İran’ın artık başka çaresi yok, nükleer silahı yapacak!
25 Haziran 2025

Amerika’nın 2003 yılında Irak’ı işgal bahanesi, Saddam Hüseyin’in kitle imha silahlarına ve çok gelişmiş bir kimyasal silah programına sahip olmasıydı.

Bütün dünya, başta da BM denetçileri bu iddiadan fena halde kuşkuluydu, BM defalarca gidip arama yapmış, kimyasal silah programının izini bulamamıştı ama yine de kimse gönül huzuru içinde ‘Hayır, Saddam’ın kimyasal silahı yok’ demiyor, diyemiyordu.

Buna karşılık Amerikan Başkanı George Bush ve ekibi, Irak’ta bu kitle imha silahlarının olduğuna yemin billah ederek inanıyordu.

Sonunda Amerika Irak’ı işgal etti. İşgalin üzerinden birkaç hafta geçti, bu ülkeyi işgalin başlıca bahanesi olan kitle imha silahları bir türlü bulunamadı. Bunun üzerine Amerikan istihbarat servisi CIA bir kişiyi görevlendirerek Irak’ta çok kapsamlı bir inceleme hazırlattı.

Bu çok uzun raporun tamamını anlatmaya gerek yok, sonucunu özetleyeyim: Hayır, Saddam’ın bir kimyasal silah programı yoktu, bu silahları yıllar önce imha etmişti. Ama bundan Saddam’ın en yakınındakilerin, rejimin Saddam’dan sonra gelen isimlerinin bile haberi yoktu. Hepsi, aynen George Bush gibi ‘Saddam’ın kimyasal silahları var’ diye inanıyor, Amerikalıların bu silahları bulamamasını onların beceriksizliğine bağlıyordu.

Peki Saddam henüz iktidardayken böyle bir programının olmadığını bütün dünyaya anlatmamış, kendisi BM uzmanlarını, hatta Amerikalı uzmanları çağırıp ‘Gelin kendiniz bakın’ dememişti?

İşte bunun sebebi çok çarpıcıydı: Saddam açısından esas düşman Amerika değil İran’dı. Bir kimyasal silah programı olmadığını yüksek sesle söyleyecek olursa İran’a karşı caydırıcılığını kaybedeceğine inanıyordu ve o yüzden, yani İran korkusu yüzünden olmayan kimyasal silah programını bir gizem perdesinin arkasına saklamış, herkesin, başta da İran’ın ‘Kimse bulamıyor ama Saddam’ın gizli silahları var’ diye düşünmesine neden olmuştu. Buna Baas’ın yönetim kadrosu da dahil!

Burada bütün kapalı rejimlere çıkarılacak bir kıssadan hisse var: Bir şeyiniz varsa var deyin, yoksa olmadığını bütün dünyaya göstermekten kaçınmayın!

İran, 2003’te Amerika’nın Irak’ı işgalinden bir ders çıkardı, dini lider Ali Hameney bir fetva yayınlayarak ülkesinin nükleer silah yapmasını yasakladı. Amacı, Amerika’nın benzer bir bahaneyi kullanıp Irak’ın ardından İran’a saldırmasını engellemekti.

Bugün aradan 22 yıl geçtikten sonra bu fetvanın işe yaramadığını görüyoruz. Hem İsrail hem ABD sonuç olarak İran’a saldırdı.

Oysa bir de Kuzey Kore örneği var. Bu ülke, gizlice nükleer silahını yaptı. Ardından yeraltında bu bombayı patlattı. İlk patlama küçüktü. İkinci denemede ise en kuşkulu Amerikalı uzmanlar bile ikna oldu; Kuzey Kore’nin nükleer silahı sahiden vardı. Bununla da yetinmedi Kore, bu silahlarla Japonya’yı ve hatta Amerika’nın Batı kıyılarını vurabileceğini gösteren füze denemelerine başladı.

Bütün dünya, başta ABD mesajı aldı. Kimse Güney Kore’ye saldırmadı, nükleer tesislerini vurmaya kalkışmadı. Güney Kore, elinde nükleer silahlarıyla bir çeşit dokunulmazlık elde etmiş durumda ve orada duruyor işte.

İran’ın liderleri şimdi düşünüyorlar: Acaba 2003’te hata mı ettik? Bugün nükleer silahımız olsaydı İsrail ve ABD bize bu kadar kolay saldırı kararı alır mıydı?

İran, onca zenginliğinin içinde yoksul bir ülke; çünkü 1980’lerden beri giderek de sertleşen ambargoların altında. Ülke içinde bir görüş, Amerika başta Batının taleplerine uyup yumuşama ve böylece ambargolardan kurtulup refaha kavuşmayı savunuyor. Bir başka kuvvetli görüş ise ‘Ağzımızla kuş tutsak Batı bizi olduğumuz gibi kabul etmez, dokunulmazlık kazanmanın tek yolu nükleer silaha sahip olmak’ diyor.

Şimdi eğer gerçekten Amerikan saldırıları bu ülkenin nükleer yakıt stoklarını hiç etkilemediyse ve İran’ın bir nükleer bomba yapmak için tek ihtiyacı tetik mekanizmasını yaratmaksa, bu ülke artık nükleer silaha yönelmeye dünden daha yakın olabilir.

Hepimiz İran’ın bu nükleer silahlarını sadece İsrail’e değil ABD’ye kadar gönderecek araçlara sahip olduğunu biliyoruz. Kore gibi aylar boyunca bir de bunu ispat etmeye ihtiyacı yok İran’ın. Onların tek eksiği, nükleer silahı bir füze başlığı haline getirmek. Dün yazmaya çalıştım, bunu yapmak için kat edilmesi gereken mesafenin tamamına yakınını zaten kat etmiş durumdalar ve ABD ile İsrail’in saldırıları onları bu hedeften sadece biraz uzaklaştırdı, tamamen değil.

ÇOK OKUNANLAR