CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına tepki göstermek ve erken seçim talebiyle CHP’nin düzenlediği “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 11’inci adresi Tekirdağ oldu. Mitinge mektup gönderen İmamoğlu “Nasıl ki 19 Mart darbesinden beri hep beraber bu kumpasa karşı direniyoruz, yarın bu cendereden çıkıp demokrasiyi yeniden inşa ettiğimizde de her kararı beraber alacak, her taşı beraber kaldıracağız” dedi. Mitingde konuşan CHP lideri Özgür Özel, “Fatih Altaylı’yı bir cümlesinden tutuklayıp hapse attılar; yanlış yaptılar. Cezaevlerinin iç avluları doldurularak iç cephe güçlendirilmez. İç cephenin gücü demokrasiden geçer” dedi.
Miting için Tekirdağ’ın Süleymanpaşa Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan on binlerce kişi önce Ekrem İmamoğlu’nun yazdığı mektubu dinledi, ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir konuşma yaptı.
Cezaevinden gönderdiği mektubunda sözlerine Tekirdağlıları selamlayarak ve teşekkür ederek başlayan Ekrem İmamoğlu, “Bu şahsileştirilmiş sözde hukuk düzeninde iktidara doğrudan eklemlenmemiş kimse kendini güvende hissetmiyor” dedi.
İmamoğlu, “Sözde yargı eliyle sadece ben ve görev arkadaşlarım değil, tüm Türkiye rehin alınmaya çalışılıyor. Korkularına da oyunlarına da boyun eğmeyiz” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu’nun mektubu şöyle:
“Merhaba Tekirdağ. Kadınlara, gençlere, işçiye, emekliye, çiftçiye, esnafa, Tekirdağ’ın bereketli topraklarına, alın teriyle büyüyen sanayisine, bu güzel memleketin geleceğine inanan herkese selam olsun. Bugün Türkiye, bir dönüm noktasında. Ya yönümüzü demokrasiye, hukuka, fırsat eşitliğine dönüp yarınlara umutla bakacağız ya da her yeni güne, her geçen gün zulmünü büyüten bu anlayışın oluşturduğu güvensizliğin içinde savrulmaya devam edeceğiz. Bugün Türkiye’de en çok örselenen şey, adalet duygusu. Hak aramak suç, hakkını savunmak tehdit gibi gösteriliyor. İnsanlar, mahkemelerin önlerindeki yazılı kurallara, kaidelere göre değil, kişiye göre muamele yaptığını görüyor. Bu şahsileştirilmiş sözde hukuk düzeninde de iktidara doğrudan eklemlenmemiş kimse kendini güvende hissedemiyor.”
Her türlü kumpası kuruyorlar
“Oysa bir ülke, ancak hukukla, güvenle, vicdanla ayakta kalır. Ve adalet, sadece mahkemelerde değil; fabrikada, limanda, okulda, OSB’lerde, köyde, mahallede; yani hayatın tam ortasında gereklidir. İşte biz, bu yürüyüşe, milletimiz hak ettiği onurlu bir yaşamı, refahı, adaleti kazansın diye çıktık. Yine milletimizi yanımıza alarak çıktık. Fakat bu yürüyüşü engellemek için, 19 Mart darbesinden beri türlü kumpaslar kuruyorlar. Sözde yargı eliyle, sadece ben ve kıymetli görev arkadaşlarım değil, tüm Türkiye rehin alınmaya çalışılıyor. Bilin ki ne bizi ne de milletimizi yıldırabilirler. Korkularına da oyunlarına da boyun eğmeyiz.”
“Bu mücadelede, memleketimizin her köşesi gibi, Tekirdağ’ın da çok büyük önemi var. Çünkü Tekirdağ, yalnızca bir kent değil; sanayisiyle, tarımıyla, limanları ve demiryollarıyla, Avrupa’ya açılan kapımız; üretimin, emeğin, çalışkanlığın şehri. Ama bunca potansiyele rağmen, bu zenginlik, Tekirdağlıya refah olarak dönmüyor. Çorlu’da, Çerkezköy’de binlerce insan, üç vardiya üretirken, geçim derdinde. Süleymanpaşa’da emekliler ay sonunu getiremiyor. Hayrabolu’da, Malkara’da köyler yaşlanıyor, gençler göç ediyor. Kadınlar yüksek eğitimli ama işsiz. Üniversiteye giden genç sayısı ise Türkiye ortalamasının altında.”
Bu tablo bir kader değil
“Bu tablo bir kader değil; Türkiye’nin değil, kendilerinin bekasını düşünen bir avuç muhterisin yıllardır izlediği yanlış politikaların, adaletsiz yönetimlerinin sonucudur. Biz, bu gidişatı tersine çevirmeye kararlıyız. Tekirdağ’a da Trakya’nın tüm ilçelerine de bütüncül bir kalkınma vizyonuyla bakıyoruz. OSB’lerden kırsal mahallelere, üniversiteden limanlara kadar her noktayı kapsayan bir dönüşüm hedefliyoruz. Gençlerin iş bulabildiği, kadınların hayatın her alanında eşitçe var olduğu, köylünün de kentlinin de kendini dışlanmış hissetmediği bir Tekirdağ kuracağız.”
