Regl takvimi bitince gençlik de bitiyor mu?

Artık doğuramıyor olmak, kadın olmayı eksiltiyor mu?

Menopoz, bir son mu?

Aslında bu soruların hiçbiri bizim iç sesimiz değil. Yıllardır dışarıdan bize fısıldanan, görünmeyen ama güçlü toplumsal kodlar bunlar. Oysa gerçek şu:

Menopoz, bir eksilme değil. Bir dönüşüm.

Kadınlar neden menopozdan korkuyor biliyor musunuz?

Çünkü bir dönemin kapandığını değil, kendilerinin geçersiz sayılacağını zannediyorlar.

Gençlik = Regl mi?

Uzun yıllar boyunca kadınlık regl üzerinden tanımlandı. “Ayda bir olması normaldir”, “olmazsa yaşlanmış sayılırsın”, “erken olursa ürkütücüdür”, “geç olursa gençlik uzar” gibi… Oysa regl, sadece bir biyolojik süreçtir. Ne başlamak kadınlığı başlatır, ne bitmek onu sonlandırır.

Menopoz geldiğinde değişen hormon dengesi, bedende bazı değişiklikler yaratabilir evet. Ama bu bir “bozulma” değil, bedenin yeni ritmine geçişidir. Tıpkı bahar sonrası gelen yaz gibi… Farklı, ama kendi içinde güçlü.

Hormon Replasmanı mı? Olabilir, Olmayabilir

Bu noktada tıp dünyası da ikiye bölünmüş durumda. Kimi uzman hormon tedavisini savunurken, kimisi uzak durulmasını öneriyor. Doğru cevap tek değil; çünkü her kadının bedeni başka bir kitap. Hangi sayfanın açılacağını da sadece kadın ve onun güven duyduğu doktoru birlikte belirleyebilir.

Ama şurası kesin: Menopoz, bir tedavi edilmesi gereken hastalık değil. Sadece bazen desteklenmesi gereken bir geçiş süreci.

Aynaya Bakınca Hâlâ Sen Varsın

Bazı kadınlar menopozla birlikte kendilerini aynada tanıyamamaktan korkuyor. Ama asıl mesele şu: Aynada hala bakan kişi sen’sin.
Regl bitince aynadaki yansıman değişmiyor, sadece belki içinden konuşma biçimin değişiyor. Daha sakin, daha derin, daha seçici bir kadın çıkıyor ortaya.

Ve çoğu zaman bu dönem, kadının kendini ilk kez sadece kendisi için dinlemeye başladığı bir süreç oluyor.

Çocuklar büyümüş, iş oturmuş, hayat yavaşlamış… Artık kendi sesin duyuluyor.

İşte menopoz, bu sessizlikte gelen içsel güçtür.

Menopoz Korkusu Yerine Menopoz Bilgeliği

Kadın olmak yalnızca doğurganlıkla tanımlanamaz.

Kadınlık; hissetmekte, yön vermekte, sevmekte, sezmekte, yaş almakta…

Beden değişse de sezgiler değişmez. Hatta güçlenir.

Belki artık adet çantası taşımıyorsun ama başka bir çantanın içinde başka bir kadınsın: Daha yumuşak, daha net, daha kendine sadık.

Menopoz; bir bitiş değil, başka bir bedenle, başka bir kalple yaşama yeniden dokunma şeklidir.

Korkulacak bir şey değil.

Aksine, farkındalıkla yaşandığında kadının en aydınlık dönemlerinden biri olabilir.

Sadece hatırla:

Kırmızı takvim bitti diye sen bitmiyorsun.

Sen başlıyorsun.