İmamoğlu kızgın: Tıpkı Ergenekon gibi
29 Temmuz 2025

Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı 19 Mart sabahı gözaltına alındı, 23 Mart sabahı da tutuklandı. Aradan geçen 4 aydan fazla zamanda aynı soruşturma çerçevesinde yüzlerce insan soruşturma altına alındı, çok kişi tutuklandı, tutukluların bir bölümü itirafçı oldu, onların itirafları yeni yeni gözaltıları beraberinde getirdi. Ancak soruşturma hala tamamlanmadı ve dört ayı aşkın süredir hapiste olan İmamoğlu hakkında iddianame yazılıp bir dava açılmadı.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu bu duruma tepkili, bir an önce hakkındaki iddianamenin yazılmasını talep ediyor ve yaşadığı süreci de Ergenekon sürecine benzetiyor. 

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’li belediyelere yapılan operasyonlar hakkında açıklamalarda bulundu.

İmamoğlu paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Önce gizli tanıklarla iftiralar uyduruldu. O iftiralarla, ortada tek bir somut delil bile yokken, ben ve yol arkadaşlarım cezaevine konulduk.

Ardından yine hiçbir delile dayanmadan tutukluluğumuza yapılan itirazlar reddedildi. Bize karşı, tıpkı Ergenekon döneminde olduğu gibi zincirleme bir hukuksuzluk yürütüldü. Tek suçu benim çevremde bulunmak olan insanlar tutuklandı. Aileleriyle, işleriyle, sağlıklarıyla tehdit edildiler, ediliyorlar.

Soruşturma süreci, bir yargılama gibi değil, doğrudan cezalandırma amacıyla uzatıldı. İnsanlara adeta işkence etmek için organize edilmiş bir düzene dönüştü.

Oysa hukuk başka bir şeydir. Bakın, İzmir’de farklı bir örnek yaşanıyor. İddialardan bağımsız olarak söylüyorum; orada savcı işini yaptı. Soruşturmayı hızla tamamladı, iddianameyi geciktirmedi, gizli tanık oyunlarına başvurmadı. Şimdi yargılama başlayacak ve inanarak söylüyorum arkadaşlarımızın suçsuz oldukları ortaya çıkacak.

Biz adaleti yalnızca kendimiz için değil, herkes için talep ediyoruz. Yargılanmaktan, hesap vermekten asla kaçmadık; bugün de kaçmayız. Ama yargının bir siyasi silaha dönüşmesine, seçimleri şekillendirmek için kullanılmasına, hakimlerin ve savcıların iktidar memuru gibi davranmasına, insanların mahkemeye çıkmadan suçlu ilan edilmesine razı olamayız. Çünkü bu, adalet değil; cezalandırmayı yargıymış gibi sunan bir baskı rejimidir. Biz bu düzene boyun eğmeyeceğiz. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacak, adalet mutlaka kazanacak.”

ÇOK OKUNANLAR