Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. kurultayın iptali istemiyle açılan dava ilk duruşma gününde üç ay sonraya bırakıldı. Mahkeme heyeti davayı 8 Eylül’e erteledi.
“Kayyım talebimiz yok”
Duruşmada CHP avukatları Parti Meclisi üyelerinin müdahillik talebini iletti. Lütfü Savaş’ın avukatı ise yerinden söz alıp “kayyım talebimiz yoktur” dedi, ceza davasının beklenmesine gerek olmadığını belirterek taleplerinin kabul edilmesini istedi. “Bizim CHP’nin mahkeme koridorlarında tartışılmasını istemeyiz. Ama ortada bir şaibe var. Bu dava siyasi değil hukuki bir davadır.” dedi.
CHP’nin avukatı: Menfaat sağlandığı ortaya konamamıştır
Cumhuriyet Halk Partisi’nin avukatı Çağlar Çağlayan duruşmada davaya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Feri müdahillik talebi hakkında konuşan Çağlayan, “Olası haksız bir davanın kabulü halinde delegenin verdiği görevi yerine getirememe durumu olacaktır. Bu yüzden bu kişiler davadan doğrudan etkilenmektedir ve taleplerin kabul edilmesi gerekir. Bu durum yargılamanın uzatılmasına etki etmez, tahkikat kaldığı yerden devam edecektir” dedi.
Çağlayan kurultayların iptali hakkında yöneltilen suçlamaların iddianamede dahi bulunmadığını belirterek “Divan başkanının kurultayda görevli olmadığı, görevi seçim kurulu hakime devrettiği ve işlemlerin seçim kurulu hakimince yürütüldüğü ortadadır” dedi.
Açılan ceza yargılaması kapsamında yapılacak incelemenin, hali hazırda devam eden ceza yargılamasının beklenmesini gerektirdiğini ifade eden Çağlayan, şöyle devam etti:
“Kişilerin beraat etmesi durumunda ki beklentimiz beraat etmeleridir, yargılama içinden çıkılamaz ve telafi edilemez bir hale sürüklenir. MASAK, Tapu Müdürlüğü, SGK ve dosyaya sunulan kamera kayıtlarından hiç kimsenin hiç kimseye bir menfaat verdiği ispatlanmamıştır. Ceza yargılamasında ihale ve işten çıkarma baskısına ilişkin bir ifade veya beyan da bulunmamaktadır.
Bu yargılamayı ilgilendirebilecek ve yine mahkemenin görevli olmadığı tek husus, iki seçim arasındaki süre konusudur.
Süreyi seçim hakimi belirler. Bu nedenle bu iddiadan bir iptal nedeni çıkarılması hukuken mümkün değildir. Davacı vekili beyanlarında konunun bir milli güvenlik sorunu olduğunu ifade etmiştir.
Ceza soruşturması esnasında suçlayıcı ifadelerde bulunan yanlı bir tanık da şüpheliler ile ilgili milli güvenlik sorunu ifadesini kullanmıştır. Bu çarpıcı benzerlik tanıkların tarafsızlığını ortadan kaldırmıştır.
Bu yargılama sonucunda mahkemece yeni bir kurultay yapılmasını değil, partiyi kimin yöneteceğine mahkemenin karar verilmesi iradesi çıkartılmak istenmektedir.
Kurultaya ilişkin tüm itirazlar seçim kuruluna yapılır ve seçim hakimi aynı gün kesin karar verir. Davada iptali istenen hususlardan biri seçim sonuçlarıdır. Mahkemelerin siyasi partilere ilişkin işlem ve sonuçlara dair işlem yapma görevi bulunmamaktadır.
Yargıtay’ın da bu hususta pek çok kararı vardır. Bu kapsamda mahkemece verilmesi gereken karar, ‘görevsizlik’ kararıdır. Mahkemenin siyasi bir partinin kim tarafından yöneteceğine ilişkin bir karar verme imkanı bulunmamaktadır. Mahkemenin kayyum atama gibi bir karar vermesi de olanaksızdır.”
“Mutlak butlan” konusu hakkında da savunma yapan Çağlayan şunları söyledi:
“Mutlak butlan iddiasının ileri sürülebilmesi için dürüstlük kuralına uymayı gerektirir. 38. Olağan Kurultay’da bir sonuç çıkmış ve parti ona göre yönetilmiştir. Davacılardan biri de bu yönetim tarafından belediye başkanı adayı olmuştur.
Bu kişinin sonradan ‘ben bazı şeyleri biliyordum’ demesi dürüstlük kuralına aykırıdır. Bu yüzden mahkemece dinlenmez durumdadır.
