Cumhuriyet Halk Partisi, partinin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hapse atıldığı 19 Marttan beri çok hareketli. İlk günler boyunca İstanbul’da Saraçhane Meydanında mitingler düzenleyen CHP lideri Özgür Özel daha sonra her hafta bir başka kentte ve İstanbul’un bir ilçesinde miting düzenlemeye başlamıştı. Ama geride kalan hafta CHP’nin en hareketli haftalarından biri oldu, çünkü geçen hafta sonu partinin Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Kayalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere gözaltına alındı. Bunlarda Kayalar ve Böcek tutuklanıp cezaevine gönderildi, Tutdere ise ev hapsinde. Her üç başkan da görevden uzaklaştırıldı.
Böyle olunca CHP önce Adana ve Antalya’da, ardından da Malatya ve Adıyaman’da mitinglerle “Halk iradesine sahip çıkıyor” dedi. Bütün mitingler oldukça canlı ve kalabalıktı.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlatılan “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin bugünkü durağı görevden uzaklaştırılan Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere için Adıyaman oldu.
Mitingde her zaman olduğu gibi önce halen cezaevinde bulunan CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mesajı okundu. Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin ev hapsi verilerek görevinden alınmasına tepki gösteren İmamoğlu, “Bu yapılan sadece hukuka değil, sizin iradenize yapılan bir darbedir. 19 Mart’tan bu yana yaşananların hukukla, yargıyla ilgisi olmadığını, milletin iradesine kumpas olduğunu haykırıp duruyoruz. Bir şehir kendi kaderini belirlemesin diye atılan her adım, bu millete karşı işlenmiş bir suçtur. Ama unutmasınlar: Bu millet susmaz, razı olmaz. Hele Adıyaman gibi onurlu şehirler, asla boyun eğmez! Bugün burada, yalnızca Abdurrahman Başkan için değil; bu ülkenin onurlu geleceği için ses veriyorsunuz. Bu sesi bastırmak isteyenlere söylüyorum: Milletin iradesine kumpas kuranlar, yargıyı siyasi sopa haline getirenler, günü geldiğinde halkın vicdanında mahkûm olur” dedi.
“Bu memlekete yeniden adalet, refah ve özgürlük getireceğiz”
“Hiç umutsuzluğa kapılmayın” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Evet, onlar zulümlerini büyütüyor ama biz de meydan meydan, şehir şehir büyüyoruz. Dayanışmamız, mücadelemiz her geçen gün daha da büyüyor. Her geçen gün, bu hukuksuz düzenin sonuna biraz daha yaklaşıyoruz. Bu şehir de bu ülke de yeniden ayağa kalkacak. Hepinizin emeğiyle, iradesiyle, mücadelesiyle yükselecek. Abdurrahman Başkan’a da selam ve dayanışmamı gönderiyorum. O, yalnız değil. Siz, yalnız değilsiniz. Biz, hep birlikteyiz. Bir, birlikte Türkiye’yiz. Ve hep birlikte, bu memlekete yeniden adalet, refah ve özgürlük getireceğiz. İşte o zaman her şey çok güzel olacak.”
İmamoğlu: Her şey çok güzel olacak!
İmamoğlu’nun Silivri’deki hücresinden Adıyaman’a yolladığı mektubu, CHP Adıyaman İl Başkanı Engin Doğan okudu. İmamoğlu, Doğan tarafından okunan mektubunda şunları söyledi:
“Adıyaman’ın haksızlığa sessiz ama derin bir isyanla direnen, vakur insanlarını yürekten selamlıyorum. Bu meydanı dolduran her biriniz, bağrınızdan çıkan Abdurrahman Başkan’la dayanışmanın yanında, iradenize de sahip çıkıyorsunuz. Adaletsizliğe karşı dimdik duruyorsunuz. Ben de burada, Silivri zindanından sizlerle aynı duyguyu taşıyor, aynı sözü veriyorum: Bu memleketi karanlığa teslim etmeyeceğiz. Adıyaman, bu ülkenin en kadim şehirlerinden biri. Acıyı, sahipsizliği kadar umudun da ne olduğunu en iyi bilen yerlerden biri. 6 Şubat sabahı yaşadığınız yıkımı, sizler gibi, tüm Türkiye gibi ben de unutmadım. Ama ne yazık ki, unutmaması gerekenler, daha ilk günden unuttu. Aradan neredeyse 30 ay geçti, halen yaraların tam anlamıyla sarılmadığını biliyoruz. Adıyaman’da gençler için, çocuklar için, kadınlar için henüz kalıcı bir gelecek kurulmadı. İşte tam da bu yüzden, sizlerin oylarıyla göreve gelen belediye başkanınız Abdurrahman Tutdere, bu boşluğu kapatmak, çocuğundan yaşlısına bütün Adıyaman için var gücüyle çalışıyordu. Şimdi o iradeye ev hapsiyle zincir vuruldu. Adıyaman’ın iradesine ipotek koymayı hedeflediler.
