Cumhuriyet Halk Partisi’nde Özgür Özel’in genel başkan seçildiği Kasım 2023’teki kurultayla birlikte başlayan ama bugüne kadar hep alttan alta devam eden iç iktidar kavgasında şimdi kılıçlar açıktan çekildi ve taraflar artık birbirlerinin isimlerini vererek açıkça konuşmaya başladı.
CHP’de yönetimin değiştiği o kurultay hakkında bazı CHP delegelerinin yaptığı ihbar ve suç duyuruları sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan davanın 30 Haziranda karara bağlanabileceği öne sürülüyor. Normal şartlarda bu kadar erken karar çıkmaması gerekir ama Ankara’da yaygın inanç 30 Haziranda karar çıkacağı.
Ankara’da bir başka yaygın inanç daha var: Mahkeme, CHP’nin Kasım 2023’teki kurultayını ‘yok hükmünde’ sayacak ve parti yönetimine o kurultay öncesi yönetimi geri getirecek. Yani Kemal Kılıçdaroğlu ve partinin eski Parti Meclisi yeniden göreve gelecek.
Aslında bu inanç da, yaygın olmasına rağmen çok tartışmalı. Çünkü daha duruşma yapılmış değil ama haftalardır Ankara’da geniş bir kesim bu kararın çıkacağına şimdiden kesin gözüyle bakıyor.
Söz konusu ‘yok hükmünde’ kararının çıkması ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden partiye genel başkan olması ihtimali üzerine haftalardır gazete yazıları yazılıyor, televizyon tartışmaları yapılıyor, hatta CHP’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu zaman zaman ağır bir dille eleştiriliyor.
Bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun sessizliği başlangıçta dikkat çekti, fakat birkaç gün önce CHP’nin eski genel başkanı Sözcü gazetesinden bir muhabiri Ankara’daki bürosuna çağırarak ona çeşitli açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu bu görüşme sırasında gazetecinin fotoğraf çekmesine de ses kaydı yapmasına da izin vermedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları CHP içinde gizliden gizliye devam eden çatışmanın su yüzünde ve açık açık yaşanmasına neden oldu.
Çatışmanın taraflarından biri olan, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, İstanbul’un halen hapiste olan belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, HalkTV’den İsmail Saymaz’a oldukça sert ve geniş açıklamalar yaptı. İmamoğlu, eski genel başkanı için ‘Kendimi ihanete uğramış hissediyorum’ diyor.
İmamoğlu’nun İsmail Saymaz’a gönderdiği açıklamalarının tamamı şöyle:
Bu sözler derinden yakar, tahammül edemem
Kılıçdaroğlu, ziyaret eden dostlarımıza “Miting veya eylemleri doğru bulmuyorum” demiş. Geçmişte Aziz Kocaoğlu’nun hukuki mücadelesine destek verdiğini ifade ederek, farklı bir yöntem önermiş.
Çok iç acıtan bir cevap!
Kemal Bey’in ‘Ahmak Davası’ndaki siyasi yasak kararına dair “Türkiye’yi ayağa kaldırıp gerekirse tekrar Adalet Yürüyüşü yaparım” sözünü hatırlatmak isterim.
Şimdi parti büyük bir operasyon altında, İstanbul’un belediye başkanı, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı hapiste, belediye başkanlarımız, namuslu, ahlaklı bürokratlar ve yol arkadaşlarımız, PM üyemiz, eski milletvekilimiz hapisteyken edilen söz insanı derinden yakar. Büyük bir ihanete uğrama duygusuyla karşı karşıyayım. Bunca insan hapisteyken ve yargılama değil, direkt cezalandırma oluyorken, aileler işkence altındayken, bu söze tahammül etmem mümkün değildir.
‘Suç ortağım’ Kemal Bey’dir
Niçin hapisteyim ve tutsağım? Çünkü İmamoğlu, cumhurbaşkanına karşı dört kez seçim kazandı. “İstanbul aşkım” diyenlerin rant ve talan düzenine son verdi. Kanal İstanbul’u engelledi. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır duygusunu yaşayanlara kabus oldum.
Tabii ki CHP’li olduğum, 16 yıldır CHP’ye hizmet ettiğim için hapisteyim, tutsağım ve yargılanmadan cezalandırılıyorum.