Davacıların iddiası, delegelerin iradelerinin fesata uğratıldığına yöneliktir. Hiç bir delegenin isteği dışında yanlış genel başkana oy verdiğine dair delil, tespit hatta iddia dahi bulunmamaktadır.
İrade fesatının olması için tehdit ve hata olması gerekmektedir. Bunların hiçbiri bulunmamaktadır.
Savaş’ın avukatı: ‘Kılıçdaroğlu göreve çağrılmalı’
Duruşmada ilk olarak söz alan Lütfü Savaş’ın avukatı Onur Yusuf Üregen, beyanında feri müdahillik talebinin davayı uzatmaya yönelik olduğunu iddia ederek, şunları söyledi:
“Sözlü yargılamaya geçilmesini istiyoruz. Söz konusu kurultay Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tarafsız davranmaması nedeniyle mutlak butlanla batıldır. Bu husus Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesi ve 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin iddianameyi Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği gerekçeli karar ile sabittir. Kurultayda Özgür Özel’in genel başkan seçilmesi için pek çok suç işlenmiştir.
Bu kapsamda pek çok delegeye para ve ayni destek verildiği, iş verildiği, desteklemeyen delegelerin yakınlarını ve kendilerini ise CHP yönetimindeki belediyelerde işten çıkarılmaya yönelik baskı yaptığı deliller ile ortaya konulmuştur.
Genel Başkan adaylarından olan Kemal Kılıçdaroğlu’na adaylıktan çekilmesi yönünde organize baskı yapılmış ve çekildiği yönünde yalan bilgi yayılarak delege ve kurultay iradesi sakatlanmıştır.
Divan başkanı tarafından oy sayım ve döküm işlemlerine müdahale edilerek Kılıçdaroğlu lehine verilen 18 oy hukuksuz iptal edilmiş ve Özgür Özel’in kazanacağına dair algı oluşturularak delege iradesi manipüle edilmiştir.
Kurultay, organize şekilde suç işlenerek, anayasanın emredici hükümlerini, kamu düzenini ve demokrasinin asgari gereklerini ihlal edecek şekilde sakatlamıştır. Söz konusu kurultay, mutlak butlanla batıldır.”
Avukat Üregen 6 Nisan 2025 tarihli CHP 21. Olağanüstü Kurultayı kararının da yetkisiz genel başkan tarafından alındığını, “mutlak butlan” kararının verilmesi durumunda bu kurultayın da yok hükmünde sayılması gerektiğini öne sürdü.
Üregen “kurultayın, kanuna karşı hileye başvurularak düzenlendiğini savunarak, “Gayrimeşru başkan tarafından bir mizansen sergilenmiştir. Katılım kısıtlanarak partililerin genel başkanlığına ve kararlara ortak alma hakları fiilen ortadan kaldırılmıştır. Nitekim Sayın Özgür Özel’in de belirttiği üzere seçilmeyen kimsenin genel başkan olması kabul edilemez. Mevcut başkanın kamu düzenini korumak için ivedilikle görevden el çektirilmesi ve Parti’nin yönetiminin karar kesinleşene kadar seçilen son genel başkan tarafından Parti’nin yürütülmesi gereklidir” dedi.
Siyasi parti yönetimlerinin para gücüyle tasarlanmasının bir milli güvenlik sorunu olduğunu söyleyen Onur Yusuf Üregen şöyle devam etti:
“Hukukun bu tür girişimleri muhafaza etmesi kendini inkar anlamına gelir. Bütün bu açıklamalarımız karşısında dava konusu 38. Olağan Kurultayı’nın mutlak butlanla batıl olduğuna, 21. Olağanüstü Kurultayı’nın yok hükmünde olduğuna karar verilerek kamu düzeninin korunması açısından dava sonuna kadar tedviren mevcut CHP yönetiminin görevden el çektirilmesine, önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve karar organlarının göreve çağrılmasına ve davamızın talebimiz gibi kabulüne karar verilmesini talep ederiz.”
“Özel ve yönetim görevden uzaklaştırılmalı”
Lütfü Savaş’ın avukatı, CHp avukatlarının müdahil olarak katılma talebinin reddini ve sözlü yargılama aşamasına geçilmesini istedi.
Avukat, kurultayın iptalini ve Özgür Özel yönteminin tedbiren görevlerinden uzaklaştırılmasını talep etti.
Özel’e tam destek
Duruşma sırasında kameralar karşısına geçen CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, 25 ilçe başkanıyla birlikte CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e desteklerini açıkladı.
