Dijital Dönüşüm ve Pembe Geleceğin Komik Yanları
10 Temmuz 2025

Kalabalıklar içinde dimdik yürüyen bir adam aslında bir çöküntü yaşıyor olabilir. 

Ne var ki, o belki de bunu saklamak zorunda hissediyordur kendini. 

Çünkü sistem, yalnızca onun verdiği yönde yürüyenleri ödüllendiriyor.

Düşenleri değil. 

O da sonunda, “dijital dönüşüm” diye duyduğu bir şeye ayak uydurmayı deneyebilir.

Merak edip iki şeyin anlamını orada arayınca, kazara oraya konulmuş bir habere göz atınca, sistem o anda işlemeye başlar.

Artık her şey onun için de filtrelenecektir.

Kafasını karıştıracak şüpheci görüşleri, görmemesi gerekeni göremez.

Ama ona ‘uygun’ olduğu kaydedilmişleri ne tesadüf, hep ‘tam zamanında’ görür…

Politik duruşu da, ona benzer diğer kullanıcılarla birlikte bir çeşit ‘Ahbap Çavuşlar Kümesi’ içine alınır.

Gel gör ki, o bey tercihlerini özgürce yaptığını sanır.

Oysa çoğu zaman algoritmaların sunduğu, önceden filtrelenmiş seçenekler arasında tercih yapmaktadır. 

“Kullanıcı tercihleri” bağlamında hayatı sürekli yeniden tanımlanır.

Senin adına düşünen, senin yerine hisseden, ve sana seni unutturan bir mekanizma’dır bu.

Bir zamanlar insan olarak doğmuştun.

Şimdi ise, o sistemde bir ‘kullanıcı adı’ olarak varsın.

Kapitalizm arzuları da serbest bırakmıyor, onları ‘kodluyor’.

“Sadece sana özel.”

“Bu içerik tam sana göre.”

“Senin ruh hâlini yakaladık” …

Akıllı cihazının ekranına her gün buna benzer şeyler düşer.

Silsen kurtulamasın. 

Ertesi sabah bir yerden gene sızar.

Sen biraz safsan, bunlarla sana değer verildiğini sanırsın.

Ama o değer, senin ‘tutum ve davranışlarının’ değeridir. 

Kapitalizmin bu yeni biçiminde, bir ‘ham veri kaynağı’sın.

Ve asıl ustalık da burada:

Kendini izleniyormuş gibi hissetmezsin.

Tam tersine: 

Her şey sanki ‘sana özel’ miş gibi hissettirilirsin.

Çünkü gözetim izlemiyormuş gibi izler.

Seni anlıyormuş gibi yapar.

Sana senmişsin gibi konuşur.

Ama o “özgün ruh” kimliğini sana armağan eden algoritmalar, aynı sözleri aynı anda milyonlarca kişiye fısıldar.

Ve onların her biri de kendini özel hisseder.

Deniyor ki, Gözetim Kapitalizmi’nin en büyük başarısı buymuş.

Birey, içerik üretirken aslında dijital kapitalizmin bir çalışanı hâline gelir. 

Ama maaşı yoktur!

Artık o da ara sıra o boş ‘sosyal’ meydana bir ‘filozof cümlesi’ sallamaya başlar:

Bir gün uyanacaksın ve her şey anlam kazanacak…”

“Kendini sevmeden kimseyi sevemezsin…”

Ve en tutulan tür: 

“Yapay zekâ değil, onu ıskalamak tehlikeli!”

Elbette ‘Gelecek’le ilgili hoş çakma filozof cümleleri de eksik değil:

“Gelecek, bugün attığın tohumlarda saklı. Fırsatı kaçırma!”

“Geleceği değiştirmek için geçmişin zincirlerini kır, şimdi özgür ol!”

“Yarın senin düşlerinle şekillenir; hayâl etmeden asla var olamaz.”

“Gelecek, bilinmeyenin kucaklayışı; korkma, çünkü korku zincirlerinden başka bir şey değildir!”

“Metaverse’te özgür olacağız.” 

“Dijital dönüşüm, ruhsal dönüşümü başlatır.” 

“Yeni çağ, zihinlerin birleşeceği bütünsellik çağıdır.” …

vs.

Davranışlarla ilgili tahminlerin gelecek piyasalarında alınıp satıldığı böyle bir dönemde, varsın, Bayan Zuboff’un yazdığı gibi: 

Davranış değişikliği küresel mimarisi -tıpkı endüstriyel kapitalizmin 20. yüzyılda doğal dünyayı çirkinleştirmesi gibi- 21. yüzyılda insan doğasını tehdit ediyor” olsun…

Ve, son 10 günde 764 orman yangın çıktı bizde, Teksas sular altında, sokakta birbirini öldürmek çocukluk yaşlarına indi, galiba kalp kriziyle patır patır ölümler yaşa-cinsiyete bakmaksızın sıradanlaştı, her gün yeni bir savaş patlatılıyor, filan…

Boşverin, tek-tipleşme’ye devam, 

her şey muhteşem olacak.

İşte bir örnek: 

“Ünlü model ve iş insan Kylie Jenner TikTok’ta ‘Booster Pro’ adlı cihazı kullanarak 15 saniyelik bir video çekmiş. Video viral olunca şirket değerlenmiş; cihazı üreten firmanın sahibi Kim Byung Hoon Güney Kore’nin en genç milyarderi olmuş.”

Kozmetik ve güzellik endüstrisi denince kimsenin eline su dökemediği Güney Kore’de APR adlı bir şirketin geliştirdiği ‘Medicube Booster Pro’ adlı cihaz, Türkiye dahil dünyanın her yerinde zaten genç kadınların gözdesiymiş.

***

Baştaki görselin yazılarının Türkçesi de şöyle:

Üstteki yazı:

Görünüşe göre, Tracey hiçbir zaman“Kalabalığı Takip Et” tipinde biri olmadı!

Tişörtlerde yazılanlar: 

1. Kadın: “Formda Kal 

2. Kadın: “Sporu Seviyorum 

3. Kadın: “Yaşam İçin Koş

4. Kadın (Tracey): “Boşver, yarın otobüs çarpabilir.”

Alttaki yazı:

Tracey’nin ona uygun yaşamayı sevdiği bir kendi sloganı vardı.

ÇOK OKUNANLAR