Ben 13,5 yıl Kemal Bey’le birlikte hizmet ettim partime, genel başkana ve milletimize. 81 ile hizmete koşan nefer oldum. Şunu ilan ediyorum: Suçlanıyorsam, suçum varsa, 13,5 yıl yaptığım hizmetlerden ötürü bana yürütülen bu kuşatmayla hapisteyim. Tutsak isem, hala tereddütsüz demokrasi, adalet, memleket mücadelesi veriyor ve bundan dolayı zalimliklere maruz kalıyorsam, suçlu ilan ediliyorsam, en büyük ‘suç ortağım’ Kemal Bey’dir. Çünkü bu mücadelenin büyük bölümünde birer yol ve kader arkadaşıydık.
İçimi yaktı, kötü hissediyorum
Yol arkadaşı, kader arkadaşı, aynı ideallere koşan insanlar birbirlerine öyle “İzlerim, bakarım, beklerim, davayı takip ederim” şeklinde davranamaz. Bu sözler kişiliğime, mertliğime, mücadele azim ve kararlılığıma uymaz. Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır. Ben bunun için yaşadım, yaşamaya devam ediyorum. Bu sözleri kabul etmem, asla etmeyeceğim. Çok içimi yaktı, tarifsiz şekilde kötü hissediyorum.
Böyle konuşmadık
Son görüşmemizde böyle konuşmadık. Böyle bir konuşma aramızda geçmedi ve böyle bir anlaşma ile ayrılmadık. Vicdan ve vefa duygusu bu sözleri kabul etmez. Çünkü başka şeyler konuştuk. 16 yıllık hizmetim üzerinden dertleştik. Kılıçdaroğlu liderliğindeki tüm süreçleri paylaştık, dışarıda söylenenlerin tam tersi konuşma ve kararla ayrıldık.
‘Kurultayımız temizdir’ dedi
Ben (Kılıçdaroğlu ile cezaevindeki yaptığımız) sohbette -ki bir buçuk saat sürdü- kendisine, “Genel Başkanım bizim kurultaylarımız tertemiz değil midir?” diye sordum. “Öyledir” dedi.
“Son kurultayın genel başkanı siz, divan başkanı sizin davetinizle ben oldum” dedim. “İkimiz birlikte yönettik süreci, son kurultayda ne vardı, temiz bir kurultay yaşamadık mı?” diye sordum. “Tabii ki öyle” dedi.
“O zaman bu sorunu sizin çözmeniz gerekir, bu kötü insanlara dur demeniz ve yargı üzerinden partimize müdahaleye karşı durmanız gerekir” dedim. “Zaten video çekmiştim” dedi. 2023 Kasım’da böyle bir videosu olmuş! “Bu yeterli değil” dedim. “Ne yapabilirim?” diye sordu. “Genel Başkanımız Özel ile biraraya gelerek sohbet etmeli, güçlü bir söylemle kamuoyunun karşısına çıkıp ‘Kimse kurultaylarımıza söz edemez, bizim kurultaylarımız tertemizdir’ demelisiniz. Adliyeye gitmeniz şart olursa Özgür Beyle arkanıza 10 binlerce partilimizi alıp savcıya hak ettiği cevabı vermelisiniz” dedim.
Bana “Tamam, buluşuruz” deyince “Özgür Bey mi sizi arasın, siz mi ararsınız” diye sordum. “Özgür Bey, beni arayabilir” deyince “Taziye kabulleri bitince Özgür Beyi davet edip sizi aramasını rica edeceğim” dedim. Özgür Beyle görüştük, “Memnuniyetle ararım” dedi ve ayrıldık.
Hayal kırıklığına uğradım
İki genel başkanın bir araya gelmeleri için Mansur Bey, Vahap Bey ve Engin Bey’i aracı ederek, buluşmayı planlama gayretlerime cevaben, “Mahkeme kararını bekleyelim, ona göre Özgür Bey ile oturup konuşuruz” ifadesinin beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattığını, dört duvar arasında içimi yaktığını ifade etmek isterim.
Bahsi geçen kurultaydan önce de sonra da kendisine tek söylediğim şuydu: “Onursal başkanımız, başımızın tacı olun.”
Bu sözleri söylerken, partimizin, muhalefetin, gençlerin ve topyekun muhalif düşüncenin kuşatıldığı bu ortamda Kemal Bey’in bu tutumunu kabul etmiyorum, nokta.
Utançla hatırlanır, lanetlenirsiniz
CHP’de ‘mutlak butlan’ı içine sindirecek, kararın gereğini yerine getirme hevesinde olanlar varsa onlara son bir kez hatırlatmak isterim.
Her ne yapacaksanız, her şeyi bilerek ve görerek yapacaksınız. Siz de bu kararın CHP’nin mahremine müdahale etmek olacağını, tek amacının 50 sene sonra birinci parti olan CHP’yi kudretten düşürmek olduğunu biliyorsunuz. Siz de bu iktidarın seçimde kaybetmemek için elinden geleni yaptığını, CHP’yle ilgili kararın bununla ilgili olduğunu görüyorsunuz.
