Şehit Nuri Melih Bozkurt’un naaşına ulaşmak için yürütülen arama faaliyetlerinde mağarada 12 şehit verilmesine ilişkin yeni bilgilere ulaşan Sözcü yazarı Saygı Öztürk bu bilgileri köşesine taşıdı. Öztürk’ün edindiği bilgilere göre operasyon PKK’lı bir kadının itirafçı olarak bu birliğe teslim olması ve şehit üsteğmen Bozkurt’un cesedinin de mağarada olduğu bilgisinin alınmasıyla başladı. Mağaraya giren askerler içeride kurulu bir tıbbi depo ve kapalı bölmelerle karşılaştı; burada yayılan zehirli gaz nedeniyle çok sayıda asker hayatını kaybetti. Öztürk’ün aktardığına göre operasyona katılan bir asker devre arkadaşına o gün yaşananları “AFAD ve tahlisiye ekipleri maskeleriyle, özel kıyafetleriyle içeriye girmelerine rağmen, içeride en fazla 10 dakika kalabiliyorlardı. Çıkarılanların ağzından burnundan kan fışkırıyordu. Ancak yarım saat dinlendikten sonra kendilerine gelebiliyorlardı,” sözleri ile anlattı.
“Bir kadın terörist itirafçı olarak bu birliğe teslim oldu”
Öztürk operasyona katılan bir askerin devre arkadaşına anlattıklarından edindiği bilgileri şöyle aktardı:
“PKK’lı bir kadın terörist itirafçı olarak bu birliğe teslim oluyor. Şehit üsteğmen Nuri Melih Bozkurt’un cesedinin de mağarada olduğu bilgisi alınıyor. 2024 yılına kadar bu mağaraya giriş çıkış oluyormuş. 2024 yılında askerimiz mağaraya müdahale ediyor ve hastane olarak kullanılan mağaradan teröristler çekiliyor.
PKK’lılar bu mağaraya kaçış kapıları açmış. 5 ayrı kapı olduğu ilk operasyon sonucu belirlenmişti. Operasyon sırasında da beş ayrı kapı kullanılarak teröristlerin bir kısmı kaçmayı başardı ama önemli bir bölümü de öldürülmüştü. Hastane olarak kullanılan mağara tahliye edildi, kapılar belirlenip girişleri kapatıldı. Yani burası kullanılmaz hale getirildi. Terörist kadının şehit Üsteğmen Bozkurt’un cesedinin bu mağarada olduğunu söylemesi üzerine her türlü hazırlık yapıldı. Hatta, mağaraya giriş-çıkış olmasın diye hemen yakınına yürüme mesafesi 5 dakika uzaklıkta olan üs bölgesi oluşturuldu.
Kadın teröristin ihbarından sonra sürekli gözetim altında tutulan mağarada, 2022’de şehit düşen ve naaşına o günden bu yana ulaşılamayan teğmenin cesedinin bulunabileceği umuduyla, kapatılan mağara kapılarından birisi patlatıldı ve oradan giriş yapıldı. Mağarada arama-tarama yapılmaya başlandı. Arama tarama operasyonu 2 gün sürdü. Ancak, teğmenin naaşı da, suç unsuru olabilecek bir malzeme de bulunmadı.
“Ranzalar, yatak, yorgan, tıbbi malzemeler bulundu”
Üçüncü gün aramalara devam edildi. Bu kez arama bölgesinde ranzalar, yatak, yorgan, tıbbi malzemeler bulundu. Hepsi yerindeymiş. Oradan demir kapıyla kapatılmış bir bölüm bulundu. Kapıyı, tüm zorlamalara rağmen açmak mümkün olmadı. Açılması için kapının girişine patlayıcı madde yerleştirildi. Patlama sonucu demir kapı kırıldı. İçeriye, maskeleri de olan ve biraz sonra şehit düşeceği aklımızdan bile geçmeyen arkadaşlarımız iki tim halinde girdi. İçeriye girmelerinden sonra timlerde haber alınamıyor.”
“Girenler oradan bir daha çıkamıyor”
“Kapıda bekleyen subay, içeriye bakması için bir uzman çavuşu gönderdi. O uzman çavuştan da haber alamayınca ikinci uzman çavuş içeriye giriyor. İçeri karanlık olduğu için ne olduğunu başta anlamıyor. Ayağı kendisinden önce giren arkadaşının cesedine çarpıyor. Hemen oradan ayrılıyor. Boğazında yanma başlıyor. Nefes nefese üsteğmenin yanına gidiyor. Arkadaşının yerde yattığını belirtiyor. Askerlerden girenler oradan bir daha çıkamıyor.
Üsteğmen, bazı makamları arıyor, durumu bildiriyor. İstisnai, öngörülemez ve olağandışı bir durum yaşanıyor. Bu sırada Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığından, Zonguldak kömür madeni işletmeleri tahlisiye ekibinden destek isteniyor. Bu işler çok hızlı bir biçimde yapılıyordu.”
“Çıkarılanların ağzından burnundan kan fışkırıyordu”
“AFAD ve tahlisiye ekipleri maskeleriyle, özel kıyafetleriyle içeriye girmelerine rağmen, içeride en fazla 10 dakika kalabiliyorlardı. Çıkarılanların ağzından burnundan kan fışkırıyordu. Ancak yarım saat dinlendikten sonra kendilerine gelebiliyorlardı. Bu şekilde yaklaşık 4 saat süren çalışma sonucu içeriden önce dört şehit çıkarıldı. Cesetler çok zor koşullarda çıkarılıyordu. Bazıları henüz vefat etmemişti. Onlardan kendilerinden geçmiş vaziyette kurtarılan arkadaşlarımız oldu.
Daha sonra devam eden araştırmalarda, girilen yerin tıbbi malzeme deposu olduğu anlaşıldı. Burada ilaçlar, serumlar, değişik kimyasal ürünler, tıbbi malzemelerle dolu olduğu anlaşıldı. Sonuç olarak tıbbi malzeme odasında askerlerimiz şehit oldu. Sağ olarak kurtarılanlardan bazıları da hastanede vefat etti.”