Gazeteci Fatih Altaylı’nın tutuklanma kararında makalesine atıf yapılan Prof. Dr. Zeki Hafızoğulları, “Makalemde bir gazetecinin mahkûm olmasına ve yargılanmasına neden olacak bir fikrim yok benim. İddianameyi yazan benim makalemi kendi düşüncesine uydurmaya çalışmış. Savcı bey kendisini haklı göstermek için bizim makalemize gönderme yapmış. İşin kolayına kaçmış yani” dedi.
Gazeteci Fatih Altaylı hakkında Youtube yayınındaki sözleri nedeniyle “Cumhurbaşkanını tehdit” suçundan 5 yıldan az olmamak şartıyla hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “müşteki” olarak yer aldı. İddianamede Altaylı’nın, “Cumhurbaşkanı’nın hayatına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle tehdit suçu işlediği” iddia edildi.
Atıf yapılan makale
Altaylı’nın tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk yazısında olduğu gibi iddianamede de Ankara Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan “Prof. Dr. Nevzat Toroslu’ya Armağan” kitabındaki Prof. Dr. Zeki Hafızoğulları ile Ar. Gör. Özgür Küçüktaşdemir’in birlikte kaleme aldığı makaleye atıf yapıldı.
Makalenin “Doktrinde, kasıtlı yaralama dâhil, şahsi hürriyetten, haberleşme hürriyetine, kişi hürriyetinden yoksun bırakmadan, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan konut dokunulmazlığına kadar suçların, hatta tehdit suçunun fiili saldırı kavramına dâhil olduğu ifade edilmektedir” şeklindeki kısmına iddianamede de yer verildi.
”Altaylı’nın beyanları olsa olsa imadır”
BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre, makalenin yazarı Prof. Dr. Zeki Hafızoğulları, “Altaylı’nın tutuklanmasına dayanak olarak gösterilen makaledeki fikir bize ait değil. Prof. Dr. Faruk Erem’in fikri ve o madde çok tartışmalı… Altaylı’nın beyanları ceza hukukunda fiildir. Biz ceza hukukunda böyle tanımlarız. Beyan şeklindeki fiil tehdit suçunu oluşturur mu? Yoksa oluşturamaz mı? Bu kısım tartışılıyor. Altaylı’nın beyanları olsa olsa imadır ve ima ile tehdit suçu işlenemez” dedi.
”İddianameyi yazan benim makalemi kendi düşüncesine uydurmaya çalışmış”
“Makalemizde Faruk Erem’in ‘tehdit suçuna girer’ dediği yer bulunuyor ama biz böyle bir fikirde bulunmamışız” diyen Hafızoğulları sözlerine şöyle devam etti:
“Burada Cumhurbaşkanı’na tehdit suçu oluşmamıştır. Çünkü suçun maddi unsuru yoktur. Basının eleştiri hakkı vardır ve bu da bir eleştiridir. Altaylı, Cumhurbaşkanı’nı değil bir olguyu eleştiriyor. Mahkeme, cumhuriyet savcısının yazdığı iddianameyi kabul ederse yargılama başlayacak. Hakim ‘tehdit suçu ima ile işlenemez’ derse Altaylı beraat eder. Ancak ‘İma ile suç işlenmiştir’ derse Altaylı mahkûm olur. Ancak bu olacak iş değildir. Bana göre, ceza hukuku bakımından bu işlenemez suçtur… Makalemde bir gazetecinin mahkûm olmasına ve yargılanmasın neden olacak bir fikrim yok benim. O makalede Faruk Erem’in doktirinini eleştiriyoruz. İddianameyi yazan benim makalemi kendi düşüncesine uydurmaya çalışmış. Savcı bey kendisini haklı göstermek için bizim makalemize gönderme yapmış. İşin kolayına kaçmış yani…”