Olay, önceki Pazartesi, Paris’te “Espace Niemeyer” denilen binada başladı.
Burası Brezilya’nın yetiştirdiği en büyük mimar olarak kabul edilen Oscar Niemeyer’in tasarladığı bir bina.
Bu bina benim hayatımda da önemli bir yere sahiptir.
Çünkü 1971 yılından itibaren orası Fransız Komunist Partisi’nin genel merkezi olarak kullanılıyordu.
Genç bir solcu olarak o binaya epey girmiş çıkmışlığım vardır.
Komünist Parti’nin efsane genel başkanı George Marchais ile orada karşılaşmıştım.
Yeni Marvel filminin tanıtım toplantısındaki bıyıklı erkek
O binanın bir bölümü büyük toplantılar, sanat etkinlikleri ve moda şovları için de kullanılır.
Üç hafta önce işte o binada Disney/Marvel’in yeni filminin tanıtım toplantısı vardı.
“The Fantastic Four: First Steps” filminin oyuncuları da oradaydı.
Ama bütün gözler, o filmin bir oyuncusunun üzerindeydi:
Pedro Pascal’ın…
Fransa’ya gelişi olay olmuştu.
Çünkü Pedro Pascal bütün dünyada en çok tartışılan erkek oldu.
2 yıl önce fark edip yazdığın yazının başlığı şöyleydi
Burada bir parantez açıp şunu söyleyeceğim.
Ben Pedro Pascal’ın bu noktaya geleceğini daha 2 yıl önce gördüm ve bir yazı yazdım.
Yazımın başlığı şöyleydi:
“Maskülen erkeğin tanımı değişiyor; hem de fena değişiyor…”
O yazıda şu bilgileri vermiştim:
Hollywood’un 1970 efsane kadrosunun yeni kuşağı
Onun için “1970’lerde Hollywood’un yeniden yükselişini sağlayan Robert de Niro, Al Pacino, Jack Nicholson, Denis Hopper gibi aktörlerin 2000 kuşağı deniyor…
Adı artık George Clooney ve Brad Pitt’lerle aynı hizada…
Bradley Cooper onun için “Hollywood’un yeni Clint Eastwood’u” diyor.
Onu hem kadınlar çok seviyor, hem erkekler.
Daha da tuhafı hem kadınlar seksi buluyor hem erkekler.
O yazıda şunu sormuştum:
Öyleyse nedir bizleri ona bağlayan o duygu?
Yeni maskülen erkeği hem kadınlar sevdi hem erkekler
Nedir, Games of Thrones’daki Biseksüel Oberyn Martell karakteri oynayan Pedro Pascal’ı, hem kadınların hem erkeklerin gözünde böylesine büyüleyici kılan?
Narcos’daki biraz pejmürde uyuşturucu ajanı Javier Pena gibi “Karanlık ama güven verici” maço yanı mı…
Yoksa Last of Us’daki yine “Karanlık ama kızını kollayıcı baba mı…”
Bugünün psikolojisi içinde kesin teşhis koyabilmek zor…
Bir yandan yükselen “Maskülen erkekliğin” en büyük sembollerinden biri olarak görülüyor..
Bir yandan, hakkında gay olduğuna dair binlerce yazı var.
21. yüzyılın yeni masküleni dolaptan çıkamamış bir gay mi?
Hakkında gay olduğu konusunda pek çok yazı var ama bugüne kadar gay olup olmadığı konusunda ağzından çıkan tek cümle şu oldu:
“Cinselliğim özünde tanımlamama gerek olmayan bir parçam.”
LGBT terminolojisi ile söylersek “Dolaptan çıkmamış bir gay karakter…”
Kadınların gözdesi ama gerçek hayatta yanında bir kız arkadaş veya kadın görmüyoruz.
Kardeşi “Transeksüel” olmaya karar verdiğinde en büyük destekçisi ve hayatı boyunca onu koruyan bir abisi haline geliyor.
Instagram hesabı da karışık.
Sık sık LGBT renkleri ve mesajları yayınlıyor.
Ferzan Özpetek’in erkek oyuncusunun arkadaşı
Aynı hesapta sık sık Sebastiano Mauri’nin kitaplarını tanıtıyor.
Sebastiano Mauri kim?
Gay olduğu açıkça bilinen bir yazar.
Ferzan Özpetek’in “Bir Ömür Yetmez” (Saturno Contro) filminde oynayan İtalyan aktör ve yazar Filippo Timi ile gay evliliği yapmış.
O yazının üzerinden iki yıl geçti.
Ama profilindeki bütün bu sorular onu “Yeni maskülen erkeğin sembolü” tahtından indiremiyor.
İki yıl önce durum böyleydi.
İki yıl sonra Komünist Parti binasındaki dokunuşlar
Ama Paris’teki Komünist Parti binasında yapılan o tanıtım toplantısından sonra şimdi onun bir başka özelliği tartışılıyor:
“Pedro Pascal dokunuşu…”
Tartışmayı başlatan da; o tanıtım sırasında Pedro Pascal’ın, hamile ve nişanlı olan filmdeki kadın oyuncu Vanessa Kirby’e gösterdiği fiziksel yakınlık…
Tanıtım boyunca elini tuttu, koluna dokundu…
En önemlisi de hamile olan rol arkadaşının karnını okşadı.
