Pek düğün düşkünü olmadığım halde, davetli olmayı çok istediğim bir düğündü…
Ama davetli değildim dolayısıyla yazılanları paylaşılanları okdum ve dışardan yazıyorum.
Çünkü bir sosyolog için inanılmaz renkli ve ilginç bir gece olmuş.
Türkiye geçen cumartesinden beri bu düğünü konuşuyor.
İstanbul sosyetesine bir Anadolu düğünü
Bir “Anadolu düğününü…”
Çorum’da yapılan bir düğün bu.
Ama sanki İstanbul’un eski ve yeni sosyetesinin önünde şahane bir müzikal gibi.
İş dünyasının önde gelen isimlerinden Ahmet Ahlatcı’nın oğlu Ahmet Emin Ahlatcı ile, spor dünyasının star ismi Sinan Engin’in kızı Elif Engin evlendi.
Düğünleri bir anlamda, Türkiye’nin yükselen “Yeni varlıklı” sınıfı ile eski “Modern kesiminin” bir araya geldiği bir sosyoloji sahnesiydi.
Üç gün çalıştım, çeşitli kişilerle konuştum ve şimdi o düğünü yazıyorum
Türkiye Cumhuriyeti’nin, eski deyişle “Sosyetik zengin düğünü” hafızasında buna benzer bir düğün var mıdır pek hatırlamıyorum.
Tabii böyle bir “Sosyolojik kozmoz” olunca davetli sosyolojisi ve düğünün safhaları da çok ilgi çekici oluyor.
Düşünün iktidarın önde gelen siyasetçileri de orada, spor dünyasının en flaş isimleri de…
Muhafazakar olarak bilinen bir aile, ama nikah masasında modern çocuklar.
O nedenle üç gündür çalıştım. Düğüne katılan kişilerle konuştum.
Bu düğünü bir de bir sosyoloğun gözünden okuyun.
Bir Anadolu zengini düğününde gelin ve damat girerken ne çalar?
Bir düğünde, gelin ve damat nikah masasına gelirken çalan müzik, o düğün kültürel yapısı hakkında da fikir verir.
Ahlatlı ve Engin ailelerinin çocukları Kayahan’ın “Seninle herşeye varım ben” şarkısını seçmişler.
Kayahan’ın 1997’de çıkardığı albümünden bir şarkı.
Son zamanlarda modern düğünlerde Comparsita’yı tahtından indiren favori düğün şarkısı oldu.
Sözleri de birlikte yürünecek bir hayat için çok güzel geliyor kulağa.
Kayahan Türkiye’nin ruhunu okuyan şarkıcıydı.
Moden Türk pop müziğininin kurucu babalarındandır.
Şimdi de böyle düğünlerin aşk şarkısı olması çok hoşuma gidiyor.
Muhafazakar düğününde ‘Bu devirde kimse padişah değil’ şarkısı
Düğün sahnesinin starı Sibel Can.
O da Türkiye ruhu.
Ama nasıl bir Türkiye?
Aslında özlediğimiz bir Türkiye’nin…
Yani muhafazakarı ile modernini aynı mekanda eğlendirebilen bir sanatçı.
Tabii öyle olunca bu Sibel Can’ın şovuna da yansıyor.
Mesela o ünlü “Bu devirde kimse padişah değil” şarkısını söylüyor ve davetlilerin baya bir bölümü eşlik ediyor.
‘Haydi içelim’: Sahne kazası mı, yeni normal mi?
Sahnede neşesi yerindeyken bir şarkıyı başlıyor:
Nakarat şu:
“Haydi içelim….”
İçelim de masalarda içki yok…
Ben yazarken gülüyorum, tabii ki geceye katılanlar da bu nakaratı duyunca gülmeye başlamış.
Bence gecenin en eğlenceli anı.
İstenmeyen bir sahne kazası mı?
Yoksa Türkiye’de “yeni normalin” garip tecellisi mi.
Yarım saat sonra karton bardaklarda gelen içki
İkisi de değil. Sadece zamanından yarım saat önce söylenen bir şarkı.
Çünkü yarım saat sonra karton bardaklar içinde içki servis edilmeye başlanıyor.
Sordum ne tür içkiler?
Cin, votka, viski.
Davetlilerin daha genç kısmının tekila içtiğini yazacaktım ama aklıma geldi.
Burası zengin düğünü olduğu için Meskal’e geçtiklerine eminim.
Birincisi kesin bilgiydi.
İkincisi tahmin.
Bir başkadır benim memleketim: İzmir’in Edis’i Çorum’un düğününde
Gecenin pop müzik kotası İzmir’in Edis’ine ayrılmıştı.
Yeni nesil popçuların en iyilerinden.
