Pulitzer ödüllü Hersh: Kulağıma geldi, ABD hafta sonu İran’ı vuracak
20 Haziran 2025

Pulitzer ödüllü ünlü Amerikalı gazeteci Seymour Hersh yazdı: “ABD bombardıman uçakları bu hafta sonu yeraltına nüfuz edebilen sığınak delici bombalarla İran’ın Fordo’daki nükleer tesisini vuracak.”

Fordo, Tahran’a 95, Türkiye sınırına 680 kilometre mesafede.

İsrail, 13 Haziran’da İran’ın askeri ve nükleer programını hedef aldığını söyleyerek geniş çaplı bir hava saldırısı başlatmıştı. İsrail ile İran arasındaki karşılıklı saldırıların sekizinci gününde iki taraf da henüz geri adım atmadı.

Sabrının tükendiğini belirten ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın ‘kayıtsız şartsız teslim olmasını’ istemiş, ruhani lider Ali Hamaney’in nerede saklandığını bildiklerini ama ‘şimdilik’ onu öldürmeyeceklerini söylemişti. Buna karşılık Hamaney “Aklı başında biri İran’ı tehdit etmez” diye tepki göstermişti.

18 Haziran’da Beyaz Saray bahçesinde ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine saldırıp saldırmayacağına ilişkin soruyu yanıtlayan Trump, ”Vurabilirim de vurmayabilirim de… Kimse ne yapacağımı bilmiyor” demişti.

88 yaşındaki Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, dijital yayın platformu Substack’te paylaştığı ‘İran’da ne olacak, kulağıma gelenler’ başlıklı yazısında ‘savaş başlatacak bir plan’ın onaylandığını yazdı. Hersh’e göre hedefte sadece nükleer program değil, rejimin kendisi var.

Hersh’in yazısı şöyle:

Yıllardır sözüne güvendiğim Amerikalı yetkililere ve İsrailli kaynaklara dayanarak İran’da en erken bu hafta sonu görülebilecek olayları anlatacağım: Kapsamlı bir ABD saldırısı. Bu bilgileri yıllardır Washington’da çalışan bir ABD’li yetkiliyle teyit ettim ve bana şöyle dedi: İran’ın ruhani lideri Ali Hamaney ülkeden giderse her şey kontrol altına alınır. Fakat bunun nasıl olacağı belirsiz. Tabii suikast ihtimalini bir kenara bırakırsak…

ABD’nin askeri kapasitesi ve İran’daki hedefler üstüne çokça kelam ediliyorsa da -gözlemime göre- kalabalıklarca kutsal görülen bir dini liderin nasıl tasfiye edileceğine ilişkin gerçekçi bir plan henüz ortada yok.

Yıllardır İsrail’in nükleer ve dış politikalarını haberleştiriyorum. 1991’de yayınlanan kitabım The Samson Option’da İsrail’in nükleer bomba geliştirme sürecini ve ABD’nin bu projeyi nasıl sümen altı ettiğini anlattım. Bugünkü duruma ilişkin cevapsız kalan en mühim soru, dünyanın ve İranlı liderlerin müttefiği (Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin’in nasıl bir karşılık vereceği.

Ayetullah rejiminin devrilmesini umuyorlar 

Her ne kadar dünya İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü ölümcül savaştan iğreniyorsa da İsrail’in en önemli müttefiği hala ABD. Öyle ki Trump yönetimi, İran’daki nükleer silah programını yok etmek isteyen İsrail’in planına tam destek veriyor ve Tahran’daki Ayetullah rejiminin devrilmesini umuyor. 

Dağın derinliklerine inşa edilmiş Fordo tesisi, hava saldırılarına karşı sıkı korunuyor.

Beyaz Saray’ın İran’a kapsamlı bir hava saldırısına ilişkin planı onayladığını öğrendim. Nihai hedef (nükleer tesis) ’da yerin en az 80 metre altındaki santrifüjler (Diken’in notu: Fordo, Tahran’a 95, Türkiye sınırına 680 kilometre mesafede).

Trump’ın talebi üzerine saldırı hafta sonuna ertelendi, çünkü başkan pazartesi Wall Street açıldığında saldırının yaratacağı şokun olabildiğince bastırılmasını istiyor. 

İran’ın en gelişmiş santrifüjleri Fordo’da bulunuyor. İran’ın taraf olduğu Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) son raporuna göre bu santrifüjler yaklaşık 400 kilogramlık, yüzde 60 zenginleştirilmiş uranyum üretti. Bu sayılar İran’ın nükleer silah edinmeye çok yakın olduğunu gösteriyor.

