Gündemdeki e-imza çetesinin başındaki ismin Düzce Üniversitesi’nde doktora yapan Ziya Kadiroğlu olduğu ortaya çıktı. Benzer suçlardan pek çok kez yargılanan Kadiroğlu 5 yıl da cezaevinde yatmış.
ÇOK sayıda kamu kurumundaki yöneticinin e-imzasını kopyalayarak sistemlere yetkisiz erişim sağlayıp sahte üniversite, lise diplomaları ve sürücü belgeleri düzenleyen şüphelilere yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara 23’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde iki ayrı dava açtı.
Geçen mayıs ayında açılan ilk davada 134 şüpheli yer alırken temmuzda tamamlanan ikinci iddianameye 65 şüpheli daha eklendi. Her iki iddianamede başta Ziya Kadiroğlu, Gökay Celal Gülen, Zeynep Karacan’ın bulunduğu 6 şüphelinin sahte diploma organizasyonunu yöneten kişiler olduğu anlatıldı. Birinci iddianamede Milli Eğitim Bakanlığı ve Gazi Üniversitesi Rektörlüğü şikâyetçiler arasında yer aldı. İkinci iddianameye göre ise şüphelilerin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı, Başkan Yardımcısı ve YÖK Eğitim Öğretim Daire Başkanı ile 14 farklı üniversitenin Öğrenci İşleri Daire Başkanları veya personelinin e-imzalarını kopyaladıkları tespit edildi.
Dava dosyasında e-imza skandalının başındaki isim olarak ‘Ziya Hoca’ diye nitelendirilen Ziya Kadiroğlu gösterildi. Kadiroğlu, ifadelerinde benzer suçlardan daha önce ceza aldığını anlattı. 2010 ve 2012 yıllarında KPSS soruşturması kapsamında örgüt lideri olarak, 2016’da sahte diploma çetesi soruşturmasında yine örgüt lideri sıfatıyla yargılandığını kabul eden Kadiroğlu, toplamda 3 kez örgütsel suç kapsamında operasyon geçirip yargılandığını, bu davaların ulusal ve uluslararası basında konusu olduğunu, adının kamuoyunda hem suçlu hem de kahraman olarak anıldığını anlattı. Sanık Kadiroğlu, ülkedeki sınavlara yönelik yasal ya da yasadışı eğitim danışmanlıkları verildiğini söyleyerek kendisini savundu.
E-imza çetesinin lideri olmakla suçlanan Kadiroğlu daha önce de sahtecilik suçlarından birçok kez yargılanmış.
Kadiroğlu ayrıca 2010-2016 arasında, kamuoyunda “KPSS çetesi” bilinen dosya kapsamında örgüt lideri olarak yargılanmasına ilişkin, “Başkalarının yerine joker adayı sınava sokmam iddiaları ile ilgili olarak hakkımda işlem yapıldı. Daha sonra diploma ve atama çetesi olarak adlandırılan dosyada yargılandım ve cezalar aldım. 5 yıl cezaevinde kaldım. Yalnızca 2002 ve 2005’e ait iki dosyadan ceza aldım, diğer tüm dosyalardan beraat ettim. Haksız tutuklama nedeniyle tazminat kazandım” dedi. Kadiroğlu, Adana, Osmaniye, İstanbul ve Ankara’da hakkındaki soruşturmalar nedeniyle ifade verdiğini, halen Düzce Üniversitesi’nde doktora yaptığını da belirtti.
Her yere sızmışlar
İddianameye göre organizatörlerden şüpheli Gökay Celal Gülen’e ait elektronik materyaller üzerinde yapılan incelemede, pek çok kişiye ait kimlik bilgileri, sahte kimlik oluşturulmasına yarayacak nitelikte görsellerin yanı sıra çok sayıda kamu kurum ve kuruluşuna ait web sitelerine giriş tespit edildi.
Sahte kimlik kullanılmak suretiyle e-imza üretilen Milli Eğitim Bakanlığı İşyeri Tabanlı Mesleki Eğitim Daire Başkanı’nın hesabına yetkisiz erişim sağladığına dair bulgular ele geçti.
İddianamede Gülen’in elektronik materyallerinde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ne ait “web tapu SMS modülü” içerikli belgeler, Tapu Kadastro Personeli M.Y.’ye ait kullanıcı hesabı üzerinden “Taşınmaz satış randevusu” içerikli belgeler de bulunduğu belirtildi. Hakkındaki suçlamaları reddeden Gülen, “Bu verilerin benimle alakası yoktur. Ziya Hoca’nın bana verdiği disklerden kalan veriler olabilir” dedi.
Sahtecilik konağı
İddianamelere göre, çete faaliyetlerinin büyük bölümü Ankara Ulus’ta bulunan TUZEM Akademi isimli lüks bir konakta yürütüldü. E-imza skandalının organizatörlerinden Mıhyeddin Yakışır ifadesinde, “Ulus’ta bulunan çok lüks bir şekilde döşenmiş, konak şeklinde yapılmış, içerisinde server’lardan tutun toplantı salonuna kadar her türlü detay düşünülen TUZEM Akademi isimli bir işyerinde işlemler devam etmektedir. İşyerinin ön kısmında normal uzaktan eğitim faaliyetleri ile ilgili sertifikalar düzenlenmekte olup, sanki normal okul gibi görünüm verilerek arka tarafta tüm bu illegal işlemler yapılmaktadır. Bu işyeri Zeynep adına kayıtlıdır” dedi.
Operasyondan iki gün önce TUZEM Akademi isimli işyerinin kamera kayıtlarının silindiği tespit edildi. Şüpheli Karacan’ın diğer şüpheli Gülen ile yakalandıkları takdirde ne şekilde savunma yapacaklarını konuştuklarına ilişkin mesaj kayıtlarına da ulaşıldı.
YÖK ve üniversitelerde büyük soruşturma
Çetenin eylemleri sonucu üniversitelere öğretim görevlisi, akademisyen olarak yerleştirilen Türkiye geneli 400’den fazla kişi bulunduğu, birçoğunun doçent ve profesör olduğu iddiası soruşturmayı yeni bir boyuta taşıdı.
YÖK davanın da seyrini değiştiren ifadeyle ilgili harekete geçti. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar iddianamedeki bilgiler ve ifadelerde geçen isimler üzerinden kurul bünyesinde soruşturma açarken geçen perşembe günü de ilgili üniversitelere yazı göndererek soruşturma açmaları talimatını verdi. Prof. Özvar “Çok ciddi bir hadise. İki koldan soruşturma yapacağız. Hem biz hem de ilgili üniversiteler ayrı ayrı soruşturma yürüteceğiz. Sahte diplomanın önüne geçmek ve cezai yaptırımları artırmak için yasal düzenlemeye ihtiyaç var” dedi.