Onu son defa Dominik’te Acun’un Survival partisinde dinlemiştim.
“Martılar’la” Yunan ekibine bile göbek attırıyordu.
19 Mart rejiminin yeni milli düğün konsensüsü
O andan itibaren 19 Mart rejiminin giderek milli bir düğün konsesüsüne tanık oluyoruz.
Düğünün nikah bölümünde ve yemeğin ilk yarım saatinde içki servisi yok.
Çünkü salonda mutlaka yüksek düzey bir AKP yöneticisi var.
Ama en geç bir buçuk saat içinde, önce karton bardaklarla, sonra alenen kadehlerde içki servisi başlıyor.
Fatih Terim, Aziz Yıldırım, Acun Ilıcalı ve Dursun Özbek’i yan yana oturtabilmek
Burası bir futbol şovmeninin düğünü.
Türkiye’nin futbol dünyası orada.
Bir masada Beşiktaş’ın eski Başkanı ve eski Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek ve Fenerbahçe’nin istifa eden Asbaşkanı Acun Ilıcalı, hemen dipteki masada ise Fenerbahçe’nin efsane başkanı Aziz Yıldırım oturuyor.
Fatih Terim de orada…
Bunun ancak Sinan Engin başarabilir.
Onun spor dünyasındaki gücü…
Yanyana gelmezleri yanyana getiremese bile birbirine yapışık masalarda oturtmuş.
Altı milyar dolar ihracat yapan Anadolu ailesinin gücü
Tabii bu kadar ağır ismi bir Anadolu şehrinde bir araya getirirseniz, muazzam bir organizasyon lazım.
Bu da Ahlatcı ailesinin gücü.
Anadolu’da bir kuyumcu dükkanından başlayıp, bir altın imparatorluğuna dönüşen şapka çıkarılacak bir iş başarısı.
Türkiye’deki 5 altın rafinerisinin açık ara en büyüğü o.
Yılda 6 milyar dolar ihracatları var.
O nedenle bütün Çorum düğünün alt yapısı için çalışmış.
Altın rafinerisinin avlusuna resmen devasa bir düğün salonu kurulmuş.
Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu maçtaki kadar özel jet indi
Misafirlerin bir ölümü Çorum’daki otellerde kalmış. Çorum’un neredeyse bütün otelleri düğün için kapatılmıştı.
Ancak bir bölüm özel uçaklarla gelmiş. Uçaklar Merzifon Havalimanına inmişler. Yirmiye yakın özel iş jeti sayılmış.
Ben Fenerbahçe’nin Sivassporu yenerek şampiyon olduğu maça gitmiştim.
O maç için Sivas’a gelen özel jet sayısı bile ancak bu kadardı işte.
İş jetiyle gelenler düğünden sonra ayrılmış.
19 Mart rejimi yeni bir zengin tipi mi yaratıyor?
Gelen iş insanlarına baktım.
Bu kadar büyük bir düğün olduğuna göre, bu dönemin en büyüklerinden kimler var diye merak ettim.
Kamuoyunun gözündeki beş büyük inşat şirketinin patronlarından kimse yok. Son dönemin yükselen ismi Tosyalı ailesinden kimse yok. Rönesans’tan yok.
Galiba daha çok sporla ilişkili iş insanları davetliymiş.
ROK yeni partneri ile ikinci defa bir davette
Bir parantez açıp biraz magazin yapayım.
Sinan Engin’in kızının düğünü olunca, tabii, Türkiye’nin en tartışmalı ve polemikçi Beyaz Spor ekibi oradaymış.
Ekibin yıldız ismi Rasim Ozan da tabi ki olağan davetlileri arasında.
Onu bir süredir takım elbise ile görmeye alıştık.
Bu arada kendi Instagram hesabından yeni partneri Pınar Ayaz’la birlikte fotoğrafını paylaştı. Geçenlerde Emre Bol’un düğününe de birlikte gitmişlerdi.
Demek ki boşanma sonrası travmasını atlatıyor.
Nitekim paylaştığı videolardan birinde oynarken görüntüsü de bunu anlatıyordu.
Düğünde en çok eğlenen Ezgi Mola mı oldu?
Magazine girdik devam edelim.
Düğünde beni şaşırtan isimler de vardı. Oyunculuğunu çok sevdiğim Ezgi Mola ve eşi Mustafa Aksakallı da oradaymış mesela.
Çorum Post’un paylaştığı bir videoda onu Murat Boz’un da bulunduğu bir grupla oynarken görüyoruz.
Site üzerine şunu yazmış:
“Yılın düğününde en çok eğlenen Ezgi Mola oldu.”
Bu arada iktidarın önde gelen isimlerinden Mustafa Varank’la sohbet etmiş.