Hukuksuz bir yargı sürecinin yaşandığını bütün uzmanlar ifade etmektedir.
Hepimizin bildiğini ve gördüğünü siz de bilerek ve görerek bu kararı içinize sindirmeye, kararın gereğini yapmaya hazırlanıyorsanız size son sözüm şu olsun: Utançla hatırlanırsınız, lanetlenirsiniz. Tenezzül etmeyin.
Ailenize ve çocuklarınıza temiz bir isim bırakmak istiyorsanız girdiğiniz bu yoldan geri dönün. Girdiğiniz yolun sonunda iktidarın koltuk değneği olmaktan başka bir paye yok.
CHP bir vadede her şeyin üstesinden gelir. Ama siz yaptığınızla, üzerinize sürdüğünüz utanç lekesiyle baş başa kalırsınız. Birlikte, güçlü bir mücadelenin ve ülkemize yaşatılanlara karşı duruşun parçası olun. Yapmayın.
CHP, ele geçirilecek bir parti değil
İktidarı uyarıyorum: CHP önünüzde diz çökecek, dışarıdan ele geçirilecek bir parti değil. Anlamamışsınız. CHP mahremine müdahale edilmesine izin verecek parti değil. İdrak edememişsiniz. Türkiye’yi de tanımamışsınız.
Milletimizin hoşgörüsü geniştir ama iktidarı değiştirme şansının elinden alınmasına tahammül gösterecek kadar değil. Milletimizin sabrı geniştir ama koltuktan kalkmasını bilmeyenleri hep orada tutacak kadar değil. Hiç heveslenmeyin: Hep orada duramayacaksınız. Seçimle geldiniz, seçimlerde gideceksiniz. Seçimle gitmeye razı olacaksınız.
İktidar kaybetmenin önüne geçmek istiyor
Kurultayımızın geçersiz sayılması kararı sadece CHP’yi değil, bütün seçmenleri ilgilendiriyor. Herkesi ilgilendiriyor, çünkü kararın tek bir amacı var: İktidarın önümüzdeki seçimleri kaybetmesinin önüne geçmek.
Bizler kurultayımızda önce partimizi, sonra Türkiye’yi değiştirme hedefimizi ortaya koyduk ve değişimi partimiz içinde başardık. Yerel seçimde, 50 yıl sonra CHP’yi Türkiye’nin birinci partisi yaptık. Şimdi açık ara Türkiye’nin birinci partisiyiz ve iktidara yürüyoruz. Onun için yargılanmıyor, direkt cezalandırılıyoruz.
Bu ucube davalar sadece CHP’nin değil Türkiye demokrasisinin meselesidir. İtibarımızı yerle bir edecek böyle bir davaya karşı partilerin genel başkanlarını ve yüce Türk yargısını göreve davet ediyorum. Türkiye demokrasisi, adalet sistemi, ekonomisi, yaşamımız, güven duygumuz tehdit altındadır. Bu yargılama, usul ve yöntem olarak yanlıştır.
Bütün CHP’lilere, yol arkadaşlarıma seslenmek isterim: Bugün her birimiz amasız ve fakatsız birlikte hareket etmeli, yargı eliyle partimize karşı yürütülen bu saldırıya karşı genel başkanımızın liderliğinde mücadele etmeliyiz. Hepimiz el birliği ile partimize karşı yürütülen bu kumpasa karşı çıkmalıyız. Mesele demokrasimizdir. Mesele geleceğimiz, gençlerimiz, yarınlarımızdır. Mesele ülkemizdir.
CHP kurultayını geçersiz saymak iktidarın alacağı bu yöndeki son kararı olmayacaktır. İktidar seçimlerde kaybetmemek, seçimlerin iktidarın kaybetmeyeceği biçimde yapılması için elinden geleni yapmaya devam edecektir. Ama kimse heveslenmesin. Seçmen hükmünü çoktan vermiştir. Türkiye’yi artık bu iktidar yönetmeyecek. Seçimler yapılacak, iktidar değişecek. Bundan dönüş olmayacak.
10 milletvekilinden Kılıçdaroğlu’na açık destek
Cumhuriyet Halk Partili (CHP) 10 milletvekili, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek mesajları paylaştı. Kılıçdaroğlu’nun yaklaşan kurultay davası öncesi kamuoyunda eleştirilmesine tepki gösteren vekiller, “Sessizlik, fitnenin ortağı olmaktır. 7.Genel Başkanımıza saldıranlar emin olun ki, siyasi anlamda partimizin harim-i ismetinde boğulacaktır. Her iftira, bu partinin değerlerine ve geleceğine bir saldırıdır!” dedi.
