk araştırmaya katılan 100 kişiden 40’ı iki yıl sonra yeniden gelip ölçüme girmişler ve araştırmacıların geliştirdiği yapay zeka modeli onları tanımayı başarmış.