Bu doktor 102 yaşında ve hâlâ çalışıyor: Sağlıklı yüzyılın üç sırrı
30 Haziran 2025

67 yaşındayken tıp okuyan 102 yaşında TikTok yıldızı olan Tucker, bir asrı sağlıkla devirmesinin sırlarını anlattı.

Tucker ABD’nin en tanınmış doktorlarından biri. Nöroloji uzmanı olan Tucker’ın ünü doktorluktaki başarısının yanı sıra çok önemli bir özelliğinden kaynaklanıyor: 102 yaşında olan Tucker, “dünyada aktif doktorluk yapan en yaşlı kişi” unvanını elinde bulunduruyor.

Tucker’ın genç doktor adaylarını eğittiği hastane 2022 yılında kapandı. Bu durum birçok kişi için bir emeklilik fırsatı olsa da Tucker’ı üzdü. National Geographic’e yaptığı açıklamada yeni bir iş aramakta olduğunu söyleyen Tucker “Şu an işsizim” diye konuştu.

Tucker halihazırda hasta görmüyor olsa da hayranlık uyandıracak bir özgeçmişe sahip. 1947 yılında tıp diplomasını alan Tucker, uzmanlığını da 1953’te tamamladı.

İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD Donanması’nda görev yapan Tucker, Kore Savaşı sırasında Atlantik Filosu’nun baş nöroloğuydu. 1989 yılında yani 67 yaşındayken hukuk okumaya başladı ve bir yandan nörolog olarak çalışırken bir yandan da Ohio Barosu sınavını geçti.

Covid pandemisinin ilk günlerinde hastaların tedavisinde önemli roller oynayan Tucker, halihazırda Cleveland’da bulunan Case Western Reserve Üniversitesinde tıp ve hukuk öğrencilerine dersler veriyor ve tıpla ilgili davalarda uzman tanıklık yapıyor.

Tik Tok yıldızı oldu

Tucker son olarak TikTok’a el attı ve orada da başarılı oldu. Şu an 101 bin takipçisi olan Tucker’ın hesabını torunu Austin ve arkadaşı Taylor Taglianetti açtı. İkili Tucker’ın sıra dışı başarılarını ve asla tükenmeyen yaşama sevgisini daha fazla insana duyurmak için ‘What’s Next?’ (Sırada Ne Var?) belgeselini de çekti.

Temmuz ayında 103’üncü doğum gününü kutlayacak olan Tucker, uzun ömürlü olmasını neye borçlu olduğunu National Geographic’e anlattı. Tucker, bir asrı aşmış olmasının en önemli sırrının öğrenmeye ve bağ kurmaya çalışmaktan asla vazgeçememesi olduğunu söyledi.

Geçmişte yaptığı emekliliğin uzun ömrün “düşmanı” olduğu yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Tucker, “Bu benim uydurduğum bir şey değil. Yapılan araştırmalar, kişinin çalışma süresi uzadıkça demans riskinin azaldığını gösteriyor. Kararlar almayı ve sosyal etkileşimi sürdürmek önemli. Bunlar bilişsel gerilemeyi yavaşlatıyor. Eskiler ‘Kullanmazsan kaybedersin’ derler. Beyninizi kullanmazsanız kaybedersiniz” ifadelerini kullandı.

Tucker, işi sağlığına zarar veren kişiler için de “Umarım yeni bir meslek edinirler” dedi ve ekledi: “Yıllar evvel bir hastam vardı. Bir şirkette sekreter olarak çalışıyordu ve sabahları iş yerinin etrafında birkaç tur dönmeden binaya giremiyordu. Tüm bu stres birikimi nedeniyle 42 yaşında felç geçirdi. Ona tavsiyem, tahmin edebileceğiniz üzere, yeni bir patron bulması olurdu.”

Uzun ömrün sırrı

Tucker, uzun ömrünü borçlu olduğu en önemli üç alışkanlığı şöyle sıraladı: Fiziksel ve zihinsel olarak aktif kalmak, hiçbir şekilde sigara içmemek ve hiç kimseden nefret etmemek.

Birinden nefret etmenin kişinin kendi vücuduna zarar vermesi anlamına geldiğini söyleyen Tucker “Nabzınız ve tansiyonunuz yükselir. Vücudunuzda kaygılandığınızdakine benzer bir stres oluşur. Bakın nefret doğuştan gelen bir şeydir. Birinden nefret ettiğimizde, duygusal olarak kendimizi yüceltiriz. Ama gerçek böyle değil. Bu yücelmenin sağlıksız fizyolojik tepkiler haricinde hiçbir gerçekliği yok” diye konuştu.

Tütün yok, alkol çok sınırlı

Tütün ürünleri tüketiminin 30-40 yıl öncesine kıyasla gençler arasında çok büyük bir sorun olduğunu ifade eden Tucker şöyle devam etti:

“Ben tıp fakültesinde öğrenciyken cerrah Alton Ochsner dersimize gelmişti. Benden önceki nesilde kadınların çok azının sigara içtiğini, bu tüketimin de sadece evlerle sınırlı olduğunu anlatmıştı. O noktada akciğer kanseri erkek hastalığı, meme kanseri ise kadın hastalığı olarak algılanıyordu. Ancak Ochsner, kadınlarda sigara tüketiminin artışına paralel olarak akciğer kanserinin de arttığını ortaya koydu. Beni sigaranın tehlikeli olduğuna ikna etmek için bu veri yeterliydi. Ama tüm doktorlar buna inanmıyordu. Eskiden doktorlar hastalarına, ‘Sigaraya başla. Hem iştahını keser hem de sinirlerini sakinleştirir’ diyordu. Tıp öğrencilerim ve asistanlarım, hastane odalarında doktorların ve hastaların karşılıklı oturup sigara içtiğini duyunca şoke oluyor.”