Erkol, yaptığı açıklamada, alınacak herhangi bir olumsuz karar beklemediklerini belirterek, “Bir kararın çıkmayacağını ya da olumsuz bir kararın çıkmayacağını düşünüyoruz. Hukuktan öte, siyasi bir yol olarak erteleme kararının olabileceğini düşünüyorum” dedi.
Türkiye’nin içinde bulunduğu krize dikkat çeken Erkol, partinin içine kapanmayacağını vurguladı: “Türkiye’nin krizinin farkındayız. Bir iktidar alternatifi olarak içimize kapanıp kalmayacağız.”
CHP’de sürpriz beklemediklerini belirten Erkol, kararlılık mesajı da verdi: “Bir yürüyüş başlattık, durmayacağız.”
Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na da çağrıda bulunan Erkol, “Ben Kılıçdaroğlu’nun da hem partisini hem de Türkiye’yi krize sokacak bir adıma atacağına inanmıyorum. Sağduyusunun bu yönde olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Davaya ilgi
CHP’nin her iki kurultayının iptali istemli davanın üçüncü duruşması Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapıldı.
Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmaya duruşmaya taraf avukatları katıldı. Basın mensuplarının ilgisinin yoğun olduğu gözlendi.
Hatay eski Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın açtığı dava çift yönlü olarak hem Asliye Hukuk, hem de Ağır Ceza Mahkemesinde de görülüyor.
Asliye Hukuk Mahkemesi kurultayın iptali, ağır ceza mahkemesi ise aralarında divan başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu 12 sanık hakkında “Oylamaya hile karıştırma” suç iddiasını ele alınıyor.
40 sayfalık iddianamede 12 şüpheli hakkında 3 yıl hapis istenirken, eski Genel Başkan Kılıçdaroğlu da, “Mağdur” sıfatı ile yer alıyor. Dava için başvuruyu CHP’den ihraç edilen Hatay eski Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile delegeler Levent Çelik, Bahar Önal, Yılmaz Özkanat, ve Hatip Karaaslan açtı.
10 sayfalık başvuru
Savaş son yerel seçimde halkın karşı çıkmasına rağmen Genel Merkez tarafından yeniden aday gösterilmiş ve büyükşehri kaybetmişti.
Savaş ve 4 delegenin Asliye Hukuk Mahkemesine yaptığı 10 sayfalık başvuru dilekçesinde, kurultay Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel ve beraberindekilerin partiyi hile ve hukuksuzca ele geçirdikleri öne sürüldü.
İki kurultayın da iptali ve Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki eski yönetimin “Mutlak Butlan” kararı ile göreve dönmesi istendi. Her iki kurultay davasının birleştirildi.
Mahkeme iddianamenin bir kısmını ağır ceza mahkemesine gönderdi. Hapis istemli dava ağır ceza, kurultayın iptalinin istendiği dava ise asliye hukuk mahkemesinde kaldı.
Kılıçdaroğlu katılmadı
Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay davasına katılmadı.
Davaya katılma talebinde bulunan PM üyelerinin isimlerini tutanağa yazdırdı.
İhtimaller neler?
Mahkeme yalnızca “mutlak butlan” kararı verirse, CHP yönetimi temyize gider.
Temyiz süreci bitmeden Kılıçdaroğlu genel başkan olamaz.
Mahkeme ayrıca tedbir kararı da verirse, eski yönetimi geçici olarak göreve getirebilir ya da CHP’lilerden oluşan bir heyet atayabilir.
Bu durumda 4-5 Kasım 2023 ve 6 Nisan 2025 kurultayları yok sayılır, yeniden oylama yapılır.
İktidar kanadında ne bekleniyor?
AKP ve MHP kulislerinde ise davanın yeni adli yıla kalma ihtimali daha yüksek görülüyor. Kurultaya şaibe karıştığının delillendirilmesi durumunda, davadan mutlak butlan kararı çıkması da olasılıklar arasında değerlendiriliyor.
AKP’nin Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Recep Özel ise mahkemenin mutlak butlan kararı verme yetkisi bulunmadığını savundu.
Mahkeme kararı: PM üyeleri davaya katılacak
Mahkeme, PM üyelerinin davaya katılmasına karar verdi.
Mahkeme duruşmayı 8 Eylül’e erteledi.
Hakim kararı açıklarken şunları söyledi: “Menfaat temini nedeniyle irade fesadı olmuş mu olmamış mı; buna bakacağız. Ceza davasındaki görevsizlik itirazının sonucunu bekleyeceğiz.”