Geçen hafta sormuştuk: “Öpücük kamerası mı, ahlak kamerası mı?”

Bu hafta ise sorumuz daha da fantastik: Bir teknoloji şirketinin kriz yönetimi için gerçekten Gwyneth Paltrow’a mı ihtiyacı vardı? Cevap: Evet. Hem de tam olarak ona.

Astronomer adlı veri otomasyonu şirketi, Coldplay konserinde yaşanan o meşhur “kiss cam” skandalının ardından CEO’sunu ve İK Direktörü’nü kaybetti. Ama boşluğu öyle biriyle doldurdu ki…

Gwyneth Paltrow’un ta kendisi ile. Chris Martin’in (Skandalın merkezindeki konserin solistinin) eski eşi.

Spiritüel yaşam gurusu.

Vajinal buhar temizliği öncüsü.

Ve artık bu teknoloji şirketinin skandal sonrası yüzü, yani “geçici sözcüsü.”

Aşkın en karmaşık hali mi bu? Yoksa tarihin en zekice PR manevrası mı?

Çünkü düşünün:Veri iş akışlarını optimize eden, dışarıdan bakıldığında gayet “ciddi” bir firma, aşk skandalıyla gündeme geliyor.Ve bu skandalın yaşandığı konserin solistiyle 13 yıl evli kalmış bir Oscar’lı oyuncu, şirket adına kameraların karşısına geçiyor. Bu, aşk üçgenlerinin “kurumsal kullanım kılavuzu” gibi bir şey.

Üstelik Gwyneth olayın teknik olarak dışında. Ama sosyal medya neyle ilgileniyor? “Acaba Chris’le hâlâ görüşüyorlar mı?” “Chris mi araya soktu onu?” “Bu bir intikam mı?”

Hiç kimse şunu demiyor: “Bu, bir şirketin kendini yeniden konumlandırma stratejisidir. Gayet zekice ve zamanlaması kusursuzdur.”

Aslında Gwyneth Paltrow’un seçimi sadece magazin kokan bir hamle değil; aksine, nokta atışı bir kriz yönetimi.

Kimdir Gwyneth? Oscar ödüllü, karizmatik ve güvenilir. Coldplay konseriyle duygusal bağ kuran geçmiş. Kendi markasını yöneten, dijital çağın iletişim diline hâkim biri. Ve en önemlisi: spiritüel temizlik, yenilenme, yeniden doğuş çağrışımıyla kriz sonrası “arınma” sürecine simgesel anlam yükleyebilecek bir figür.

Bu yüzden bir özür metni yayınlamak yerine, Gwyneth’in görünmesi daha çok işe yaradı. Magazinsel bir olayı sakinleştirmekle kalmadı, şirketi yeniden markalaştırdı. Linç dili “cool” dile döndü. Kriz değil, fırsat konuşulmaya başlandı.

Dünya çapında yayılan bir skandala yine dünya çapında tanınan bir yüzle cevap verildi. Çünkü artık krizler yerel değil. Ve itiraf edelim: Gwyneth, jenerasyonlar arası geçişkenliği, sosyal medya etkileşimini ve kültürel yankıyı aynı anda taşıyabilecek nadir isimlerden biri.

Sonuç? İnsanlar “Astronomer ne iş yapıyor?” diye sormaya başladı.

Skandal, satış konuşmasına dönüştü.

Şirket kriz mağduru olmaktan çıktı, zeki, eğlenceli ve kendine güvenen bir kuruma evrildi.

Ve en önemlisi: Sadece sadık müşteriler değil, konuya zerre ilgisi olmayan insanlar bile Astronomer’ın adını öğrendi.

Bu hikâye bize bir kez daha şunu hatırlatıyor: Artık aşk bile bir içerik formatı. Aldatmalar algoritmayla ölçülüyor. İlişkiler “etkileşim oranı” üzerinden değerlendiriliyor. Ayrılıklar, magazin diline sızıyor; ve bazen, kurumsal krizlere bile malzeme oluyor. Bu çağda aşk, yalnızca duygusal değil — verisel bir şey.

Kim kiminle ne yapmış değil artık mesele. Ne kadar konuşuldu? Kaç kez paylaşıldı? Trend oldu mu?

Ve kabul edelim, bu çağda CEO da, aşk da, veri akışı da… içerik üretim aracına dönüşmüş durumda.