Sosyal medyada “Pedro Pascal dokunuşu” doğuyor
Bu görüntüler bir anda sosyal medyaya yansıdı ve Pedro Pascal “çok dokunan” biri olarak tanımlandı. .
Ne anlama geliyordu, cinselliğini tanımlamaya ihtiyaç duymayan bu erkeğin kadın rol arkadaşına dokunuşları?
Bazı çevreler bu samimi jestleri “tuhaf” hatta “rahatsız edici” buldu.
Başka bazılarına göre ise bu davranışları sahiciydi ve “saygı ve ortak kaygıyı yönetme biçimi olarak” değerlendirilmeliydi.
Bu dokunuşlar ‘Hot girl anxiety’ olabilir mi?
Pedro Pascal ise bunu tamamen psikolojik bir açıdan izah ediyor:
Sosyal ya da halka açık ortamlarda büyük bir anksiyete (kaygı) yaşadığını, bunu böyle fiziksel dokunuşla hafifletmeye çalıştığını söylüyor.
Bu dokunuşlar, onun rahatlamasını ve kendisini “yerinde” hissetmesini sağlıyormuş.
Filmdeki kadın rol arkadaşı Vanessa Kirby ile yaşadığı bu dokunuşları bazı psikologlar tarafından onun “hot girl anxiety” (çekici kadınlarla yaşadığı anksiyete) olarak tarif ediliyor.
Kadın rol arkadaşı: Beni rahatlatmak istedi
Peki rol arkadaşı Vanessa Kirby bu “Pedro Pascal dokunuşları” hakkında ne düşünüyor?
San Diego’da yapılan Comic-Con Fuarında verdiği bir röportajda bu dokunuşları şöyle açıklamıştı:
“İkimiz de inanılmaz gergindik… O beni rahatlatmak istedi. Çok anlamlı bir jestti ve ben de onun elini sıkıca tuttum.”
Kirby’nin bu açıklamaları, Bu “Pedro Pascal dokunuşlarının” karşılıklı rıza ve arkadaşlık temelli olduğunu ortalya koyuyor.
Bu durumda bize söyleyecek bir şey kalmıyor.
İnsanların sevgi ilişkilerinde üçüncü bir bölgeye ihtiyaçları var
Ancak benim ek bir yorumum var.
Artık 78 yaşıma geldim. Hayat uzun bir ilişkiler zinciri…
Bu zincirde kadınlar ve erkekler sevgi ilişkilerinde genellikle iki tür biliyorlar.
Arkadaş ilişkisi…
Veya eş/sevgili/partner ilişkisi.
Oysa 21’inci Yüzyılın yeni psikolojisi, insanların sanki üçüncü türden yeni bir ilişki bölgesi açması gerektiğini anlatmaya başlıyor…
Arkadaşlıktan ileri, sevgililikten ve eşlikten bir veya iki tık geri, yeni bir ilişki bölgesi bu..
Belki “Arkadaşlıktan ileri, cinselliğin fiziki sınırını geçmeyen bir bölge”…
Bu yeni bölgenin ilk işareti bıyıklı bir erkekten geliyor
Cinselliğini tanımlama ihtiyacı duymayan “Pedro Pascal dokunuşu” bani işte bu yeni alanı iskana açan bir duygu ve davranış gibi göründü.
Bu yeni ilişki coğrafyasını hem erkeklerin, hem kadınların çok çekici bulduğu hem de bıyıkları olan bir erkekten gelmesi bence bu işin cazibesini daha da arttırıyor.
Esquire dergisi belki de o yüzden onu “tehlikeli bir cazibe” olarak tarif ediyor.
21. yüzyılın maskülenlik tarifi ve portresi de değişiyor
Komünist Parti binasında patlayan bu tartışma eminim 21’nci Yüzyılın maskülenlik tarifine de önemli yorumlar getirecek.
Pedro Pascal’ın sevdiği ilk şarkı, Billy Idol’ın “White Wedding’iymiş.”
Satın aldığı ilk albüm, Paul Simon’ın “Graceland’ı olmuş.”
Prince’in ölüm haberiyle doğan Pedro Pascal sarılışı
Cenazesinde çalınmasını istediği şarkı ise Prince’in “Purple Rain’iymiş.”
“Prince’in öldüğünü Londra’da bir otel odasında öğrendim” diyor.
“Ağlamaya başladım. Room Servisi aradım. Servis görevlisi geldiğinde beni ağlarken gördü. Birbirimize sarıldık…”
Demek ki “Pedro Pascal dokunuşunun yanında bir “Pedro Pascal sarılışı” varmış.
Öyle anlaşılıyor ki, 21’in Yüzyıl nesillerinin üzerine mor yağmurlar yağarken, arkadaşlıktan sevgililiğe doğru giden ilişki coğrafyamızda “Pedro Pascal dokunuşlarına da” yer açma zamanı yaklaşıyor.