Ayşe Barım’ı savunan bir sanatçı ve iktidarın keskin kılıcı…
Ne konuştular çok merak ettim.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Murat Boz Çorum’a evlenecek kız bulmaya mı geldi?
Murat Boz da düğündeymiş.
O smokin giymiş.
Ama nikahtan sonra ceketi ve papyonu atmış.
Bu arada arkadaşlarından biri “Çorum’a Murat’a evlenecek kız bulmak için geldik” diye şaka yapmış.
Murat Boz geçen yıl saç transplantasyonu yaptırmıştı.
Baktım çok başarılı olmuş.
Ve en çok konuşulan konu: Burak Özçivit botoks mu yaptırdı?
Ama gece düğün sırasında en çok konuşulan sanatçı Burak Özçivit olmuş.
Düğüne katılan kimle konuştuysam, “Yüzüne ne olmuş? Botoks mu yaptırmış” diye soruyordu.
Genel görüş pek başarılı olmadığı şeklindeydi.
Ben fotoğraflara baktım. Doğrusu pek yadırgatıcı bir durdum görmedim.
Veya fotoğrafta fark edilmiyordu.
Ünlü oyuncular kimin davetlisiydi?
Tahminim sponsorluk dolayısıyla Ahlatcı ailesinin davetlileriydi.
Okunan ilk mesaj Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
Gecenin siyasetçilerine gelince…
İlk okunan mesaj Cumhurbaşkanı Erdoğan’ınki olmuş.
Tabii alkışlanmış.
Muhafazakar düğünlerin prestij göstergesi Cumhurbaşkanından gelen kutlama mesajı oluyor.
Varank’ın baklava olayından sonraki ikinci flaş fotoğrafı
Siyasetten üç flaş isim var.
Biri eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank.
Onu artık İstanbul’un ve spor aleminin davetlerinde hep ön planda görüyoruz.
Bir anlamda AKP’nin sosyetik vitrini oldu.
O da sosyalleşmeyi seviyor galiba.
Fenerbahçe’nin EuroLaegue Şampiyonu olduğu maçta, Ali Koç’a uzattığı baklava dilimi ile dikkatleri çekmişti.
Bu düğünün de flaş siyasi ismi olmuş anlaşılan.
AKP’den ikinci isim de Beyaz TV’nin de sahibi olan Ankara milletvekili Osman Gökçek’miş.
Mustafa Sarıgül bir yerde ise orada iç cephe güçlüdür
Tabii Mustafa Sarıgül bir yerde ise, oranın merkezidir.
Türkiye’de her çevreden bu kadar çok insanla bu kadar rahat ilişki kurabilen siyasetçi çok azdır.
Mustafa Varank’la sohbet ettiler mi öğrenemedim.
Eminim seçmen turunda gibi düğündeki herkesin elini sıkmıştır.
Gecenin tek eleştirisi: 25 şahitten biri kadın olamaz mıydı?
Gecenin eleştirilen tek şeyi “Şahitlerin aile fotoğrafı” oldu.
Son zamanlarda bir moda var.
Sahneye onlarca şahit davet ediliyor.
Bu düğünde de sahneye 25’e yakın şahit davet edilmiş.
Fotoğrafa baktım, hepsi erkek. Bir tek kadın şahit yok.
Gerçekten güzel bir görünüm değil.
Ama sonra kendi nikahımı hatırladım.
Benim nikahımda iki şahit vardı, ikisi de erkekti.
Kızım Gülümsün ile Ercan Saatçi’nin nikahını hatırladım.
Orada galiba dört şahit vardı ama onların hepsi de erkekti.
Bence toplumun muhafazakar kesiminin de modern kesiminin de düşünmesi ve dikkat etmesi gereken bir durum bu.
Nikahtan sonra Kuran okunurken ne yapılır
Düğünün en tereddütlü anlarından biri nikahtan sonra bir hocanın sahneye çıkıp Kuran okumaya başlaması olmuş.
Muhafazakar kesim buna alışık ama modern kesimin en azından bir bölümünün böyle bir geleneği veya alışkanlığı yok.
Çoğu imam nikahı yaptırıyor ama bu düğünden sonra mahrem biçimde gerçekleşiyor.
Davetlilerin bir bölümü ellerini kaldırıp dua pozisyonuna getirsin mi getirmesin mi kararsızlık içinde kalmış.
Düğünde çok konuşulan iki çelenk
Ben tabii ki düğünün daha çok toplumun hayat tarzı modern denilebilecek kesiminden davetlilerle konuştum.
Düğüne çok sayıda çelenk gelmiş.
Ama bunlardan ikisi çok konuşulmuş.
Biri Alaattin Çakıcı, öteki Sedat Peker’den gelen çelenkler.