Alkol tüketiminde de aşırıya kaçılmaması gerektiğinin altını çizen Tucker, son yıllarda çok az miktarda alkolün bile zararlı olabileceğini gösteren araştırmalar yayımlandığını hatırlattı.

Peki ya beslenme?

Tek bir beslenme modelinin herkese aynı şekilde faydalı olamayacağını söyleyen Tucker, “İşlenmiş, kızartılmış, şekerli yiyecekleri azaltıp işlenmemiş sağlıklı gıdalara ağırlık vermenin uzun vadede sorunlarını önlemeye yardımcı olabileceği açık. Ömrüm boyunca birçok beslenme modasının gelip geçtiğini gördüm. Herhangi bir besinin faydaları ya da risklerine odaklanan yeni araştırmalar her zaman olacaktır” dedi ve bir gününü şöyle anlattı:

“Ben genellikle sabahları canım eşimle birlikte kahvaltı ederim. Güne kızarmış ekmek ve meyveyle başlarım. Çoğu zaman öğlenleri acıkmam. Hasta gördüğüm zamanlar öğle yemeğini genellikle atlardım. Akşam yemeği için tavuk, ya da bazen kırmızı et, yanında sebze veya salata yerim. İtiraf edeyim, 100 yaşımı geçtikten sonra dondurmaya ve tatlılara, gençliğimde hiç olmadığım kadar düşkün oldum.”

Her yaşta egzersiz

Egzersiz rutinini de anlatan Tucker şunları söyledi:

“Yürüme bandında eskiye kıyasla daha düşük bir hızda yürüyorum. Ama aynı zamanda o çileden sağ çıkabilmek için televizyonda da ilginç bir şey olmasına ihtiyaç duyuyorum. İnsan yaşlanınca gençliğindeki kadar yoğun egzersiz yapmıyor ama egzersize zaman ayırmak önemli. Çünkü egzersiz kalbinizi güçlendirip beyninizi uyarıyor. Yürümek, özellikle ileri yaştakiler için çok iyi bir egzersiz. Tempolu hafif koşular da öyle. Yürümeye devam etmeye çalışın çünkü nihayetinde bazı sınırlarınız ortaya çıkıyor: Damarlarınız sertleşiyor, eskisi kadar hızlı ya da uzun süreli yürüyemiyorsunuz veya dengeniz bozuluyor. Ama başka fırsatlar da var: Kondisyon bisikletleri, merdiven çıkma aletleri, eliptik bisikletler uygun seçenekler.”

Kendisinin de halen kar ayakkabısıyla kaymaya devam ettiğini sözlerine ekleyen Tucker, “Dengemi sağlayamıyorum bu nedenle kaymak daha tehlikeli hale geliyor. Ama çocuklarımla birlikte gidiyorum. Onlar tepeden aşağı kayarken o keyfi ben de yaşıyorum” ifadelerini kullandı.

İnsan ilişkileri de önemli

68 yıldır evli olan ve insan ilişkilerin genç kalmanın en önemli sırlarından biri olduğuna dikkat çeken Tucker, “Arkadaşlıklar çok güçlü olabilir ve olmalıdır. Benim babam 90’lı yaşlarındayken 30’larındaki insanlarla arkadaşlık ederdi. Aynı şeyi ben de yaşadım. Şu an 30’larında olan arkadaşlarım yok, tüm yakın çocukluk arkadaşlarım da öldü. Ama benden 25 yaş küçük arkadaşlarım var ve beni daha iyi düşünmeye itiyorlar” diye konuştu.

“İyimser kalmanızın sırrı ne?” sorusuna da Tucker, “Yaşımı göz ardı ediyorum. Yaş çok göreceli bir kavram. 40 yaşındayken bir grup tıp öğrencisiyle ve asistanla konuşuyordum ve onlara hiçbir şekilde erken ölmek konusunda endişelenmediğimi söyledim. Gruptakilerden biri ‘Ama Dr. Tucker siz genç değilsiniz ki’ dedi. 40 yaşındaydım! Bence hayatın her anından korkmamak çok önemli” diye yanıt verdi.

Her şey ölçülü olmalı

Peki ya uzun ömürlü olmakla ilgili efsaneler? Tucker bu konuda da şunları söyledi:

“İnsanlar çoğu zaman X yemenin ya da Y rutinini izlemenin daha uzun yaşamanıza yardımcı olacağını söylüyor. Ben aşırılıklara ya da modalara inanmıyorum. Aksine, aşırıya kaçmanın faydalıdan çok zararlı olabileceğini düşünüyorum. Genler ve şans kesinlikle çok büyük bir rol oynuyor. Onun ötesinde ben her şeyi ölçülü yapmanın en kritik şey olduğuna inanıyorum.

İrlandalı oyun yazarı George Bernard Shaw’a uzun yaşamasının sırrını vejetaryen beslenme, alkol ve kafein tüketmemek olarak açıklamış. Winston Churchill ise uzun ömürlü olmasını her öğün et yiyip brendi içmesine ve içtiği purolara bağlamış. Ben de “Ben ikisinden de akıllıyım” diye espri yapmayı seviyorum. Modaları ya da trendleri takip etmenin veya bir şeyleri abartmanın gereğini ya da faydasını görmüyorum ama hayatın tadını çıkarmaya inanıyorum. Sadece sigara içmek yasak!”

ÇOK OKUNANLAR