Sevgili kardeşlerim; bu yapılan sadece hukuka değil, sizin iradenize yapılan bir darbedir. 19 Mart’tan bu yana yaşananların hukukla, yargıyla ilgisi olmadığını, milletin iradesine kumpas olduğunu haykırıp duruyoruz. Bir şehir kendi kaderini belirlemesin diye atılan her adım, bu millete karşı işlenmiş bir suçtur. Ama unutmasınlar: Bu millet susmaz, razı olmaz. Hele Adıyaman gibi onurlu şehirler, asla boyun eğmez! Bugün burada, yalnızca Abdurrahman Başkan için değil; bu ülkenin onurlu geleceği için ses veriyorsunuz. Bu sesi bastırmak isteyenlere söylüyorum: Milletin iradesine kumpas kuranlar, yargıyı siyasi sopa haline getirenler, günü geldiğinde halkın vicdanında mahkûm olur. Bir yıl önce, sıcak bir ağustos günü Türkiye Belediyeler Birliği olarak yanınızdaydık. Çarşıda, pazarda sizlerle selamlaştık. Bizi dualarından düşürmeyen Hanım Can Teyzemizin evine konuk olduk. Bugün de inancımla, sevgimle aranızdayım. Bizi zindana da koysalar, bu millete olan sevgimi ve milletin gönlündeki yerimi yok edemezler. Dört duvar arasında yazıyorum ama ruhum özgür, mücadele azmimde gram eksilme yok. Çünkü bu milletle yürüdüğümü biliyorum. O yüzden kendimi millete, sizlere emanet ettim.
Sevgili Adıyamanlı kardeşlerim; hiç umutsuzluğa kapılmayın. Evet, onlar zulümlerini büyütüyor ama biz de meydan meydan, şehir şehir büyüyoruz. Dayanışmamız, mücadelemiz her geçen gün daha da büyüyor. Her geçen gün, bu hukuksuz düzenin sonuna biraz daha yaklaşıyoruz. Bu şehir de bu ülke de yeniden ayağa kalkacak. Hepinizin emeğiyle, iradesiyle, mücadelesiyle yükselecek. Abdurrahman Başkan’a da selam ve dayanışmamı gönderiyorum. O, yalnız değil. Siz, yalnız değilsiniz. Biz, hep birlikteyiz. Bir, birlikte Türkiye’yiz. Ve hep birlikte, bu memlekete yeniden adalet, refah ve özgürlük getireceğiz. İşte o zaman her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak! Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”
Özgür Özel kürsüde
İmamoğlu’nun mesajının okunmasının ardından CHP lideri Özgür Özel kürsüye geldi. Özel’in konuşmalarından satır başları şu şekilde:
“Biraz önce Abdurrahman’ın evindeydim. Bir amcam onu görmeye gelmiş. Adıyaman’a geldin öyle mi? Böyle olmaz deyip bunu verdi. Acıyı da umudu da en derinden yaşayan Adıyaman hepinizi selamlıyorum. 6 Şubat depreminde ilk haberi Adıyaman’dan aldık. Adıyaman valisi karşıda bir apartman var o yıkılmış diyordu. İnşallah bir apartmandır dedik. Bir duyduk ki en çok kaybın yaşandığı Adıyaman’da deprem boyunca iki ay bölgede kaldık. Benim bugün burada olma sebebim, ablasını eniştesini elleriyle enkazdan çıkarıp, taziye bile almadan Adıyaman’da diğer enkazlarının başına koşan Abdurrahman Tutdere için buradayız.
“Türk analar da mezar başında ağıt yakarken Abdurrahman dedi”
Memnuniyet anketinde baktık, yüzde 67 ile kendi kapsamındaki belediyelerde en yüksek memnuniyet oranında ikinci sırada. Ve şehir ondan razı, bütün anketler gösteriyor ki bir dahaki sefer Abdurrahman Tutdere, Türkiye rekoruyla bir daha kazanacak Adıyaman’ı.
“Cadı kazanı gibi birbirlerinin kuyusunu kazıyorlar”
Adıyaman’ın gözünün içine bakarak söylüyorum; Ekrem Başkan’ın da, Abdurrahman Başkan’ın da sonuna kadar arkasındayız. Namusumuz kadar kefiliz onlara. Ama bugün bir cenaze vardı. O cenazede Cumhurbaşkanı’nın oğluyla, Cumhurbaşkanı’nın şimdi yurtdışında kendisini Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etmekle görevlendirdiği büyükelçi, zamanın ‘bakara makaracı’ bakanı, cenazede bile birbirinin yüzüne bakmıyorlar. Siz birbirinin gözüne bakamayan, kuyusunu kazanların partisisiniz!
Şunu söyleyeyim. Bir iletişim başkanı vardı. Erdoğan’ı kızdırmış. Anadolu Ajansı elinizde TRT elinizde, devlet elinde ama 19 Mart’a adamlar darbe diyor ben yolsuzluk diyorum vatandaşın yüzde 25’i Erdoğan’a inanıyor. 75’i Özgür Özel’e. Şimdi onun yerine geçmek için RTÜK Başkanı neler yaptı bütün Ankara biliyor. Cadı kazanı gibi birbirlerinin kuyusunu kazıyorlar. Bir yandan tutsak olmasına rağmen Türkiye’nin geleceğini planlayan İmamoğlu, bir yanda birbirinin kuyusunu kazan tükenmiş AK Parti iktidarı var!
