Avukatları talep etti: Ayşe Barım’ın ani ölüm riski var, tahliye edilsin!
21 Haziran 2025

Gezi soruşturması kapsamında “etki ajanlığı” ve “hükümeti ortadan kaldırmaya yardım etmek” iddiasıyla ocak ayında tutuklanan menajer Ayşe Barım’ın avukatları yeniden tahliye talebinde bulundu. Barım’ın avukatları Deniz Ketenci ve Aslı Kibar, Barım’ın ani ölüm riskinin yükseldiğine ve son olarak 5 Haziran’da hücresinde baygın bulunduğuna dikkat çekti.

Avukatların aktardığına göre Barım, en son 5 Haziran’da koğuşunda baygın halde bulundu. Bunun üzerine avukatları Deniz Ketenci ve Aslı Kibar, bir kez daha İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak tahliye talep etti.

En son 20 Mayıs’ta yaptıkları tahliye talebi reddedilen avukatlar, Ayşe Barım’ın durumunun hapishane koşullarında daha da kötüleştiğine dikkat çekti. Barım’ın “kalp ve beyindeki rahatsızlıkları nedeniyle ani ölüm riski taşıdığını” belirten doktor raporlarını mahkemeye sunan avukatlar dilekçede, “Müvekkilimizin ağır hastalıkları nedeniyle cezaevi koşullarında giderek kötüleşen sağlık durumu, hayati riskinin olduğu gözetilerek yaşam hakkının korunması adına, sağlık kurul raporu beklenmeksizin tahliyesine karar verilmesi” ifadeleri ile tahliye talebinde bulundu.

“Bir hafta önce koğuşunda bayılmış”

Dilekçede Ayşe Barım hakkında şu bilgilere yer verildi:

“En son bir hafta önce 05.06.2025 günü (Arefe günü) sabah saatlerinde koğuşunda bayılmış, infaz memurları tarafından müvekkil yerde baygın olarak bulunmuş, akabinde revire kaldırılmıştır. Müvekkil yaşadığı baygınlığı anlatırken: ‘Elektrik kesintisi gibi bir anda her şeyin gittiğini, hiçbir his olmaksızın yaşamla bağının koptuğunu, bloke olduğunu, uyanmaya başladığında ise sesleri hayal meyal duyduğunu, üzerinde su hissettiğini (yüzüne su atılmıştır)’ ifade etmiştir.

Müvekkile revirde acil müdahalede bulunulmuş, müvekkilin tansiyonu da yüksek ölçülmüş, tüm bu yaşananlar revir hekimi tarafından tutanak altına alınmıştır. Sayın Mahkemenizden 05.06.2025 tarihinde Marmara Ceza İnfaz Kurumu tabipleri tarafından tutulan işbu tutanağın celbi talep olunmaktadır.”

“Açık kalp ameliyatı planlanmıştı”

“Tekrar belirtmeliyiz ki müvekkilimizin hayati tehlike oluşturan ağır kalp ve damar rahatsızlıkları bulunmaktadır.

Öyle ki müvekkilimize gözaltı ve tutuklanmadan önce, hipertrofik kardiyomiyopati teşhisi konularak yakın zamanda açık kalp ameliyatı planlanmıştır. Ancak müvekkilimiz tutuklu olduğundan planlanan bu ameliyat gerçekleştirilememiştir.

Müvekkilin kalp ve damar yapısı ile ilgili son derece riskli bir hastalığının olduğu, yüksek aritmi mevcut olduğu ve durumun vahameti doktor raporuyla ortaya konulmuştur.

Çok yakın bir tarihte (2024 tarihinde) müvekkilin tetkikleri kardiyolog tarafından incelendiğinde; ‘Bu hastada ani ölüm, a fib bağlı iskemik inme olasılıklarını daha yakından takip etmek çok daha önemlidir. Ani ölüm için tekrar MR yaptırana kadar aile öyküsü sıkı bir şekilde soruşturulmalıdır’ şeklindeki notlar raporlanmıştır.

“Ani kardiyak ölüm riskinin bulunduğu raporlandı”

“Keza İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin kalp ve damar hastalıkları alanında uzman hekimleri tarafından tanzim edilen 09.05.2025 tarihli Durum Bildirir Sağlık Kurulu Raporunda müvekkilin hipertrofik kardiyomiyopati hastalığı nedeniyle ‘ani kardiyak ölüm riskinin bulunduğu’ oy birliği ile kabul edilmiştir.

Önemle belirtmeliyiz ki; bayılma, baygınlık geçirme, bu hastalığın en belirli semptomlarındandır.

Bu hastalığa bağlı bayılmada müvekkilin ifade ettiği gibi hastanın bir anda hayatla bağı kopmakta, hiçbir duyu ve hissiyat olmadan hasta ölüm gibi bir an yaşamaktadır.

Bayılma halinin artması ise hastalığın ilerlediği, riskin arttığı anlamına gelmektedir.

Müvekkil cezaevinde daha önce de birçok defa bayılmış, revire kaldırılmıştır.”

“Ölümcül sonuçlara yol açabileceği açıkça ortada”

Barım’ın birçok hastalığa sahip olup infaz kurumlarının bu türden hastalar için yeterince hijyenik olmamasının, doğru beslenememenin, az uyku uyumak ve stres altında olmanın her geçen gün bu hayati riski arttırdığı vurgulanan dilekçede şu sözlerle tahliye talep edildi:

“Nitekim müvekkilin tutuklanması ile birlikte hastalıklarının şiddeti giderek artmış, müvekkil sağlığını kaybeder hale gelmiştir. Müvekkil cezaevinde defalarca kez rahatsızlanmış, birçok kez cezaevi revirine kaldırılmış, birçok kez de hastaneye sevk edilmiştir.

Tüm bu açıklamalarımız doğrultusunda ağır ve kronik hastalıkları bulunan ve ölüm riski taşıyan müvekkilimizin cezaevi koşullarında bulunmasının/kalmasının sağlığı açısından ölümcül sonuçlara yol açabileceği açıkça ortada olup tutuklama halinin ivedilikle sona erdirilerek ‘Sağlık Kurulu Raporu’ beklenilmeksizin müvekkilin tahliye edilmesi talep olunmaktadır. Sayın Başkanlığınız aksi kanaatte ise; bir veya birkaç adli kontrol hükümleri uygulanmak suretiyle müvekkilin tahliye edilmesine karar verilmesi talep olunmaktadır.”

ÇOK OKUNANLAR