CHP’li 10 milletvekili ise dün gece X hesaplarından peş peşe Kılıçdaroğlu için destek açıklamaları yaptı. Kılıçdaroğlu’na destek mesajları paylaşan vekiller arasında İzmir Milletvekili Mahir Polat, İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, Ankara Milletvekili Deniz Demir, Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Gaziantep Miiletvekili Hasan Öztürkmen, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır ve Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız yer aldı.
“Trol saldırısını tanıyoruz, ahlaka yakışmayacak cümleler ediyorlar”
Ali Öztunç, konuya ilişkin mesajında, “Belli bir kaynaktan yönlendirildiği açık olan bu trol saldırısını yaptıranları tanıyoruz. Bunlar düne kadar Kemal beyin kapısında el pençe durarak çeşitli makamlara gelenlerdir. Maalesef bugün ise CHP kültürü ve ahlakına yakışmayacak cümleleri kullanıyorlar. Bilinsinki susuyorsak efendiliğimiz ve partililiğimizdendir. Oysa söyleyecek çok sözümüz vardır. Herkesi bir kez daha parti kültürüne yakışır şekilde davranmaya davet ediyorum. dedi.
“Sessizlik, fitnenin ortağı olmaktır”
Gamze Akkuş İlgezdi ise “CHP kimsenin hırsına, ihtirasına, hesap oyunlarına teslim edilecek bir parti değildir” diyerek sözlerine “Örgütümüz, belediye başkanlarımız ve milletvekillerimiz bu çürümeye göz yummamalıdır. Hatırlatmak isterim ki suskunluk, teslimiyettir. Sessizlik, bu fitnenin ortağı olmaktır. Trollerin, paralı kalemlerin ve sipariş manşetlerin belirlediği gündemlerle değil; halkın iradesiyle büyüyen bir partiyiz biz.” şeklinde devam etti.
“Ahlaktan yoksun saldırılar asla kabul edilemez”
Hüseyin Yıldız, “Cumhuriyet Halk Partisi kimsenin kişisel hırslarını tatmin edeceği bir alan değildir! Genel Başkanlık makamına yıllarca emek vermiş, partimizi onurlu bir çizgide ayakta tutmuş Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik ölçüsüz, ahlaktan yoksun saldırılar asla kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
“Partimizin harim-i ismetinde boğulacaktır”
Mahir Polat, Kılıçdaroğlu’na ilişkin olarak şunları yazdı:
“Milletin onurlu yürüyüşü , yetimin vicdanı demektir. Kemal Kılıçdaroğlu demek; Sivas’ın ötesine geçemeyen Cumhuriyet Halk Partisi’ni , bütün milletin üzerinde ittifak kurduğu bir parti yapmak demektir. Terör örgütlerinin kurşunlarına göğüsünü siper edebilmek,linçlere-suikastlere ve ölümün üzerine baş eğmeden yürümek demektir. Kemal Kılıçdaroğlu demek ; Hak için Halk için dünyanın en uzun adalet yürüyüşünü yapmak demektir. Parti kültürünü ve milletim vicdanını bilmeden 7.Genel Başkanımıza saldıranlar emin olun ki , siyasi anlamda ‘Partimizin Harim-i ismetinde boğulacaktır.”‘
“Geçmişimizi inkar ederek birliği bulamayız”
Sevda Erdan Kılıç, CHP’nin köklü geleneklerine işaret ederek Kılıçdaroğlu’na yapılan “muameleyi” eleştirerek, “Partimizin birliği, Türkiye’nin geleceği için şarttır. Ancak bu birlik, geçmişimizi inkar ederek, emek vermiş liderlerimizi küçümseyerek sağlanamaz. Aksine, kendi değerlerini bilen, bu değerleri savunan ve ileriye götüren bir anlayışla mümkün olur” ifadelerini kullandı.
“Parti geleneklerine bağlılık…”
Rıfat Nalbantoğlu,”Kimi partililerimizin önceki dönem Genel Başkanımıza parti geleneklerimize, kültürüne ve edep kurallarına aykırı bir şekilde söylemlerde bulunması, bugün partimizin karşı karşıya olduğu sorunları derinleştirmekten başka bir amaca hizmet etmez. Parti bütünlüğü, parti geleneklerine bağlı kalınarak sağlanılabilir” dedi.
