Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ardından İngiltere Başbakanı Keir Starmer de dün İsrail’in ateşkese ve iki devletli çözüm öneren kalıcı barışa doğru adım atmaması halinde eylül ayında Bağımsız Filistin Devleti’ni tanıyacağını açıkladı.
Dikkat edin, Fransa ve İngiltere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri. Bu, İsrail’in Batılı müttefiklerini kaybetmekte ve hızla gerçek bir karar anına yaklaşmakta olduğuna dair çok önemli simgesel bir adım anlamına geliyor.
Binyamin Netanyahu elbette Fransa Cumhurbaşkanına nasıl kızdı ve onu tehdit ettiyse aynı şeyi İngiltere Başbakanına da yaptı. Kalıcı barıştan uzak durmaya, bırakın kalıcı barışı hiç değilse bir kısmını ilhak edip İsrail toprağına katmadan Gazze’de ateşkesten bile uzak duruyor.
Bunun sebebi ülkesinin stratejik güvenlik çıkarları falan değil. İsrail orayı geçeli, ülkesinin Hamas’a karşı güvenliğini güvenceye alalı, bu örgütü bir daha zor ayağa kalkacak bir hale getireli çok oluyor.
Netanyahu’nun ateşkesten ve barıştan uzak durmasının sebebi, iktidar ortakları ultra-ortodoks Yahudi partileri kaybetme, yani iktidarı kaybetme korkusu.
Kendini hazır hissettiğinde seçime gitmek istiyor ama o gün de bir türlü gelmiyor. Aksine ülkesindeki popülerliği barıştan uzak durduğu her gün biraz daha azalıyor. Daha fenası, ülkesinin uluslararası pozisyonunu ciddi tehlikeye sokuyor, hatta İsrail’in meşruiyetini daha önce hiç olmadığı kadar sorgulatıyor.