Dünyanın iki numaralı dev yatırım şirketi KKR Türkiye’de yarım milyar avroyu nasıl kaybetti?
09 Temmuz 2025

Önce “eski güzel günler”i hatırlatayım. 2007 yılında Türkiye gelecekten çok ümitliydi. Avrupa Birliği’ne tam üyelik yolunda ilerleniyordu. Ülkeye yatırım yağıyordu.

O yıl gelen büyük yatırımlardan birinde, UN RoRo adlı dev taşımacılık firması, dev bir özel yatırım fonu olan ABD merkezli KKR tarafından 910 milyon avro fiyatla satın alınmıştı.

KKR bugün Blackstone’dan sonra dünyanın ikinci büyük özel yatırım şirketi. Bu şirketler, varlıklarını değerlendirmek isteyen bireyler ve fonlardan topladıkları fonlarla daha çok özel şirketlere yatırım yapıyorlar. Bazen stratejik hissedar oluyorlar, bazen tamamını alıyorlar ve şirket değerini arttırıp kârlı olduklarına inandıklarında bu şirketleri elden çıkarıyorlar.

KKR de hiç kuşkusuz kâr etmek amacıyla almıştı UN RoRo’yu. UN RoRo, 1994’de Türkiye’deki Uluslararası Nakliyatçılar Derneği tarafından 48 şirketin ortak girişimi olarak kurulmuştu. Amacı, İtalya’nın Trieste limanı ile Türkiye arasında TIR kamyonlarını gemiyle taşımak ve böylece Türkiye ile Avrupa arasındaki nakliye fiyatını düşürmekti.

KKR bu işte büyük kazanç görmüş olmalıydı ki 2007’de bu Türk şirketini 910 milyon Avroya satın aldı. Arkasından başlayan küresel finansal krize rağmen UN RoRo’ya ciddi yatırım da yaptı KKR. 2007’de şirketi aldığında şirket sadece İstanbul- Trieste hattında çalışıyordu. 2009 yılında Mersin, 2010’da Fransa, 2011’de Köstence ve 2013’te Mısır hattını açarak söylendiğine göre en azından 260 milyon avro daha para harcadı.

Ama sonra 2014’te, aldıktan 7 yıl sonra UN RoRo’yu açıklanmayan bir fiyattan Türkiye’de iki gruba sattı. Bunlar, 2021’de aramızdan ayrılan Şevket Sabancı’nın Sabancı Holding’den ayrılıp kendine kurduğu, bugün çocukları Ali Sabancı ve Emine Sabancı Kamışlı tarafından yönetilen Esas Holding ile 2006 yılında İsak Antika, Murat Çavuşoğlu gibi isimler  tarafından kurulan Actera adlı fondu.

Esas Holding ve Actera’nın UN RoRo’ya ne kadar ödediği hiç açıklanmamıştı. Ta ki birkaç gün önce bir podcast’in içinden alınan bir bölüm Instagram adlı sosyal medya uygulamasında paylaşılanana kadar.

Bu podcastte KKR’nin Avrupa’daki yatırımlarından sorumlu başkan yardımcısı Philipp Freise, şirketinin Türkiye’de Un RoRo yatırımında 500 milyon (avro) zarar ettiğini söylüyordu. Buradan hareketle KKR’nin UN RoRo’yu 7 yıl işlettikten sonra 910 milyon Avroluk alım fiyatının bir hayli altında sattığını söyleyebiliriz; aslında hala tam olarak kaça satıldığını bilmiyoruz.

İş dünyası, özellikle de yatırım dünyası elbette risk dolu; kazanmak kadar kaybetmek de var. O bakımdan, halen elinde neredeyse 1 trilyon dolarlık şirket varlığı bulunduran, son 5 yılda 100 milyar doların üzerinde kendine fon sağlayan KKR’nin bir yatırımda zarar etmiş olması öyle önemli bir haber değeri taşımıyor.

Ama yine de UN RoRo’da edilen bu zarar, olay Türkiye’de geçtiği için ve zarara gerekçe olarak “Türkiye’de hukuk devleti ilkesinin esnek uygulanması” gösterildiği için bizim için haber.

Bu “esnek uygulama” ifadesini KKR yöneticisi Freise kendisi söylüyor ama izleyen cümlesinde Türkiye’de hukuk devleti ilkesinin “esnek uygulanması”nı aslında zaten beklediklerini, bu esnekliğin kendilerine sağlanacağını umduklarını da itiraf ediyor. “Biz korunan bir oyuncu olduğumuzu sanıyorduk ama ansızın ortaya rakipler çıktı, biz de gömleğimizi kaptırdık” diyor.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

@60saniye.medya’in paylaştığı bir gönderi

Ahbap çavuş kapitalizmi böyle bir şey. Kendi lehinize bir avantaj elde ettiğinizi sanırsınız ama sizin de bilmediğiniz başka güçler gelir o avantajı elinizden kapıverir. Kısacası ava giderken avlanmış KKR, bunu anlıyoruz.

Peki sonra ne oldu UN RoRo’ya? 2018 yılında Esas Holding ve Actera bu şirketi 950 milyon Avroya Danimarkalı bir taşımacılık devi olan DFDS’ye sattı. (Gerçi baktığınızda Actera’nın web sitesinde yatırımlar arasında UN RoRo hala duruyor, buna karşılık Esas Holdingin web sitesinde UN RoRo satılmış gözüküyor.)

Burada bir kıssadan hisse var. Bugünlerde ülkemiz bir kez daha hukuk devletinin yokluğu ve bu sebeple yurt dışından yatırım gelmemesiyle konuşuluyor ama ta 2007’den kalma örnek gösteriyor ki, “eskinin güzel günleri” diye anılan günlerde de aslında hukuk devleti falan yokmuş. Belli ki o zaman devlet adına konuştuğu söylenen veya düşlünülen bazı aktörler KKR’ye dönüp “Merak etmeyin, rekabetiniz olmayacak” diye söz vermiş, onlar da bu söze güvenmişler.

Ama işte görüyorsunuz, istim arkadan gelmemiş.

ÇOK OKUNANLAR