“Kılıçdaroğlu’na yönelen her iftira…”
Ankara Milletvekili Deniz Demir ise, “Unutulmasın: Kılıçdaroğlu’na yönelen her iftira, bu partinin değerlerine, geçmişine ve geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Ve biz, bu değerleri savunmaya sonuna kadar kararlıyız. Cumhuriyet Halk Partisi’nin vicdanlı neferleri olarak bu çirkin dilin, bu seviyesiz kampanyaların karşısında susmayacağız.” ifadelerini kullandı.
“Sosyal medya trollerinin ağzıyla siyaset yapılmaz”
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Kılıçdaroğlu’na desteğini şu ifadelerle gösterdi:
“Geçmişine ihanet eden, geleceğini kuramaz!
CHP; ne yeminini unutanların ne de vefasızlığı meziyet sananların partisidir. Bu parti, birbirini iterek değil, omuz omuza yürünerek kuruldu. Mücadeleyle yoğruldu, vefayla büyüdü.
Bugün olan biten CHP’nin 100 yılı aşkın hafızasına karşı işlenmiş bir suikasttir. Bireysel ikbal hesaplarıyla, kurgulanmış algılarla, sosyal medya trollerinin ağzıyla siyaset yapılmaz.
Bugün geçmiş dönem Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yöneltilen seviyesiz saldırılar, adalet arayan milyonların umuduna, on yılların birikimine, mücadele tarihimize yöneliktir.
Dün ‘Genel Başkanım’ dediğine ertesi gün hakaret edenin sözü de, siyaseti de çürür. 13 yıl boyunca bu partinin yükünü sırtlamış liderine hakaret edenler, sadece saygıyı değil, siyaseti de kaybetmiştir.
Partimizde vefa ahlaktır. Ve o ahlaka saldıran her kimse, hangi görevde olursa olsun, yolundan sapmıştır. CHP, kişisel şovların, koltuk hırslarının, ucuz kahramanlıkların adresi değildir. Dün omuz omuza yürüdüklerine bugün iftira atanların amacı ne parti ne halktır; sadece kendileridir.
Oysa Kemal Kılıçdaroğlu; Saray’ın baskısına, medyanın ablukasına, sokakta yaratılan korkuya karşı CHP’yi ayakta tuttu. Adalet Yürüyüşü’nü milyonlarla birlikte yazdı. Bugün o adımları unutanlar, yarın neyin üstüne siyaset kuracak? 2019 yerel seçimlerinin başarısını kim sağladı?
Bugün susan, yarın yok olur. Bugün eğilen, yarın bir daha doğrulamaz. Siyasette vefa gösteremeyen, halka asla umut olamaz.
Biz, sırtımızı yalanlara değil, mücadeleye dayarız. Siyaseti fitneyle değil, inançla yaparız.
Dürüstlüğün ve onurun sesi olan vicdanı asla yalnız bırakmayacağız.
Partimizi böldürmeyeceğiz, kirlettirmeyeceğiz.
Mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz!”
“Kılıçdaroğlu, yıllardır bu ülkenin adalet mücadelesine yön veren bir liderdir”
CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır şu ifadeleri kullandı:
“Son günlerde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yöneltilen yakışıksız ifadeleri dikkatle ve kaygıyla izliyoruz.
Eleştiri sınırlarını aşan, kişisel haklara ve insani değerlere saldırıya dönüşen bu söylemler, demokratik siyasetin ruhuyla bağdaşmamaktadır.
Sayın Kılıçdaroğlu, yıllardır bu ülkenin eşitlik, adalet ve huzur mücadelesine yön veren bir liderdir. Onun duruşu, yalnızca bir şahsın değil, ortak bir idealin temsilidir.
Bu nedenle, yapılan her haksız itham, bu ilkelere ve bu yolculuğa yönelmiş sayılır.
Biz bu dili de, bu yöntemi de doğru bulmuyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi, değerlerine ve yol arkadaşlarına sahip çıkar.
Görmezden gelmeyiz, susmayız, geri durmayız.”
“Kemal Kılıçdaroğlu dürüstlük demektir”
CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen eski genel başkana şu ifadelerle destek verdi:
“Kemal Kılıçdaroğlu ahlak demektir Kemal Kılıçdaroğlu dürüstlük demektir Kemal Kılıçdaroğlu özveri demektir Kemal Kılıçdaroğlu her türlü ihanete rağmen CHP ye mesafeli kesimleri CHP ye oy vermeye ikna etmiş yüzde 48,5 oy almış bir DEMOKRASİyi içine sindirmiş bir liderdir.”