Fatih Altaylı’nın tutuklanmasına ülkenin dört bir yanından ve muhalefetten tepki gelmesinden daha doğal bir şey yok. Ülkede mahkeme kararlarını eleştirmek henüz yasak değil.

Ama yasak olan ve hukuk devletinde ayıp olan bir şey var: Devlet gücüyle mahkemenin aldığı bir tedbir kararının ne kadar doğru olduğunu anlatmak.

Bu ayıbı ülkemizin Adalet Bakanı sık sık yapıyor, dün de şaşırtmadı ve Fatih Altaylı’nın üzerine atılı suçu işlediğini ima ederek tutuklama kararını savundu. Oysa Fatih daha yargılanmış bile değil. Adalet Bakanının sözlerini herhalde yarın onu yargılayacak olan hakim de okudu. Siz o hakim olsanız, bakandan gelen talimat gibi sözler üzerine ne düşünürdünüz? Ben olsam ‘İnşallah bu dava bana düşmez’ derdim en azından.

Ama Adalet Bakanının talimat gibi sözleri de yetmedi, üzerine Cumhurbaşkanlığı da devreye girdi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da Fatih Altaylı’nın Cumhurbaşkanını tehdit etmediğine dair bütün sözleri ‘manipülasyon’ olarak yorumladı. Yani ‘Fatih masumdur’ diyen herkes manipülasyon yapıyor devletimizin en üst makamına göre.

Korkunç günlerden geçiyoruz. Korkunç sahiden.