Sosyolog gözüyle: Türk muhafazakar kesiminin sekülerleşmesinin ispatı mı?
Mehmet Akif, “Asım’ın neslini” hayal ediyordu.
Fethullah Gülen “Altın nesil” yetiştirmek istiyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Dindar nesil” yaratmak istiyordu.
Ama galiba Türkiye üçünü de dinlemedi ve “Cumhuriyet neslini” yarattı.
Bir sosyolog olarak baktığımda bu düğün benim gözümde “Muhafazakar kesimin sekülerleşmesinin” açık bir ispatı.
Damadın babası Ahmet Ahlatçı’nın konuşması
Damadın babasının yaptığı konuşma herkesin çok hoşuna gitmiş.
“Biz bu düğünü İstanbul’da da yapabilirdik. Ama burada Çorum’da yaptık. Çünkü burası bizim her şeye başladığımız yer. Buraya çok şey borçluyuz” demiş.
Düğünün yapıldığı Çorum’da hangi parti ne oy aldı?
Evet orası Türkiye’de AKP’nin hala belkemiğini oluşturan “Muhafazakar Anadolu’nun” bir şehri.
14 Mayıs 2023’de yapılan son seçimlere baktım; Oy dağılım şöyle:
AKP Yüzde 40.31
CHP Yüzde 30.78
MHP Yüzde 20.16
Muhafazakar ağırlıklı bir şehir.
Ama görülüyor ki, AKP’nin Anadolu oy tabanında da bir sekülerleşme eğilimi yükseliyor.
Türkiye başörtü meselesini çok güzel bir şekilde çözdü gibi görünüyor.
Oysa burası 1980’de Türkiye’yi acıya boğan olayların yaşandığı şehir burası.
Mezhep çatışmasında 67 kişi hayatını kaybetmişti.
Bu sekülerleşmeyi görmek güzel bir şey.
Gecenin sonuna doğru keyif kaçıran haber
Gecenin sonuna doğru birden ağızdan kulağa bir fısıltı başlamış.
Fatih Altaylı’nın gözaltına alındığı haberi bazı davetlilere tam şok etkisi yaratmış.
Konuştuğum bir davetli “O andan itibaren benim için düğün bitti” dedi.
Bir 19 Mart düğün gecesindeyiz ve gecenin en çelişkili anlarından birine orada tanık oluyoruz.
Bir 19 Mart gerçeği: Bir saat ara ile iki ‘Padişah’ olayı
Biraz önce Sibel Can sahnede “Bu devirde kimse padişah değil” şarkısını söylerken herkes ona kendi sesiyle, alkışıyla eşlik ediyor.
Ama bir saat sonra ülkenin en tanınmış gazetecilerinden biri “Padişah” kelimesi yüzünden gözaltına alınıyor.
Evet bu geceye epey uzun yaşamış bir sosyolog gözüyle baktığımda gözümün önüne iki düğün geliyor.
Biri bir “12 Mart düğün gecesi…”
Öteki “Bir 19 Mart düğün gecesi”
12 Mart düğün gecesinin davet sahibi iki babası
Bizim neslimizin sembolleşmiş düğün gecesi, Adalet Ağaoğlu’nun romanında anlatılan gecedir.
12 Mart askeri vesayet döneminin bir düğünü…
26 Kasım 1972 gecesi yapılan o düğünün davetiyesinde “davet sahibi” olarak iki isim vardı:
(*) Babası: İlhan Dereli
(*) Babası: Tümgeneral Hayrettin Özkan
İlhan Dereli, evlenen kızın babasıydı. Öğrencilikte milliyetçi, sonra uzaklaşıp avukat olmuş, sonra bağlantıları sayesinde Ankara’da çok ünlü müteahhit olmuş bir iş insanı.
Damadın babası ise dönemin “Muktedir” kesiminden üst düzey bir komutan.
Cumartesi gecesi yapılan ise, her halde 19 Mart döneminin sembol düğünü olacak.
12 Mart 1972’den 19 Mart 2025’e kalan tek cümle
12 Mart düğün gecesi romanın kahramanı Tezel, içindeki umutsuzluğu hepimizin ruhuna işleyen şu cümleyle anlatmıştı:
“İntihar etmeyeceksek içelim bari…”
Aradan 53 yıl geçti…
Cumartesi akşamki bu “19 Mart dönemi” düğün gecesinde orada olsaydım;
Herhalde ben de aynı şeyi söylerdim:
“İntihar etmeyeceksek içelim bari…”
Bir 12 Mart’tan, bir 19 Mart’a, 53 yılın sonunda bizim neslimize verilen tek özgürlük bu olmuş…
Tek fark bu düğün gecesinde içkimi karton bardaktan içmek olurdu.