Geçen gün Icrypex adlı kripto para borsasının patronu Gökalp İçer polis tarafından gözaltına alındı, dün de tutuklandı. Aslında İçer, 14 Temmuz günü de gözaltına alınmıştı ama o zaman serbest kalmıştı.

10Haber editörleri dahil medyanın önemli bölümü bu gözaltıyı siyasi bir operasyon olarak değerlendirdi. Çünkü İçer hem Fatih Altaylı’nın YouTube yayınlarının  önde gelen sponsoruydu hem de bir kaç kez muhalif OnlarTV adlı YouTube kanalına da destekçi olmuştu. Ayrıca hükümet taraftarı medyada bu İçer operasyonu çok ballandırılarak anlatılıyordu.

Ama kısa zamanda anlaşıldı ki bu operasyon aslında siyasi değil. Gökalp İçer, kendisi de polis ifadesinde söylüyor, kız arkadaşıyla birlikte bir torbacıdan 8 gram kokain almış, sonra bunu kullanmışlardı. Kız arladaşı fenalaşmış, Gökalp İçer ambulans çağırmış ve genç kadının hastaneye gitmesini sağlamıştı. Ama genç kadının durumu ağırlaşmıştı.

Daha o gece polis İçer’i gözaltına alıp sorgulamış, İçer de uyuşturucu kullandıklarını inkar etmemişti. Savcılık o gece onu serbest bıraktı ama daha sonra genç kadının durumu ağırlaşıp koma hali kötüye gitmeye başlayınca İçer yeniden gözaltına alındı ve dün de tutuklandı.

Bu, sonuçları acı olmakla birlikte sıradan bir uyuşturucu suçu, siyasi değil. Aksine İçer o genç kadının durumuna rağmen soruşturma dışı tutulsaydı garip olurdu.

Ama bizler bu soruşturmayı bile ilk anda siyasi bir operasyon gibi görebildik. Bunun sebebi, ülkede siyasetin haberi olmadan bir ucu uzaktan da olsa siyasete değen hiçbir soruşturmanın yapılmadığın dair yaygın inanç.

Elbette biz gazeteciler bu inancın tuzağına düşmeden, her olayı kendi gerçekleriyle değerlendirerek gazetecilik yapmalıyız ama yargımızla ilgili bu yaygın algı da ortada öylece duruyor işte.