Hayatta bazı insanlar vardır… Size yalnızca kendilerini değil, ailelerini de sevdirirler. Begüm Öztap işte tam da o nadir rastlanan insanlardan biri. Cocomaje Kliniğimizin ilk günlerinden beri yanımızda olan, zarafetiyle gönlümüzde taht kurmuş Güldehan Öztap’ın kızı Begüm, ama sadece bir “kız” değil; bir ailenin görgüsünü, vakur tavrını, zarafetini en güzel haliyle taşıyan bir genç kadın.

Begüm’ün bendeki yeri özeldir. Onu tanıyan herkes bilir; hatır bilir, gönül bilir. Randevusuna beş dakika geç kalsa ne yapacağını şaşırır. Bu zamanda hele onun yaş grubunda bu denli vakur ve düşünceli bir tavırla karşılaşmak neredeyse imkânsız. Üslubu, zarifçe giydiği bir elbise gibidir; sade ama etkileyici.

Bir öğleden sonra telefonum çaldı. Tanıyan bilir, sesi adeta kanat çırpar gibi çırpınan Güldehan Hanım telefondaydı.

“Aslı,” dedi, “Begüm’le seninle bir görüşmemiz lazım.”

Tatlı bir merak sardı içimi. “Tabii, görüşelim… ama konu ne?” dedim.

Ertesi akşam saat 18.00’e Cocomaje’de randevulaştık. O gün klinikte yoğunluk vardı ama biz klinik kafemizin köşesinde buluşmakta mutabık kaldık. O köşe benim için özeldir; nice dostluğa, projeye ve yeni başlangıca şahitlik etmiştir. Bu buluşma da unutulmazlardan biri oldu.

Saat tam 18.00’de geldiler. Güldehan Hanım ve Begüm… Her zamanki şıklıkları, dakiklikleri ve tebessümleriyle oturdular. Daha kahvelerimiz bile gelmeden, Güldehan Hanım heyecanla söze girdi:

“Aslıcım, Begüm güzellik merkezi açmak istiyor. Hatta yer bile tuttu.”

Begüm’ün gözlerine baktım… Işıl ışıl bir heyecan ve arkasında sağlam bir kararlılık gördüm. Daha ben “Harika!” bile diyemeden çantasından çizimleri, notları, ilham panosunu çıkardı. Her şey düşünülmüş, planlanmış, özümsenmişti. Anladım ki bu bir hayal değil, neredeyse gerçekleşmiş bir vizyondu.

Glowika ismini o gün ilk kez duydum. Anlamını, hikâyesini, dokusunu, kurgusunu anlattı. Kendi iç mimarlık geçmişini, estetik anlayışını ve kadının ruhuna iyi gelecek olan mekân duygusunu bu yeni güzellik merkezine nasıl aktaracağını tek tek anlattı. Her cümlesinde özen, her kelimesinde niyet vardı.

Begüm tadilat işinin ustasıydı, iç mimarlık onun uzmanlık alanıydı. Ama güzellik sektörü deneyimime duyduğu güvenle, benden zarifçe destek istedi.

Kurulum aşamasında, cihaz seçiminden, ürün seçimine, personel işe alımından, sistem danışmanlığına kadar elimden ne geldiyse yapmaya çalıştım. Çünkü karşımdaki genç kadın, hayatımda gördüğüm en çalışkan, en disiplinli, yaptığı işin her detayını öğrenmeye iştahla yaklaşan biriydi.

Begüm’ü takdir etmemek mümkün değil.

Her daim yanında oldum, yanında olmaya da devam edeceğim. Çünkü onun çıktığı bu yolun nereye gideceğini, ne kadar büyüyeceğini çok iyi biliyorum.

Bugün, sadece 1,5 yıl içinde yaptığı şahane işlere tanıklık etmekten onur duyuyorum. Ve biliyorum ki bu sadece bir başlangıç.

Begüm, etik değerlere kıymet veren, kullandığı cihazların, sistemlerin hatta kendi merkezinde bulunmayan uygulamaların bile ne işe yaradığını ekibinden daha iyi bilen bir işletme sahibi. Bu sektörde nadir rastlanan bir bakışa, meraka ve sahiplenişe sahip.

Şimdi Glowika’nın kapıları açık. Ama orada sunulan yalnızca bir güzellik hizmeti değil…
Orada zarafet var, özen var, bilgi var, görgü var.

Ve o ruhun adı da: Begüm.