Bir şehrin belediye başkanının ayağına kelepçe takıp onu o şehirde evde tutmak, belediye gelmesine, sokağı gezmesine, hizmet etmesine engel olunması tam bir akıl tutulması!
“Kürtlerin iyisini istemek için DEM Partisi’ne ihtiyacı yok”
Bak Murat Kurum. Erdoğan 650 bin konut sözü verdi, geçen gün 250 bininci konut teslimi diye söyledin. Sözün yüzde 38’i tutulmuş. Adıyaman’da söz verilen konutların yüzde 42’si sadece teslim edilmiş. Konutu veriyorsun ama örneğin Gölbaşı’nda sordum, 450 konut teslim etmiş, 150’si geçmiş oturuyor, 300’ü oturmuyor. Çünkü henüz eksikler var. Bir yandan da kira yardımı kesiliyor, aidat başlıyor. Her şeye rağmen ‘verdim’ dedikleri bile Adıyaman’da yüzde 42. ‘Bir yılda herkes evine girecek’ diye oy alanlar 1 yılın değil, 2,5 yılın sonunda 100 depremzedenin 60’ını hâlâ konteynerde tutuyorlar, halen daha gurbette tutuyorlar.
Birbirimize ihtiyacımız var
Dün sayın Erdoğan çıktı, güya tarihi bir konuşma yaptı, tarihi bir gaflet yaptığını gösterdi. Yine ayrımcılık… Düne kadar DEM, DEM’liler, DEM’e selam verenler teröristi; şimdi ‘Biz, MHP, DEM anlaştık, birlikte yol yürüyeceğiz’ diyor. DEM Parti’nin kurumsal kimliğine bütün saygımla, CHP’nin Kürtler ile ilişki kurmak için ve Kürtler için iyisini istemek için DEM Partisi’ne ihtiyacı yok. DEM Parti’nin de Türkler ile ilişki kurmak için CHP’ye ihtiyacı yok. Ama Kürtlerin de bir arada olmak ve geleceği kurmak için birbirine ihtiyacı var, birbirimize ihtiyacımız var.
“AKP yeni bir dümenin peşinde”
Terör biterse, barış olursa, kardeşlik olursa kaçırmakta olduğumuz treni yakalayabiliriz. 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde Avrupa’nın bir parçası, Avrupa Birliği’nin tam üyesi olabiliriz. CHP, hem kalkınmak için, hem ülkenin gelişmesi için, doğru dış politika için, bir daha savaşlar olmaması için kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden, canı gönülden barışı istiyor, kardeşliği istiyor, omuz omuza bu ülkeyi kalkındırmak istiyoruz.
Birilerini şeytanlaştırıp, kendi arkanı kalabalıklaştırma işi bitti. Erdoğan diyor ki biz üçümüz birlikteyiz. Orada bir siyasi birliktelik yok. Ama Erdoğan kendisini yalnız hissediyor. Yaşlandı yönetemiyor. Ahlaki üstünlük bizde. Çoğunluk enerjisi bizde. O yüzden AKP yeni bir dümenin peşinde. Biz Türküyle Kürdüyle hep birlikteyiz. Biz kazanacağız. AKP’li gençlere de MHP’li gence de İYİ Partili gence de biz iş bulacağız. İş de bulacağız aş da vereceğiz yasaksız zengin bir Türkiye’yi hep birlikte kuracağız. Yüzde 29 ile kavgaya bel bağlayan yaşlı birine değil bu ülkeyi genç dinamik, bu ülkeyi özgürlüğe, medeniyete, zenginliğe kavuşturacak Atatürk’ün partisine sımsıkı sarılalım! Asla ama asla AKP’lileri itmiyoruz. MHP’lileri ayırmıyoruz. Hep birlikte olacağız. Tayyip Erdoğan istiyor diye onunla kavga etmeyeceğim.
Tayyip Erdoğan biraz daha iktidarını sürdürsün diye yeni ittifak görüntüsü vermek için tarihi bir fırsatı heba etmeye çalışıyor. İzin vermeyeceğim, izin vermeyeceğim! Göreceksiniz, millet kazanacak, halk kazanacak, sağduyu kazanacak. O istiyor diye bir adım geri atmam, o istiyor diye bir kelime eksik konuşmam, o istiyor diye bir santim eğilmem. Geri adım atarsam ülkeyi 100 yıl geriye götürecek. Kendince kuracağı sistemle vatandaşlık olgusunu zedeleyecek. Eğer ben, bir kelime eksik konuşursam bu milleti susturacak, bir santim eğilirsem bu millete diz çöktürecek. Bu millet yedi düvele diz çökmedi Tayyip Erdoğan, sana da diz çökmeyecek.”