İstanbul’da inşaat şirketleri son dönemde büyük rant projelerine hız verdiler. Taşyapı İnşaat şirketi de Şişli’de dikmek istediği 40 katlı kule tartışması sürerken bu kez Etiler’e gözünü dikti. Şişli’deki kuleye karşı çıkan belediye başkanı Silivri’ye gönderildi ve kayyım atandı, kule inşaatı sürüyor.
Taşyapı’nın Etiler projesi 2013’e kadar uzanıyor. Taşyapı patronu Emrullah Turanlı o yıllarda Etiler’de Huzurevi’nin sosyal alanı olan yeşil alana göz dikiyor. Orası ağaçları, yeşillikleri, çocuk parkı ve basket sahası ile aynı zamanda depremde halkın toplanma bölgesi. Taşyapı’ya inşaat izni verilmiyor.
Turanlı dönemin şehircilik bakanı Erdoğan Bayraktar’dan otele izin koparmak için araya etkili isimleri sokuyor. Bu olay o dönemde telefon tapelerine kadar yansıyor. Sonuçta 2017’de otele ÇED izni kalkıyor. Otel inşaatı arada yasaklamalarla birkaç kez durdurulmasına rağmen sürüyor. Bölgedeki 5 kat kuralına rağmen, otel yeraltı 5 kat, yerüstü 8 kat, toplam 13 kat olarak yükseliyor.
Ancak Patron Turanlı’nın onca çabasına, hukuksuz ve fiili dayatmalarına rağmen, İstanbul İdare Mahkemesi 2021’de 260 esas ve 2024/6 kararlarıyla otelin planını iptal ediyor. Böylece otel ‘kaçak otel’ statüsüne düşüyor. Turanlı otele ruhsat alamıyor, işletemiyor. Otel halen hapishaneyi hatırlatan blok görüntüsüyle Etiler Toprakkale sokakta Huzurevi’nin hemen karşısında dikiliyor. Hukuk düzeni işlese yıkılması gereken bir ‘hayalet otel’ oluyor.
Oteli işletemeyen ve yıkılma ihtimalinden de korkan Taşyapı patronu Emrullah Turanlı’nın aklına bu kez parlak bir fikir geliyor. Otelin bulunduğu 1545 adadaki 12 apartmanı yıkmak ve oraya komple bir ‘turistik proje’ yapmak. Ankara’dan ‘konsept proje’ye onay alarak arada oteli de kurtarmak.
Taşyapı bunun için 2025’te harekete geçiyor. Bölgedeki apartmanlardan tek tek daireler satın alıyor. Böylece her apartmanda depreme karşı dayanıklığı ölçmek için karot aldırıp apartmanların yıkılmasına gidecek bir yolu açma sahip oluyor. Bölge apartmanları riskli yapı olmamasına rağmen çoğu 1970’li yıllarda yapıldığı için karot testinde beton kalitesinin yetersiz çıkacağı varsayılıyor.
Taşyapı bölge apartmanlarına bir sözleşme yolluyor. Sözleşmeye göre kat malikleri baştan arsa payının yüzde ellisini Taşyapı’ya devredecek. İnşaat minimum 4 yıl sürecek. Arada Taşyapı inşaatı taşerona devredip bırakıp gidebilecek. 4 yıl sonunda proje onaylanırsa, Taşyapı kat maliklerine kendi uygun gördüğü, Etiler veya başka herhangi bir bölgeden bugün sahip olduklarının yarısı kadar bir daireyi verebilecek.
Bu sözleşmeyi yollayan Emrullah Turanlı bölge kat maliklerini, Şişli’de yemekli toplantıya davet ediyor. Eğer sözleşmeye onay verirlerse İngiltere’de bir şirkete ‘konsept turistik proje’ yaptıracağını, bunun 2 yıl sürebileceğini söylüyor. Proje süresince evlere dokunmayacağını, ama sözleşmeye hemen onay verilmezse, karot aldırıp evleri hemen yıktıracağı tehdidini de savuruyor. Turanlı bu arada, müteahhitler için fırsat olarak gördüğü karot aldırma hakkının yasada değiştirilebileceği korkusuyla acele edilmesi gerektiğini de ağzından kaçırıyor.
Bu tuhaf sözleşme bölgede kat maliklerini tedirgin ediyor. Ortada proje yok. Kendilerine nereden ne verileceği belirsiz. Çünkü Taşyapı oradaki 12 apartmanı yıkıp yerlerine sağlam 12 apartman yapmayı vaat etmiyor. Tam tersi 12 apartmanı yıkacağını, oraya AVM’si, residansları, kültür merkezleri ile ‘turistik konsept proje’ yapacağını söylüyor. İnsanlar evlerinden sürüleceklerini ve bir daha orada öyle bir eve, bir kata sahip olamayacaklarını anlıyorlar.
Bazıları bunu Trump’ın Gazze’de yapmak istediği turistik projeye benzetiyor. ‘’Taşyapı da Etiler’de bu bölgeyi ‘Burada şahane turistik tesis olur, Araplara satarız’ diye gözüne kestirmiş, apartmanları yıkıp, ahaliyi Filistinliler gibi buradan sürmek istiyor’’ diye söyleniyorlar.
Bölge halkı sözleşmeyi imzalamayınca, Taşyapı patronu Emrullah Turanlı kızıyor ve ‘Aldırın karotları’ diye talimat veriyor. Şu anda 2025 temmuz-ağustos ayları bu karot savaşlarına sahne oluyor.
Burada açıkça Taşyapı’nın kanunu kendi menfaatine rant için kötüye kullanması yaşanıyor. Deprem için, kat maliklerine riskli yapıyı tespit imkanı veren karot aldırma hakkını, bir inşaat şirketi evleri yıktırıp, kat sahiplerini oradan sürüp, kafasına göre bir rant projesi yapmak için kullanıyor.
Kanuna karşı hile (Hile-i Şeriye) Osmanlı’dan beri bu toprakların hukukunda kullanılan bir terim. OsmanlI’da bir bölgede tapulara bu kadar pervasızca, haksız hukuksuz çöküp, ahali kovulabilir miydi? diye bir soru gündeme geliyor. Hele vakıf arazisine çöküp ‘kaçak otel’ yapmak, oteli yıktırmamak için şimdi Etiler’de bütün mahalleyi yıkmak, Türkiye’nin şu an içine düştüğü hukuksuz zorbalık düzeninin son örneği olarak görünüyor.