İngiltere Ulusal Acil Durum Uyarı Sistemi’ni 7 Eylül’de ülke çapında test edecek. Testin gerçekleşeceği tarihte tüm cep telefonlarında yüksek sesli sirenler çalacak ve ekranlarda uyarı mesajı gösterilecek.
7 Eylül Pazar günü saat 15.00 civarında yapılacak tatbikat, İngiltere’nin yeni acil durum uyarı sisteminin işlerliğini test etmek amacıyla gerçekleştirilecek.
Bu tatbikat kapsamında, yaklaşık 87 milyon cep telefonu titreşecek ve yüksek sesli siren sesi duyulacak. Ekranlarda ise bunun sadece bir test olduğuna dair resmi bir mesaj yer alacak.
Neden yapılıyor?
İngiltere hükümetinin bakanı Pat McFadden bu testin önemine dikkat çekerek “Evimizdeki yangın alarmı gibi, ihtiyaç anında çalışıp çalışmadığını bilmek için sistemi test etmek çok önemli” dedi. Sistem, fırtına, sel, orman yangını gibi doğal afetler ve diğer yaşamı tehdit eden durumlar için halkı hızlı bir şekilde uyarmak amacıyla geliştirilmiş bulunuyor.
Sistemin en önemli özelliklerinden biri, kullanıcıların telefon numaraları, konumları veya kişisel verileri ile herhangi bir bilgi toplanmıyor olması.
Uyarıyı almak için telefonun 4G veya 5G ağlarında olması yeterli. Ancak yalnızca Wi-Fi kullanan veya bu sistemle uyumsuz cihazlar test mesajını almayacak.
2023 yılında devreye giren sistem, şimdiye kadar şiddetli fırtına ve yerel tehlikeler gibi durumlarda aktif olarak kullanıldı. Örneğin, Ocak 2025’teki Éowyn Fırtınası sırasında İskoçya ve Kuzey İrlanda’da yaklaşık 4,5 milyon kişiye uyarı gönderildi. Ayrıca, Plymouth şehrinde bir II. Dünya Savaşı bombası ile ilgili de bu sistem devreye sokulmuştu.
İngiltere’nin Ulusal Acil Durum Uyarı Sistemi, Japonya’daki J-ALERT, Güney Kore’nin ulusal hücresel yayın sistemi ve ABD’deki kablosuz acil durum mesaj sistemleriyle benzerlik gösteriyor. Finlandiya her ay, Almanya ise yıllık olarak bu tür testler gerçekleştiriyor.
Bu test, İngiltere’nin yeni savunma stratejisinin bir parçası olarak, ülkedeki askeri tehditlerin arttığı bir dönemde yapılıyor. Başbakan Keir Starmer, “Dünya değişti. Rus saldırganlığı kıtamızı tehdit ediyor” diyerek, güvenlik risklerinin arttığını belirtti.
Bu test, İngiltere’nin gelecekteki acil durumlarla daha etkin bir şekilde başa çıkabilmesini sağlayacak önemli bir adım olarak görülüyor.