19 Mart darbesinden beri direniyoruz
“Bunun için yeni bir yönetim anlayışına, milletimizle el ele yürüyen bir siyasete ve güçlü bir dayanışma ruhuna ihtiyacımız var. Nasıl ki 19 Mart darbesinden beri hep beraber bu kumpasa karşı direniyoruz, yarın bu cendereden çıkıp demokrasiyi yeniden inşa ettiğimizde de her kararı beraber alacak, her taşı beraber kaldıracağız. Ve bu beraberliğimiz, bizi umutlu yarınlara, koşar adım götürecek. Bu koşuda geride kalana, tökezleyene el uzatacak kimseyi arkada bırakmayacağız. İnadımızı, cesaretimizi, umudumuzu elimizden almalarına izin vermeyeceğiz. Her şey çok güzel olana kadar; o güne dek, mücadeleye devam.”
Özgür Özel: Zindanları doldurmakla iç cephe güçlenmez
İmamopğlu’nun mektubunun okunmasının ardından kürsüye CHP lideri Özgür Özel geldi. Özgür Özel, “Fatih Altaylı’yı bir cümlesinden tutuklayıp hapse attılar; yanlış yaptılar. Cezaevlerinin iç avluları doldurularak iç cephe güçlendirilmez. İç cephenin gücü demokrasiden geçer” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel erken seçim çağrısında bulunarak “Elbette o sandık gelecek. Seçilecek Cumhurbaşkanı, sonuncu gibi al ananı da git diyen değil; birincisi gibi ‘Köylü milletin efendisidir’ diyecek” diye konuştu.
Özel’in açıklamalarından satır başları şöyle:
“19 Mart’tan sonra; önce yedi gün, yedi gece hep beraber Saraçhane’de direndik. Sonra köprüyü aşıp Maltepe’de İstanbul’a veda ettik. Anadolu’ya merhaba dedik. O günden bugüne, Anadolu’da farklı önemli şehirlerde… Bazen AK Parti’nin kalesi dedikleri Yozgat’ta, Konya’da; bazen Cumhuriyet Halk Partisi’nin en zayıf olduğu coğrafyalarda; bazen de Tekirdağ gibi Cumhuriyet Halk Partisi’nin kalesi bilinen şehirlerde, hep böyle kalabalıklarla buluştuk.
O gün bugündür, yirmi sekizinci büyük mitingdeyiz. 11’i illerde, 7’si Saraçhane’de, 1’i Maltepe’de… Ve her çarşamba akşamı İstanbul’da bir ilçede sesimizi yükselttiğimiz, itiraz ettiğimiz, baktığımızda miting yaptığımız ama aslında eylem yapmaya geldiğimiz bu meydanlardayız.
Her meydanda… Yozgat’ta da, Van’da da, Mersin’de de, Konya’da da söylediğim bir şey var: Artık kale siyaseti bitmiştir! Onun kalesi, bunun kalesi siyaseti son bulmuştur. Yozgat da, Van da, İzmir de, Mersin de, Konya da, Tekirdağ da… Kimsenin değil, milletin kalesidir artık!
Değerli Tekirdağlılar, karşımızda artık milletin derdiyle dertlenmeyen bir iktidar var. Tek dertleri, oturdukları koltuktan kalkmamak, iktidarda kalmaya devam etmek, ve asla iktidardan düşmemek.
Oysa demokrasi; kimin iktidara geldiğine göre şekillenen bir rejim değildir. Demokrasilerde gelince ne yaptığınıza bakmazlar. Kazanınca ne yaptığınıza bakmazlar. Önemli olan, kaybedince ne yaptığınızdır.
Karşımızda; Yirmi üç yıldır girdiği seçimlerden birinci çıkan, ama ülkenin kurucu partisinin 1950’lerde ilk seçim kaybettiğinde gösterdiği olgunluğu gösteremeyen, Yirmi üç yılın sonunda bir kez seçim kaybeden, Ve bunu hazmedemeyen, Bunun için yapmadık kötülük bırakmayan, Sandıktan kaçan, milletten korkan bir iktidar var.
Sadece kendisini düşündüğü için artık Tekirdağ’ı düşünmüyor. Çiftçiyi düşünmüyor. Kibirden gözleri dönmüş… Cam kulelerden, sırça köşklerden, fil dişi kulelerden millete yukarıdan bakıyorlar. Sizleri o bulundukları fil dişi kulelerden karınca gibi görüyorlar. Ezmek istiyorlar.
Milleti karınca gibi ezemezsin
Buradan Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum: Milleti karınca gibi ezemezsin! Karıncanın kardeşi var. O da Cumhuriyet Halk Partisi’dir!
Yok sayıyorlar. Türkiye’de toplam verginin yüzde 87’sini sadece on şehir ödüyor. Tekirdağ da bunlardan biri. Tekirdağ, 2024 yılında tam 75 milyar lira vergi ödedi. Ama aynı yıl, bu iktidar Tekirdağ’a sadece 17 milyar liralık ödenek ayırdı. 17 milyarlık hizmet yaptı. Yani verdiğinin beşte birini aldı. Verirken kepçeyle alan, verirken çay kaşığını bile çok gören bir iktidarla karşı karşıyayız.
Tekirdağ, bir damla suya muhtaç. Tarım arazilerinin sadece yüzde 5’i sulanabiliyor. Barajlar, göletler yetersiz. İktidarın 112 milyon lira gereken Ahmet İtli Göleti için bu sene sadece bin lira iz ödenek koyduğunu, 117 milyon lira gereken Emir Yakup Göleti için de sadece bin lira ayırdığını biliyoruz. Eskiden 10 metreden su çıkan bu topraklarda, artık 500 metreden su çıkıyor.”