ABD hafta sonu Fordo’ya saldıracak

İsrail, son hava saldırılarında Fordo’da yerin 80 metre altına gömülü santrifüjleri hedef almadı. Çünkü çarşamba ABD’yle bir anlaşmaya varılmıştı: ABD bombardıman uçakları hafta sonu yeraltına nüfuz edebilen sığınak delici bombalarla Fordo tesisine saldıracak.

Saldırının bekletilmesi, ABD’nin Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’deki askeri varlığını artırmasına zaman tanıyarak olası bir İran misillemesine karşı hazır hale gelmesini sağlıyor. ABD’nin bölgede 24’ten fazla hava ve deniz üssü var.

Varsayım şu: İran’ın füzeleri ve hava kuvveti ABD’nin bombalama listesinde yer alıyor. Konuya vakıf bir yetkili şöyle diyor: ‘‘Rejimin kökünü kazımak için fırsat bu fırsat. O yüzden büyük oynamamız lazım. Fakat saldırı gelişigüzel olmayacak.’’ 

Hafta sonuna planlanan saldırının yeni hedefleri var: 1979’da İran şahının devrilmesinden bu yana liderliğe muhalefet edenlere karşı çıkan Devrim Muhafızları’na ait üsler.

İsrailliler Hamaney’in ülkeden kaçacağını umuyor

Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail’in ümidi, bombardımanın, İran rejimine karşı ‘ayaklanma yaratacak bir araca’ dönüşmesi. Kaldı ki rejim dini liderliğe ve emirlerine karşı çıkanlara hiç tahammül edemiyor. İran’ın polis karakolları da vurulacak, şüpheli muhaliflerin dosyalarının yer aldığı devlet daireleri de.

İsrailliler Hamaney’in dayanamayıp ülkeden kaçacağını umuyor. Çarşamba sabahı Hamaney’in özel uçağı iki savaş uçağıyla birlikte Tahran Havalimanı’ndan Umman’a doğru yola çıktı. Tabii Hamaney’in uçakta olup olmadığı bilinmiyor. 

90 milyonluk İran nüfusunun üçte ikisi Fars kökenli. En kalabalık azınlıklar Azeriler (çoğunun Merkezi İstihbarat Teşkilatı’yla (CIA) gizli ilişkisi var) Kürtler, Araplar ve Beluciler. Yahudiler de küçük bir azınlık. 

‘Kontrol edebilecekleri bir siyasi kukla istiyorlar‘

Amerikalı ve İsrailli planlamacıların Washington yakınlarında sürgünde yaşayan şahın oğlunu geri getirmek gibi bir niyeti yok. Gelgelelim ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in yer aldığı Beyaz Saray planlama grubunda, Hamaney’in ‘tahttan inmesi’ halinde İran’ı yönetmek için ılımlı bir lider atanabileceği konuşuluyor.

Fakat İsrailliler bu fikre sertçe karşı çıkıyor; ABD’li bir yetkiliyse onlar için şöyle diyor: ‘‘Dini mesele umurlarında bile değil, kontrol edebilecekleri bir siyasi kukla istiyorlar. Burada onlarla ayrışıyoruz, çünkü bu, bizi sonu gelmez bir düşmanlık ve çatışmaya hapseder. Bibi (Netanyahu) yurttaşların sıkıntısını propaganda malzemesi yaparak Müslümanlara dair her şeye karşı ABD’yi yanına çekmeye çalışıyor.’’   

Duyduğuma göre ABD ve İsrail istihbaratı umutlu. Çünkü İsrail saldırıları sırasında İran rejimine karşı çıkabilecek bir isyana Azeri topluluğunun bazı unsurları da katılacak.

Ayrıca Devrim Muhafızları’nın bazı üyelerinin de ‘ayetullahlara karşı demokratik bir ayaklanma’ya katılabileceği düşünülüyor, nitekim ABD’nin arzusu da bu. Hatta Suriye’de Başar Esad’ın aniden ve başarıyla devrilmesi örnek görülüyor, uzun bir iç savaşın ardından devrilmiş olsa bile…

İsrail ve ABD’nin geniş çaplı hava saldırısı İran’ı bir daha ayağa kalkamaz hale getirebilir. Tıpkı 2011’de Batı müdahalesinden sonra Libya’nın başına gelenler gibi. Oradaki ayaklanma farklı kabileleri denetiminde tutan Muammer Kaddafi’nin vahşice öldürülmesiyle sonuçlanmıştı; defalarca dış müdahaleye maruz kalan Suriye, Irak ve Lübnan’ın istikbaliyse hala belirsiz.

Trump dünyaya gösterebileceği uluslararası bir zafer arayışında. Ve bunu başarmak için Netanyahu’yla birlikte ABD’yi şimdiye dek hiç sapmadığı yollara sokuyor. 

Substack’ten çeviren: Emre Zor

ÇOK OKUNANLAR